Pazar günü büyük kongresini gerçekleştirecek olan HDP’nin bileşenlerinden ESP ve SYKP eş genel başkanları, iktidarın alaşağı edilmesi için öncelikli olarak en geniş cephe siyasetinin zaman kaybedilmeksizin oluşması gerektiğini söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 4. Büyük Olağan Kongresi’ni 23 Şubat’ta Ankara Arena’da gerçekleştirecek. Türkiye’nin çok bileşenli tek partisi olan HDP, yeni yönetimin belirleneceği kongre ile önemli kararlaşmalara gitmeyi amaçlıyor.
AKP iktidarında Türkiye’nin içerisinde bulunduğu yönetimsel krizi aşmak üzere bir demokratik yönetim seçeneği haline dönüşmeyi önüne hedef olarak koyan parti, bu amaçla bünyesinde topladığı demokratik muhalefeti daha da genişletme yolunu izleyecek. HDP bileşenleri arasında yer alan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, kongre öncesi sürecine dair Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a konuştu.
‘Birleştirici siyaset üretimine ihtiyacı var’
Öncelikle HDP’ye yönelik son yıllardaki baskı baskılarının etkileri üzerinde duran ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, “Tutuklamalar, eylem yasakları, kayyım atamalarıyla belediyelerin gaspı HDP’nin siyaset sahasında daralma yaratırken, örgüt yapısında da bozulmalara yol açtı. Bu somut durum protestocu bir tarz, müdahil olan bir siyaset dili yarattı. Seçimlere endekslenmiş merkezi siyaset tarzı ve temsiliyete dönük siyaset üretimi HDP’deki daralmayı daha da belirgin hale getirdi” değerlendirmelerinde bulundu. Gümüştaş, bu nedenlerle “HDP’nin iddialı bir dile, kendisinden çözüm bekleyen tüm kesimler için programının da yer aldığı, tüm konularda kapsayıcı ve birleştirici siyaset üretimine ihtiyacı var” dedi.
HDP bileşenlerine sahayı genişletme sorumluluğu
Gümüştaş, içinde bulunulan süreçte HDP bileşenlerine politik ve örgütsel sahayı genişletme gibi büyük bir sorumluluk düştüğünün altını çizerek, “HDP bileşeni olmayan sol, sosyalist güçler ise HDP ile yan yana gelişi sadece bir dayanışma biçimi olarak değil, anti-faşist duruşun, mücadelenin bir gereği, ölçüsü olarak ele almalı ve pratik bir duruş geliştirmeli” ifadelerini kullandı. HDP’ye yönelik “Kürt sorunu konusunda yeterince politika üretemediği” ve “Türkiye partisi olamadığı” şeklindeki eleştirilere değinen Gümüştaş, şunları söyledi: “Bu tartışmalar aşılmalıdır. HDP’yi özgürlük mücadelesinin odağı yapan Kürt özgürlük güçleri ve Türkiye Devrimci Hareketi’nin bir program etrafındaki stratejik birliğidir. Bu birlik, Türkiye demokrasisinin temel sorunu olan Kürt sorununun çözümüne aday siyasi güç olduğu kadar, Türkiye halklarının emek, inanç, adalet sorunlarını da çözmeye adaydır. Öte yandan bu güç, toplumsal ve siyasal sorunların çözümünü açığa çıkarak en geniş ittifak biçimlerini ve mücadele yöntemlerini geliştirmenin engeli de değildir. Konu düpedüz politika üretimi ve eylemde somutluk ve girişkenlik konusudur.”
‘Güçlü bir çağrıya dönüşmeli’
Gümüştaş, kongreye dair son olarak şunları ifade etti: “Siyasi-toplumsal koşullar altında yapılacak olan Kongre, Türkiye halkına güçlü bir çağrıya dönüşmelidir. Bazen örgütsel bir iş, büyük bir siyasal çıkışa ve duruşa dönüşebilir, yerini tutabilir. HDP için 4. Olağan Kongre’de hem bir araya getireceği örgütleri hem de alacağı kararlar ve kuracağı yeni yönetim mekanizmasıyla siyasette ve toplumsal yaşamda bir enerji ve mücadele isteği üretebilir. Kongre güçlü bir örgütlenme ve yerelleşme seferberliğiyle bütünlenmelidir. HDP’nin eylem kapasitesi ve yerel politika gücü geliştirilmeli, çaresizliğin, çözümsüzlüğün girdabındaki her kesime ulaşacak, çare olacak bir toplumsallık üretmelidir.”
‘HDP’nin 7 Haziran seçimlerinden bu yana tehdit olarak görülüyor’
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise, HDP’nin 7 Haziran seçimlerinden bu yana egemen sistem tarafından tehdit görüldüğünü belirtti. Yüce, “Müesses nizam HDP’nin gerçek bir halk seçeneği olma olasılığı karşısında dişiyle tırnağıyla düzeni savunmaya, yerleşik statükoyu korumaya karar vermiştir. Bunun siyasal ifadesi de kendisini AKP-MHP-Ergenekon ittifakında ortaya koymaktadır. AKP-MHP-Ergenekon ittifakı, karşısındaki kuvveti, müesses nizamı tehdit eden HDP’yi, onun en dinamik unsuru Kürt hareketini bütünüyle ezmediği taktirde kendini güvende hissetmiyor, hissetmeyecektir” dedi. Tüm saldırı ve baskı politikalarına karşı HDP’nin ayakta durmaya devam ettiğini vurgulayan Yüce, 4’üncü Büyük Olağan Kongrede en temel gündemin ‘AKP-MHP faşist bloğundan Türkiye’yi kurtarmak ve ülkeyi demokratik istikamete yöneltmek’ olması gerektiği düşüncesinde. Yüce, bunun için de gerekli siyasal yönelimin kafa karışıklığına meydan vermeksizin netleştirilmesi ve ertesinde gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Demokrasi ittifakı
Kongrenin temel gündemlerinden bir diğerinin ‘demokrasi ittifakı’ olduğunun dile getiren Yüce, iktidarın alaşağı edilmesi için öncelikli olarak en geniş cephe siyasetinin zaman kaybedilmeksizin yapılması gerektiğini ifade etti. Yüce, “AKP-MHP ittifakının kendiliğinden gideceğini sanmak, ‘gittiler, gidiyorlar’ diyerek edilgin bir konumlanışa sürüklenmek yanlıştır. Önümüzdeki dönemde her türlü provokasyona yeltenecek, gitmemek için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır. En geniş cephe siyasetiyle HDP’nin sosyal, toplumsal, siyasal ve kültürel mücadeleler içinde kendini yeniden kurması, inşa etmesi ve yapılandırması, birbiriyle koparılamaz bağlara sahip olan görevlerdir” diye konuştu. Yüce, ittifak geliştirme sürecinde ise sekter ve daraltıcı yaklaşımlar yerine esnek, yaratıcı ve kapsayıcı bir siyaset tarzının önemi üzerinde durdu.HDP’nin sosyal, toplumsal, sınıfsal mücadelelerin aktif bir unsuru olması gerektiğini belirten Yüce, “Demokrasi cephesinin sözcüsü olma konumuna yükselmek için gerekli kararları almalı ve kongre ertesinde de yerine getirmelidir” şeklinde belirtti. HDP’nin yapısının güçlendirilmesi için ‘sorunların halkın önünde ve halkın etkisine açık kanallar yaratılarak tartışılması’ önerisinde bulunan Yüce, parti içindeki görüş farklılıklarının HDP’nin geleceği açısından önemli olduğunun altını çizdi.