Geceler gündüze rahmet okutuyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almak, Gezi Parkı’nın mülkiyetini belediyeden Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devretmek, sulak alanları imara açma amaçlı yönetmelik değiştirmek, sadece bir gecenin sağanağı! Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi, HDP’nin kapatılması için dava açılması geçtiğimiz haftanın deve dişi iriliğindeki diğer icraatlar(!) Görüldüğü üzere kargaşaların miktarı artıyor, kapsamı genişliyor, çeşitleniyor, çeşitlendiriliyor. Fakat kargaşa yanlışlık eseri gerçekleşmiyor. Gerçekleştiriliyor. Çiftçiler de çıkarılan bu kargaşalardan azade değil, tersine merkezi politikanın merkezine konulmuş durumda. Öyle ki kargaşa tarımda taşkalaya* döndü.
Reform mu?
Reformun anlamı; “yeniden biçimlendirme, iyileştirme, düzeltme”dir. AKP iktidarı boyunca 23 değişik ekonomi reform paketi açıkladı. Açıklanan paketler çiftçiye bir yarar sağlamadı; ne üretimi geliştirdi ne de yaşamlarını iyileştirmedi. Kırsalı ve kırsalda yaşayan bütün canlıları mütemadiyen rendeledi. Yani üretici ve ekoloji hep zarar gören, ithalat ve ihracat şirketleri daima kazanan taraf oldu. Bu taraflı politikalar da; çiftçileri küresel tarım, gıda ve ecza şirketlerine, tüketiciyi gıdada ithal ürünlere mahkûm etti. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan 18 Mart’ta “İstikrar Kalkanı Paketi” adıyla 23. Ekonomik paketini açıkladı. Açıklanan paketi CHP Parti Meclisi üyesi Orhan Sarıbal şöyle değerlendirdi: “Geçen yıl pandeminin başında, ülkelerin tarımsal üretimin önemine vurgu yaparak çiftçisine destek olduğu bir dönemde, bütün kesimlere destek amacıyla ‘İstikrar Kalkanı Paketi’ açıklandı. Çiftçiye 1 kuruş verilmedi. Şimdi de Ekonomide Reform Paketi açıkladılar yine çiftçi yok” dedi.
Sulak alanlar
Sulak alanları koruma yönetmeliğinin iki maddesi 19/Mart/2021 tarihinde değiştirildi. Değişiklik 30927 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Değiştirilen maddelerin içerikleri şöyle: “22 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) (d) bendinde düzenlenen zorunlu altyapı projeleri haricinde, kamu yararı kararı bulunan zorunlu altyapı projelerine, hazırlanacak Ekosistem Değerlendirme Raporu doğrultusunda, ekosistem bütünlüğünü telafi edici tedbirlerin alınması şartıyla Bakanlıkça izin verilebilir.” eklendi. Diğer madde değişikliği işletme ve işlettirme konusunda.
“Madde 2 – Aynı Yönetmeliğe 39 uncu maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. Değişiklik 39/a – (1)maddesinde yapıldı. Sulak alanlarda, Bakanlığa tahsis edilen yerlerde koruma, yönetim, işletme, tanıtım, sportif, eğlenme, dinlenme ve benzeri hizmetler için gerekli altyapı, üstyapı ve diğer tesisler Genel Müdürlükçe yapılır veya yaptırılır.”
Değişikliğe ilişkin
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevi; eğlenme- dinlenme için altyapı-üstyapı projeleri yapmak, yaptırmak, işletmek ve kiraya verme yetkisi almak değil, sulak alanlarımızı özelliklerine uygun koşulsuz korumak olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
İşin aslı
Herkese saygıyla davranılması gerekir. Herkes kelimesi elbette üretici köylüyü de kapsar. Hatta üreten çiftçiler toplumun karnını doyurduğu ve sırtını giydirdiği için saygı duyulması gereken kesimlerin ilk sırasında yer alır, almalı! Aynı zamanda herkesin haysiyetli (saygı duyulan) bir yaşam sürmesi için ihtiyacı olan herşeye erişiminin olması zorunludur. En azından 40 yıldan bu yana hükümetler tarafından belirlenip uygulanan neoliberal politikalarla toplumsal yarar öncelenmedi küresel şirketler çıkarına ekonomik-politik bir dizayn yapıldı ve uygulandı ve uygulanmaya da devam ediliyor.
Evet. Gün, insan haysiyeti için dayanışma gösterme, dayanıklılık ekme günüdür.
* Halk dilinde, eğlenme, alay, şaka