HDP’nin Olağan 4. Kongresi Ankara’da on binlerin katılımı ile gerçekleşti. Büyük bir coşku ile başlayan kongrede, salona sığmayan konuklar salon dışına taştı. Kongreye yurtiçinin yanı sıra yurtdışından da çok sayıda konuk katıldı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 4’üncü Olağan Kongresi, Ankara Spor Salonu’nda başladı büyük bir coşku ile gerçekleşti. On binlerce kişinin akın ettiği Ankara Spor Salonu’na sığmayan yurttaşlar salon dışına taştı.
Salon önündeki alanda adım atmak dahi zorlaştı. Kongrenin ana sloganı ise “Bu ülke bizlerin. Bizler yöneteceğiz” olarak belirlendi.
28 ülkeden katılım
Kongreye yurtiçinin yanı sıra yurtdışından da çok sayıda konuk katıldı. Kongrede; Tunus, Filistin, Ürdün, Fas, Kıbrıs, İsveç, Batı Şeria, Fransa, Galiçya, Almanya, Avustralya, Lübnan, Yunanistan, Bask, Mısır, İtalya, Katalonya, Danimarka, Norveç, İngiltere, İskoçya, Portekiz, Finlandiya, İsviçre, İspanya, Ermenistan ve Irak başta olmak üzere 28 farklı ülkeden konuk yer aldı. 30’dan fazla siyasi parti temsilcisi ve Ortadoğu’dan da çok sayıda kadın örgütü salonda yerini aldı. Gelecek Partisi Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin katılırken, davet gönderilen İYİ Parti’den kongreye katılım olmadı. Parti kurma aşamasında olan Ali Babacan ve Saadet Partisi kongreye mesaj gönderdi.
Kongrenin açılış konuşmasını HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış yaptı. Barış, “Bugün çok anlamlı bir buluşmayı gerçekleştiriyoruz. Tarihin bu önemli kavşağında Serhat’tan Amed’e, Karadeniz’e Avrupa’dan Avustralya’ya ve tüm Kürdistan’a selamlarımızı gönderiyoruz. Sizlere sözümüz olsun ki HDP kazanacak, halklar kazanacak” dedi.
Temelli: Halkın hizmetinde olmaya devam edeceğim
Sezai Temelli ise, konuşmasına “Bu coşkunuz, bu sesiniz İmralı’ya, Öcalan’a ulaşmıştır” sözleriyle başladı. Temelli, “İki yıl önce çöktürülmek istenen bir HDP vardı, şimdi sizler sayesinde seçenek yaratan bir HDP var. İki yıl önce başladığımız bu yolda ben Sezai Temelli idim, sizler sayesinde Heval Sezai oldum. bu onurlu halkın hizmetinde olmaya devam edeceğim. Buna hiç kimse engel olamayacak. Halkımızın direnişi ile AKP ve MHP ittifakına karşı alın teriyle buraya kadar geldik. Bir gün cezaevi kapılarında çocuklarının açlık grevinde yaşamını yitirmesini isteyemen anneler oldu, diğer gün sandık başında olduk. 24 Haziran’da, 31 Mart’ta tek adama dur dedik. Faşizme karşı mücadelemizi omuz omuza hep birlikte büyüttük.”
‘Mehmet Tunçların Mahirlerin yoldaşları’
Temelli’nin ardından sözü alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, uzun süre alkışlandı. Buldan, salonu dolduran on binleri Kürtçe ve Türkçe selamladı. Tutuklu siyasetçileri selamlayarak devam eden Buldan, “HDP fikriyatının büyük emektarı Sayın Abdullah Öcalan’a buradan selam ve saygılarımızı gönderiyorum” ifadelerini kullandı.
Buldan’ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle: “Evet, bugün burada; Denizlerin, Mahirlerin, Mazlumların, Kemallerin, Mehmet Tunçların genç yoldaşları var. Bozlağımız var. Horonumuz var. Zeybeğimiz var. Govendimiz var. Semahlarımız var. Büyük insanlık yürüyüşümüz var. HDP’yi duymayanlar işte bu salondan yükselen barış seslerini duysun, değişimin sesini duysun. HDP’yi görmeyenler işte bu demokrasi salonuna baksın. Engellenemeyen halk iradesini görsün.
‘Öcalan’ın çözüm iradesinden korktular’
“Tecrit hepimize, insanlığa yönelen bir tehdittir. Demokrasiye ve barış taleplerine tecrittir. AKP-MHP çözümsüzlük ittifakı Türkiye ve Ortadoğu halklarının geleceğini İmralı’da 13 metrekareye sıkıştırarak karartmak isterken, Sayın Öcalan ise 13 metrekarede tüm bu kadim toprakların kaderini değiştirecek yüzyılın barış ve demokratik çözüm projesini geliştirdi. Sayın Öcalan, ‘Sadece halklarımızı değil, bütün bölgeyi ve insanlığı demokrasi güneşi altında toplamak bizim kendi ellerimizdedir’ demişti. İşte, bu çözüm ve barış iradesinden korktukları için iktidar masayı devirdi.”
‘Ülkeyi yönetmeye geliyoruz’
“Barışla yaşayabileceğimiz bu toprakları ölüm coğrafyasına dönüştürdüler. Suriye barışını, Kürtlerin demokratik Suriye’deki temsiliyetini engellemek için Kuzey Suriye’ye girdiler, Efrin’e girdiler. Her yeri talan ettiler. Suriye topraklarına tankla topla girerken, halkımızın bin bir emekle kazandığı belediyelere de kayyımlarıyla girdiler. ‘Kürtler seçemez, Kürtler yönetemez’ dediler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar; Kürtler seçmeye de, kendi kentlerini yönetmeye de devam edecektir. Sadece kentleri değil, bizler, artık bu ülkeyi yöneteceğiz ve yönetmeye geliyoruz diyoruz. Halkların iradesi AKP’den de, tek adamdan da büyüktür. Yapılacak ilk seçimlerde de iktidardan gidecekler.”
‘Kürtler için birlik zamanı’
Kürtlerin kendi içinde birlik olmasının artık zamanıdır. Parçalı duruş değil, ulusal demokratik duruş kazandıracaktır. Bu ilkeli ve tarihi birliği sağladığımızda inanın ki, Kürt halkını daha fazla ezmeye, yok saymaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Rojava’dan yayılan özgürlük ışığı Mahabad’ı, Süleymaniye’yi, Amed’i, Bağdat’ı, Tahran’ı, Ankara’yı, Halep’i aydınlatacaktır.”
Demokrasi ittifakına çağrı
“Karşılarında ezilen halkların ittifakı vardır. Cizre ile Gezi’nin ittifakı vardır. Demokrasi ittifakı dünden bugüne tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin ittifakıdır. Değişim isteyenlerin ittifakıdır. Buradan; demokrasiden, adaletten, toplumsal barıştan, birlikte yaşamdan, emekten yana olan, geleceği dair sözü olan herkesi, iktidar dışındaki tüm siyasi partileri demokrasi ittifakına davet ediyoruz. Bu aynı zamanda demokrasiye bir davettir.”
“Büyük değişimin eşiğindeyiz. Ülkeyi her yönüyle çökerten bu iktidardan hep birlikte kurtulacağız. Gidecekleri yer ise görkemli sarayları değil, halka hesap verecekleri adalet sarayları olacaktır. 18 yıllık AKP artık siyasetin ve toplumun değil, tarihin konusu olacaktır. Kongre açıklamalar ve gönderilen mesajların okunmasıyla devam ediyor.”
Ardından eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, partinin 4’üncü Olağan Kongresi’ne gönderdiği ortak mesaj okundu.
Yüksekdağ ve Demirtaş’ın “Yolun açık, rüzgarın bol olsun Halkların Demokratik Partisi!” başlıklı mesajı şöyle:
“Partimizin Dördüncü Olağan Büyük Kongresi Divanını, değerli delege arkadaşlarımızı, yurtiçinden ve yurtdışından dayanışma duygularıyla katılan saygıdeğer konukları, elçiliklerin ve basının değerli temsilcilerini ve sevgili halkımızı yüreğimizin olanca sıcaklığıyla selamlıyor, kongremizin başarılı geçmesini diliyoruz.
‘Umudun, direnişin, zaferin müjdesi’
Partimiz HDP, kurulduğu günden bu yana Türkiye halklarının, ezilenlerinin büyüyen umudu haline geldi. Ortadoğu’ya yönelik emperyal müdahalelerle derinleşen mezhep, din ve kimlik çatışmaları… Savaşların ve işgallerin yarattığı yıkım… Sınırsız sömürünün yol açtığı açlık ve yoksulluk; evsiz, yurtsuz kalıp mülteci durumuna düşen on milyonlar… Acıyla yoğrulmuş bir coğrafya… Giderek katmerleşen umutsuzluk, çaresizlik… Paramparça edilmiş bir toplum ve kapkaranlık bir gelecek… İşte böylesi kaotik bir ortamda bütün ışıltısıyla yeşerdi HDP’nin görkemli ağacı. Her bir dalında farklı bir sesin, farklı bir rengin tınısı, her bir yaprağında umudun, direnişin, zaferin müjdesi. Kasırganın, selin, tufanın ortasında ayakta kalmış bir ‘NUH’UN GEMİSİ’. Bu gemi şimdi, yeryüzünün bütün renklerini bağrında taşıyan yolcularıyla birlikte yeni yaşamı kurmak üzere ağır ağır yanaşıyor limana.
‘NUH’UN GEMİSİ dimdik ayakta’
Biliyoruz, yolculuk çok çetin geçti, gemimiz ağır darbeler aldı. Kaptanlarımız tutuklandı, deneyimli mürettebatımızla birlikte. Ama bilmezler ki her bir yolcusu birbirinden dirençli, her biri birbirinden kuvvetli bu geminin. Ne kaptan köşkü boş kaldı ne de makine dairesi. Milyonları durdurmaya gücü yetmeyen Nemrut’un partisi daha şimdiden üç parçaya bölündü ama NUH’UN GEMİSİ dimdik ayakta yek vücut bir şekilde menziline süzülüyor kararlılıkla. Bu gemiyi inşa edene de yürütene de aşk olsun. Bu uğurda toprağa düşene de esir düşene de selam olsun. Bu gemi limana varacak demiştik, evvel Allah sözümüz söz olsun. Şimdi hedef halkın iktidarını kurmaktır artık, hepimizin yolu açık olsun.
‘Biz direnmeyi sizden öğrendik’
Zindandayız şimdi, ama bilin ki yüreğimiz yangın yeri. Biz direnmeyi sizden öğrendik gençler. Dik durmayı sizlerden kadınlar, analar. Umudu gözlerinizde gördük, isyan seslerinin yankılandığı meydanlarda. İlle de sevdik sizi ve çok çok özledik hepinizi. Yüreğimiz, ruhumuz sizlerle. Sözümüz, kalemimiz, dualarımız sizinle. Her birinize ayrı ayrı, kucak dolusu selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Eşbaşkanlarımızı, tüm parti yönetimini kutluyor, dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.
Yolun açık, rüzgarın bol olsun Halkların Demokratik Partisi!
Rêya te vekirî, bayê te gur be Partiya Demokratîk a Gelan!
An serkeftin an serkeftin.”
Ardından, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sedat Şenoğlu ve DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk kısa bir konuşma yaptı.
Babacan mesaj gönderdi
Yeni parti kuruluşu sürecinde olan Ali Babacan, kongreye mesaj gönderdi. Babacan, mesajında şunları ifade etti: “Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sezai Temelli, Halkların Demokratik Partisi’nin 4’üncü Olağan Büyük Kongresine davetiniz için teşekkür ederim. Kongrede alacağınız kararların ülkemizin demokrasisine ve toplumumuzun huzuruna katkı vermesini ümit ediyorum. Bu vesileyle selamlarımı iletiyor, kongrenizin hayırlı olmasını diliyorum.”
Uluslararası alandan gelenlerden kısa konuşmalar
Kongre uluslararası alandan gelen katılımcılar kısa konuşmalar yaptı. Kürsüye ilik olarak çıkan Avrupa Sosyalist Partisi ve İsveç Sosyal Demokrat Partisi adına Kadir Kasırga, “Bu coğrafyada siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu, en yüksek değerlerinizle bedeller ödeyen sizleri selamlıyoruz. Bugün zindanlarda, demir parmaklıklar arkasında rehin tutulan Sayın Demirtaş ve Yüksekdağ’ı binlerce kez selamlıyoruz. Buradan yeniden belirtmek isteriz ki Demirtaş ve Yüksekdağ’ın davalarının takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı. Kasırga, “Bu coğrafya çok kan gördü. Katliamlar gördü. Buradan saraydakilere, Ankara’dakilere çağrı yapıyoruz, İmralı’nın kapılarını çalın ve barış müzakerelerine başlayın” çağrısı yaptı.
‘Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir’
AKPM Birleşik Avrupa Sol Grubu Başkanı Tiny Kox, “Bu toplantıda o kadar evimde hissediyorum ki. Benim için ve Avrupa solunda mücadele eden arkadaşlarım için sizler büyük bir ilham kaynağısınız. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Üzerindeki baskılar ne kadar ağır olursa olsun geri adım atmayacağınızı biliyorum ve bu mesajınızı geri döndüğümde yoldaşlarıma bildireceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Galiçya’dan Korsika’dan selamlar getirdim’
Avrupa Özgür İttifakı (EFA) Başkanı Lorena Lopez de Lacalle, şunları ifade etti: “Ben Avrupa Özgürlükçü Parti’nin başkanıyım. 19 Avrupa ülkesinden 46 partiyi temsilen buradayım. İnsanların kendi geleceklerini tayin edebilmeleri için mücadele eden bir partiyiz. Galiçya’dan Korsika’dan selamlar getirdim. Bask’tan selamlar getirdim. Sizlerin zor zamanlardaki cesaretinizi, özellikle zindanlardaki kadınları selamlıyorum.”
‘Yaşasın Filistin, Yaşasın Kürdistan’
FHKC Politbüro Üyesi Leyla Halid alkışlarla kürsüye çıktı. Halid, şunları söyledi: “Bu kürsüden ikinci defa sizlere sesleniyorum. Yaşamımda gördüğüm en heyecanlı anı yaşıyorum. Halklarımız partinizi kucaklamış, halklarımız partisini yükselterek götürüyor. Taban ve yönetim olarak bir arada olmanız büyük bir mesele. Filistin halkından sizlere selam getirdim. Filistin zindanlarında esir olan yoldaşlardan cezaevlerinizde direnen yoldaşlarınıza selamlar getirdim. İsrail Zindanlarında yatmakta olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) üyesi milletvekili Halide Cerrar’dan İmralı’daki Öcalan’a selamlar getirdim. Türkiye ordusunun Suriye’de ne işi var. Çocuklarımız ölüyor. Size adınızla da söylüyorum: Suriye halkları Erdoğan’a karşı başarı kazanacak. Yaşasın Filistin, Yaşasın Kürdistan.”
‘Yolunuz açık olsun’
Mısır Sosyalist Halk İttifakı Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Mamdouh Habeshi, “Bizler Mısır’da toplandığımız ve kutlamalarını yaptığımız geçmiş halk hareketlerinden sonra bu görüntüyü görmek beni çok mutlu ediyor. Mısır’da her alanda bir nevi sıkıyönetim yaşıyoruz. Bu diktatörlüklerin neyi yansıttığını siz çok iyi biliyorsunuz. Emperyalist sistemin birer yansımaları olarak geliyorlar. Siz HDP olarak bu emperyalizm ile mücadele yolunu seçtiniz. Yolunuz açık olsun” dedi.
HDP Kongresi’ne Kürdistan’ın parçalarından mesaj
Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbaşkanı Mesrûr Barzanî, kongreye davetiyesinin kendisine ulaştığını ve memnuniyet duyduğunu ifade ederek, katılım sağlamamasından dolayı üzgün olduğunu dile getirdi. Barzani, “Kongrenizin barış ve kardeşliğin güçlenmesine, halkların dostluğuna vesile olmasını diliyorum” dedi.
Tevgera Azadî
Federe Kürdistan Bölgesi’nden Tevgera Azadî, gönderdiği mesajında, “Demokrasi, özgürlük ve halkların zaferi inancıyla, Güney Kürdistan’dan kongrenizi selamlıyoruz. Baskı altında demokrasi mücadelesi verdiğinizi, siyaset yaptığınızı, binlerce üye ve yöneticinizin tutuklu olduğunu biliyoruz. Demokratik siyaset ve özgürlük yürüyüşünüzde başarılar diliyoruz” ifadelerine yer verdi.
PYD
Kuzey ve Doğu Suriye’den Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlığı’nın kongreye gönderdiği mesajda, “Ortadoğu halkları tarihi bir dönemden geçiyor. Kürt halkının gözü bugün Kuzey Kürdistan’da HDP’nin kongresinde. Kongre katılımcılarının da bu temelde katılım sağlayacağını umut ediyoruz. PYD olarak kongrenizi selamlıyor, başarılar diliyoruz” denildi.
Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi, İran Kürdistan Demokrat Partisi ile Federe Kürdistan Bölgesi’nden Kürdistan Demokratik Halk Hareketi, Kürdistan Demokrasi ve Özgürlük Hareketi, Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürdistan Parlamenterler Birliği, Goran Hareketi, Kürdistan Özgür Kadınlar Örgütü, Kürdistan Yeşiller Partisi, Kürdistan Sosyalist Partisi kongreye dayanışma mesajı gönderdi.
Sancar: Şimdi inşa zamanı
Konuşmasına Arapça başlayan Mutabakat Komisyonu’nun önerdiği HDP Eş Başkan adayı Mithat Sancar, Ataol Behramoğlu’nun “Cellat yatağında uyandı yatağında bir gece” dizeleriyle başlayan şiirini okudu. “Türkiye’nin Kürdistan’ın her köşesinden baskıları aldırmayarak, engelleri aşarak geldiniz. Buraya cesareti ve umudu geldiniz” diyen Sancar, “Geçmişten bugüne direnenlerden, bedel ödeyenlerden, bedel ödemekten çekinmeyenlerden umudu alıyoruz. Şimdi inşa zamanıdır. Direnerek kazandık şimdi kazandıklarımızı inşa edeceğiz. Bunun temeline demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı koyacağız. Barışı, adaleti inşa etmek için zaman gelmiştir. Yeni yaşamı, özgür yaşamı, demokratik zamanı inşa edin. HDP şimdi inşa yolundadır” dedi
Sancar’dan çağrı
Siyasi partiler, emek meslek örgütleri ve herkese çağrı yapan Sancar, “Biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapacağız. Bu kadar gaddar bir iktidar varken şimdi el ele tutuşmak, birlikteliği büyütmek güçleri çoğaltmak gerekiyor. Demokrasi barış ve adalet isteyen herkese çağrımız var. Son yıllarda toplumun her kesimi yaralandı. KHK zulmü ile insanlar aşından ekmeğinden edildi. Kayyımlarla halkların iradesi gasp edildi. Öncelikle bu yaraları saracak iradeyi birlikte kuralım. Haksızlıkları giderecek bir yol planı üzerinde birlikte çalışalım. Siyasi partiler, emek meslek örgütleri olsun herkese bu çağrıyı yapıyoruz. Gelin bu yolu birlikte örelim. Gelin talanı yalanı ve kanı durduralım. Şimdi kanı durdurmak ve büyük barışı kurmak zamanıdır. HDP olarak barışı artık daha net daha anlaşılır söylememiz gerekiyor. Bedel ödemek mi gerekiyor. Buna da hazırız.” ifadelerini kullandı.
Sancar’ın konuşmasının satır başları şöyle:
‘Yoksulların, emekçilerin partisiyiz’
“HDP nedir? Tanımlamak için yüzlerce kelime bulabiliriz ama HDP en başta umudun partisidir. Peki soruyorlar; bu kadar baskı, zulüm, hapis, ölüm var. Nereden çıkartıyorsunuz bu umudu diyorlar. İşte sizlerden alıyoruz bu umudun kaynağını. Bedel ödeyenlerden ödemekten çekinmeyenler, özgürlüğe yaşama aşık olanlardan alıyoruz bu umudu. Yolundan bedel ödeyerek vazgeçmeyenler çoğalıyor, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Direnmenin hikayesini size anlatmak haddime değil. Zaten burada videolarda da en çarpıcı biçimiyle hepimiz gördük. Bırakın videoları, her birimiz hayatının içinde yaşıyor. Ben özel olarak ne kadar direndiğinizi anlatmayacağım. Direnmek bizim içimizde. Direnmek zorunda kalan Kürtlerin, Türklerin, yoksulların, emekçilerin partisiyiz.”
‘İmralı’nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın’
Fakat barışa katkıyı sunacak iradenin önünün açılmasını da istiyoruz. İmralı’nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın. Barış isteyen herkes samimiyetle şuna inansın, barışın yolu açılacaksa, Öcalan mutlaka ve mutlaka bu yolun ışığı olacaktır. O nedenle diyoruz tecrit sadece bizim meselemiz değildir. Sadece hukuk meselesi değildir. Bu ülke barışının meselesidir. Biz bu çağrıyı vicdanında yüreğinde fikrinin herhangi bir yerinde adalet huzur barış taşıyan herkese yapıyoruz. Gelin Meclis’i barış çalışmalarının odağına koyalım. Ama bu toplumun ne kadarına katabiliyorsak katalım. Çağrımız tek tek bütün vicdanlı insaflı insanlarıdır: sokaktaki insanlarıdır, her gün eziyet gören ülkenin bütün insanlarınadır. Barış olmadan huzur olmaz, refah olmaz, demokrasi olmaz.