Hrant Dink Vakfı’nın ve Rakel Dink’in ölümle tehdit edilmesine ilişkin açıklama yapan HDK, ‘Bu saldırıların, tehditlerin ve nefret söylemlerinin zeminini hazırlayanın AKP-MHP iktidarı olduğunu söylüyoruz’ dedi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, Rakel Dink ve Hrant Dink Vakfı avukatlarına yönelik vakfa gelen ölüm tehditlerine ilişkin “Hala Hrant’ız hala Ermeni’yiz” başlıklı açıklama yaptı.
HDK, “Hrant Dink’in 2007 yılında kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin önünde öldürülmesinden sonra onun ‘hayallerini, mücadelesini, dilini ve yüreğini yaşatmak’ için kurulan Hrant Dink Vakfı’nın iki gün önce aldığı tehdit maili, eşitlik ve barıştan yana olan tüm demokrasi güçlerini ve birlikte yaşam umudumuzu tehdit etmektedir” dedi.
13 yıldır aydınlatılmayan bu cinayet AKP iktidarı döneminde işlendiğini hatırlatan HDK, cinayette sorumluluğu olan kamu görevlileri AKP iktidarınca korunup kollandığını, hatta aralarında terfi ettirilenlerin olduğunu belirtti. Açıklamada, “Yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlü devlet görevlilerinin Hrant Dink’in ölüm tehditleri aldığını bildikleri, Hrant Dink’e yönelik saldırı olacağı bilgisine cinayetten önce ulaştıkları, hatta cinayette kullanılan silah ele geçirilmeden silahın niteliği hakkında bilgi sahibi olduklarına dair belgelere ulaştığı halde yargı bunları görmezden gelmişti. Bugün, Hrant Dink Vakfı’na gönderilen e-postayla ölüm tehdidi alan avukatlar ve Dink ailesi, yıllardır cinayetin Trabzon’da bir grup genç tarafından planlanmış olamayacağını ve azmettiricilerinin de ortaya çıkarılması gerektiğini söylüyor” diye kaydetti.
HDK açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Öte yandan, bir kişi 8 Mayıs’ta Bakırköy’de bulunan Dznunt Surp Asdvadzadzni Kilisesi’nin sokak kapısını ateşe vermeyi deneyerek kaçmıştır. Yakalanan saldırgan ifadesinde, tıpkı bir süre önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın salgının sorumlusu olarak LGBTİ+’ları hedef gösterdiği gibi ‘Koronavirüsü bunlar başımıza bela ettiği için yaktım’ demiştir.
“Yine 3 gün önce, Kuzguncuk’ta Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin haçı sökülüp yere atılarak, bir nefret saldırısı daha gerçekleşmiştir. Şüphesiz bu saldırılar tesadüf değildir. Devamlı hale gelen, yer yer göstere göstere, hiç çekinmeden yapılan ve cezasız kalmaları nedeniyle tekrarı teşvik edilen bu saldırılar, meşruiyetini ve yasallığını tamamıyla kaybetmiş AKP-MHP iktidarının varlıklarını sürdürmek için söylem ve pratiklerle hayata geçirdikleri milliyetçilik, militarizm ve şovenizmin ürünüdür. Öyle ki canlı yayında komşularını ölümle tehdit eden Sevda Noyan cezalandırılmamış, RTÜK Başkanı büyütülecek bir konu olmadığını buyurmuştur! ‘Karılarınızı çocuklarınızı bizden nasıl koruyacaksınız?’ diyen, AKP yargısının ‘cezasızlık’ vaadine güvenerek AKP’li olmayan yurttaşları açıkça tehdit etmeye cüret edebilmiştir. AKP yandaşlarının cezasızlığını güvence altına alan AKP, olası hak ihlallerinin ve nefret saldırılarının bizzat sorumlusudur.
“‘Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim’ diyen sevgili Rakel Dink’in sözlerine kulak vererek bu saldırıların, tehditlerin ve nefret söylemlerinin zeminini hazırlayanın AKP-MHP iktidarı olduğunu söylüyoruz. Halkların Demokratik Kongresi olarak birlikte, eşit ve özgür yaşam mücadelemizi tehdit eden her girişimin önünde duracağımızı, direneceğimizi ve ülkenin barışçıl iradesi olarak hak ve eşitlik mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
“Biz 19 Ocak 2007’den bu yana adalet için Buradayız Ahparig! Hepimiz hala Hrant’ız, hala Ermeni’yiz!”
İSTANBUL