Zap’ta kullanılan kimyasal silahın, Bergama’da siyanürle altın çıkarmaktan, Bakırçay havzasında suların kirletilmesinden daha da tehlikeli olduğunu belirten HDK İzmir İl Sözcüsü Sabri Gül, herkesi kimyasala karşı dur demeye davet etti
Yadigar Aygün / İstanbul
Türkiye’nin KDP işbirliğiyle Federe Kurdistan’da bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya dönük saldırıları devam ediyor. HPG’nin 2022 yılı için açıkladığı savaş bilançosunda Türkiye’nin 3 bin 280 kez kimyasal silah kullandığını açıkladı. İnsan, doğaya kadar her şeye zarar veren ve uluslararası sözleşmelere göre yasak olan kimyasala karşı dünya ise sessizliğini koruyor. Ekoloji alanında mücadele yürüten HDK İzmir İl Sözcüsü Sabri Gül, kimyasal silah kullanımın doğaya ve canlılara verdiği zararı değerlendirdi.
Ne hukuk ne ahlak var
Kimyasal silah kullanımın doğaya, canlılara ve tüm ekosisteme zarar verdiğini söyleyen Gül, bunun bir insanlık suçu olduğunu vurguladı. Türkiye’nin hem evrensel hukuku hem de anayasal hukuka aykırı davrandığını belirten Gül, “Kimyasal silahların kullanılması doğayı ve ekolojik dengeyi komple yok ediyor. Kimyasal silahlar doğanın ve canlıların yaşam alanlarına zarar veriyor. Türkiye ilk defa kimyasal silah kullanmıyor. Dersim’de mağaralarda insanlar gazlarla boğulmadı mı? Devletlerin elinde kimyasal silahlar var ve her sıkıştığı alanda bu silahları tereddütsüz bir şekilde kullanıyor. Savaşın bile bir hukuku ve ahlakı var. Türkiye bunu bile tanımıyor” dedi.
Gezegene yayılıyor
Kimyasalın zararlarının kullanıldığı alan ile sınırlı kalmadığının altını çizen Gül, “Bütün bir coğrafya hatta tüm dünyaya yayılıyor. Bütün bir ekosistem ve atmosferin üzerinde bile etkisi var. Gabar’da, Cudi’de, Zap, Metîna ve Avaşîn’de kullanılan kimyasal silahlar gezegene yayılıyor. Zap’ta kullanılan kimyasal silah, Bergama’da, siyanürle altın çıkarmaktan, Bakırçay havzasında suların kirletilmesinden daha da tehlikelidir. Oradaki tehlikeyi gözümüzle görmediğimiz için yok sayamayız” diye konuştu.
Kimyasala karşı çağrı
Doğa ve yaşam için son derece zararlı olan kimyasal silahlara karşı ortak ve birleşik bir mücadele yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Gül, “Bir savaş var. Savaş bizden her ne kadar uzakta gibi gözükse de bizim doğamızı, yaşam alanlarımızı, ekonomimizi, siyasetimizi, özgürlüğümüzü, ekmeğimizi, aşımızı her şeyimizi etkiliyor. Sabah soframıza gelen zeytinden ödediğimiz elektrik parasına kadar her şeye etkisi var. Ekoloji örgütlerinin ve tüm insanların bir bütün olarak kimyasal silahların kullanımına, bu ekolojik tahribata yönelik ortak mücadele etmesi gerekiyor. İnsanlar, kimyasal silahlara karşı durur ise devletler bu kadar kolay kimyasala başvuramazlar. Dünyanın neresinde olursa olsun kimyasal silaha karşı örgütlü ve birleşik mücadeleyi büyüttüğümüzde başarıya ulaşırız” şeklinde konuştu.