HDP’nin on binlerin katılımıyla gerçekleştirdiği kongreyle AKP ve MHP’nin saldırılarına cevap verdiğini belirten HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, iktidar güdümündeki yazarların PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili ortaya attığı iddiaların da özel savaşın parçası olduğuna dikkat çekti
Halkların Demokratik Partisi (HDP), kapatma davası, gözaltı ve tutuklama furyası ve iktidarın saldırılarının derinleştiği bir ortamda, onbinlerin katılımıyla 3 Temmuz’da 5’inci Büyük Kongresi’ni gerçekleştirdi. Dört bir yandan halkların akın ederek taleplerini haykırdığı kongrede, HDP Kürt sorunu başta olmak üzere ülkedeki tüm sorunların çözüm gücü olduğunun mesajını verdi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, HDP kongresinde açığa çıkan sinerji ve öne çıkan mesajları değerlendirdi.
On binler ‘bu oyunu bozacağız’ dedi
MA’dan Ergin Çağlar’ın haberine göre HDP’nin on binlerin katılımıyla gerçekleştirdiği kongreyle AKP ve MHP’nin saldırılarına karşı bir kez daha cevap verdiğini belirten Çiçek, başta Kürtler olmak üzere tüm ötekileştirilen ve ezilen kesimlerin bir araya gelerek, toplumsal hakikatin gerçekliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Çiçek, kongre salonunda ortaya çıkan fotoğrafla cumhuriyetin bugüne kadar yok saydığı, inkar ettiği ve hala tasfiye etmeye çalıştığı halkların, “Biz Kürdistan ve Türkiye’nin en hakiki gerçeğiyiz. Bu gerçeği inkar edemeyeceksiniz, kaybedeceksiniz” mesajını verdiğini belirtti.
HDP’nin kongresi sonrası HDK olarak görevlerini, açmazlarını ve gücünü güncelleyeceklerini vurgulayan Çiçek, “On binler ‘Biz bu partiyi kapattırmayacağız. Bu partiyi kapatsanız da bu oyunu bozacağız. Er ya da geç bu faşist saldırıları püskürteceğiz’ dedi. Ortaya çıkan iradenin mesajı tamamen buydu” ifadelerini kullandı.
Üçüncü yol
Kongrede HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın verdiği mesajların da çok önemli olduğuna işaret eden Çiçek, özellikle de Kürt sorununun demokratik çözümü noktasında verilen mesajlara değindi. Çiçek, şunları söyledi: “Her zaman söylediğimiz bir söz var; Kürt sorununa yaklaşımın bu ülkede demokratik ilke ve kriterlerin turnusol kağıdı olduğu. Hem iktidarın hem de muhalefetin Kürt sorununa yaklaşımı, onun demokratik bilincini ele veriyor. Bundan dolayı kongrede verilen Kürt sorununun demokratik çözümü noktasındaki mesaj ve halkın sloganlarında, bu görülüyordu. Yani Kürt sorununa dönük bu özgürlükçü ve demokratik aklı provokede eden, yok sayan, inkar eden, hatta 90’lı yıllarda olduğu gibi buna faşistçe saldıran, ahlaksızca saldıran bütün yaklaşımlar karşısında bir kez daha ortaya çıkan bir şey vardı, o da şuydu: HDK’nin ve HDP’nin ‘Üçüncü Yol’ fikriyatı, paradigması toplumsallaştı. Bu fikriyat ciddi anlamda bir toplumsal mutabakat oluşturdu.”
Cumhuriyet öncesi çoğulcu kurucu meclisin fotoğrafı
Kongrede kitlenin hem iktidara hem de muhalefete “Biz sizin resmi dünyanızın dışında başka okumalarda yapıyoruz” şeklinde bir mesaj verdiğini belirten Çiçek, “Kongre zemini aslında bir kez daha cumhuriyet öncesi oluşturulan o çoğulcu kurucu meclisin fotoğrafının ta kendisiydi. HDP’nin ortaya çıkarmak istediği görüntü de tamda buydu. Bütün kimlikleri, eşit, adil, birbirini tanıyan, saygı gösteren ama özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet ilkeleriyle buluşturan bir Türkiye fotoğrafıydı” diye belirtti.
‘Öcalan bir hakikattir’
Binlerin kongre salonunda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı sahiplendiğini ve tecridi protesto ettiğini dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongredeki binlerin Öcalan vurgusu, bir kez daha iktidara da muhalefete de gösterdi, devletçi tüm kesimlere gösterdi. Binler şunu gösterdi: Öcalan bir hakikattir, Öcalan Kürt halkının önderidir, Öcalan ülkede demokrasiyi savunanların örgütsel lideridir. Buradan baktığımızda bütün tecrit politikasına, alı koyma siyasetine, işkence siyasetine baktığımızda Sayın Öcalan ile halklar arasında gönül bağı, bilinç bağı ve ideolojik bağ kurulmuştur. Kongrede ortaya çıkan bu sahiplenmeye dönük gayri ahlaki, saldırgan, faşizan bütün yaklaşımların temelinde de bu korku var. Öcalan’a yönelik bu tecrit yaklaşımını da bu kısır döngüden çıkarmamız gerekiyor. Bir taraftan sahiplenen, onu sloganlaştıran ama tecrit politikasına karşı sesini çıkarmayan, belli eşikleri aşamayan yaklaşımların aşılması gerekiyor. Kongre bu bağlılığın daha fazla geliştirilmesinin işaretidir.”
6’lı masa
Çiçek, 6’lı masa olarak bilinen sistem içi muhalefetin Kürt sorununu araçsallaştırmaya çalışmasına karşı da HDP’nin kongrede “Geçit vermeyeceğiz” mesajı verdiğini dile getirdi. Bugün hem iktidarın hem de muhalefetin Kürt sorununa dönük eğiliminin benzer nitelikte olduğunu vurgulayan Çiçek şöyle konuştu: “HDP’nin ‘Üçüncü Yol’ paradigması kapsamında kongrede verdiği temsili zemindeki çoklu fotoğrafı büyütmek zorundayız. ‘Üçüncü Yol’un toplumsal çokluğunu, zenginliğini Karadeniz’de, Marmara’da daha çok büyütmek zorundayız. Hem kendimiz için hem de Türkiye demokrasisi için büyütmek zorundayız. Bu iki dinamik gerek resmi muhalefeti hem de resmi iktidarı yok edecek. HDP kongresinde tribünlere baktığınızda, bu partinin ana gövdesini Kürtlerin oluşturduğu tespiti reel bir tespittir ama hedefleri ve ideallarimiz bağlamında yetmez bir tespittir. Ana gövdesini nasıl temsili zeminde çoklu bir fotoğraf ortaya çıkardıysak, onları destekleyen, onlara gönül veren kitleleri ortaya çıkarmak zorundayız.”
HDP’nin hem toplumsal müzakerede anlamında hem de toplumsal mücadele anlamında bir çözüm aklı olduğunu belirten Çiçek, bu doğrultuda HDP öncülüğünde bir araya gelen 7 siyasi partinin de salt bir seçim ittifakı temelinde düşünülmemesi gerektiğini vurguladı.
‘AKP’nin oyununa gelinmemeli. AKP bu ülkeyi kumpas rejimine çevirdi’
İktidara yakın yazarlar ve kanatlardan Öcalan ile görüşme yapılacağı gibi ortaya atılan iddialara değinen Çiçek, bu iddiaların devletin özel savaş politikasının bir parçası olduğunu belirtti. Çiçek, ortaya atılan bu iddialar ile muğlak bir ortamda seçime gitme amacının da olduğunu vurguladı. Bu durumun daha önce denendiğini ancak sonuç alınmadığını anımsatan Çiçek, “AKP’nin oyununa gelinmemeli. AKP bu ülkeyi kumpas rejimine çevirdi” şeklinde konuştu.
‘İmralı’da AKP’nin faşizan politikasına karşı devrimci bir direniş var’
Öcalan üzerindeki ağır tecride dikkat çeken Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alıkoy, gözlerden ırak tut, iletişimsiz kıl… İmralı Adası’nın adeta belirsiz, bilinmez bir yer haline getirilmesi, tam da bugün yürütülen ‘özel savaş’ oyunlarının zeminin oluşturulması içindir. Bu tür çabalar beyhudedir. Abdulkadir Selvi’nin de diğer iktidar yanlısı odakların da bütün söylemlerinin temelinde tecritle ve işkence politikası üzerinden Kürt halkının, demokrasi güçlerinin bilincini, ferasetini parçalamak, aklını karıştırmak yatıyor. O yüzden söylüyoruz; bugün bu faşizan politikalara karşı direnen, AKP’nin politikalarına karşı en fazla geçit vermeyen bir yer varsa, o da İmralı Adası’dır. İmralı’da AKP’nin faşizan politikasına karşı devrimci bir direniş vardır. Bundan dolayı İmralı’yı bir direniş merkezi olarak görmek gerekiyor.”
NATO Zirvesi
AKP’nin yeni bir yüzyılda Kürtleri tekrar statüsüz bırakma hedefinin olduğunu kaydeden Çiçek, bu kapsamda Madrid’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi’ne işaret etti. Çiçek, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik taleplerine karşı sergilemiş olduğu siyasi tutumunun da bu hedef doğrultusunda olduğunun altını çizdi. NATO ve küresel güçlerin yıllardır Kürt sorununu çözümsüz bırakma gibi hedefinin devam ettiğini ifade eden Çiçek, Türkiye’nin NATO’nun iznini alarak Öcalan’a ve Kürt güçlerine saldırdığını dile getirdi.
Öcalan’ın bütün dünyada küresel güçlerin oyununu bozduğunu ifade eden Çiçek, “Sayın Öcalan’dan, Kürt özgürlük hareketinden tarihsel olarak intikam almalarının ve saldırılarını arttırmalarının temel nedeni, Öcalan’ın ve Kürt halkının küresel güçlerin oyunu bozmuş olmasıdır. Avrupa’dan ve Ortadoğu’dan HDP’nin kongresine gelen delegasyonların birlikte verdiği fotoğraf bunu gösterdi” dedi.
Kürt halkının mücadelesinin sınırları aştığını belirten Çiçek, “Kürtlerin statüsü için verdiği mücadele dünyada ezilenlerin, kadınların, baskı altında tutulan bütün kimliklerin, sömürge altında tutulan bütün kimliklerin demokrasi ve özgürlük mücadelesine dönüştü. NATO zemininde Kürtlerin pazarlık konusu olması tamda bundan dolayıdır. Kürtlerin verdiği mücadele enternasyonalist bir mücadeleye dönüştü. HDP kongresinde delegasyonların kalkıp ‘sizin mücadeleniz kazanırsa biz de kazanırız, siz kaybederseniz biz de kaybederiz’ sözleri bu gerçeğin somut halidir” diye belirtti.
Toplumsal zeminin genişletilmesi
AKP iktidarına karşı en fazla direnen ve bedel ödeyen kesimlerin başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ve ötekileştirilen tüm kesimler olduğuna dikkat çeken Çiçek, Millet İttifakı’nın politikasının sadece iktidara yaradığını vurguladı. Çiçek, Millet İttifakı’nın da Cumhur İttifakı’nın da partisel çıkarlarının ötesinde siyaset yapmamasından dolayı Türkiye’nin her seferinde demokrasiyi ıskaladığını belirtti.
Çiçek, “Kongreden yola çıkarak hedefler belirlememiz gerekiyor. HDP yeni mücadele döneminde kamuoyuyla paylaştığı deklarasyonun bir benzerini bir ‘toplumsal örgütleme programı’ oluşturarak bunu hayata geçirecek örgütsel bir form ortaya çıkarmak zorunda. Faşist iktidarın hala kandırmaya çalıştığı demokrat muhafazakarlar, restorasyoncuların hala yedek gücü olarak elinde tutmaya çalıştığı başta Aleviler olmak üzere demokratların hepsini HDP ve HDK’nin ‘Üçüncü Yol’ mücadelesinin içinde örgütlememiz gerekiyor. Yani onların alanını daraltan ve kendi toplumsal zeminimizi genişleten bir hat, ittifak örgütlediğimiz oranda göreceksiniz ki bu iki sistem odaklı güç de deşifre olacak” dedi.
İSTANBUL