Koronavirüs, cezaevlerindeki hasta tutukluların yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Kanser hastası Deniz Yıldırım koronavirüse yakalandı. Yıldırım’ın eşi Birsen Doğan Yıldırım, duyarlılık çağrısında bulundu
Gülcan Dereli/ İstanbul
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid19) başta kronik hastalar olmak üzere tüm canlıları tehdit ediyor. Ancak en büyük tehlike altında olanlar ise cezaevlerinde bulunan hasta tutuklular. Türkiye’de ve bölge kentlerindeki cezaevlerinde bin 334 hasta tutuklu buluyor. AKP-MHP iktidarı, koronavirüs sürecinde çıkardığı infaz düzenlemesinde başta kadın ve çocuk katleden katilleri, uyuşturucu suçlularını, mafya liderlerini düzenleme kapsamı ile tahliye etti. Ancak, siyasi gerekçeler ile tutuklu bulunan ve kiminin hakkında sadece başka kişilerin beyanları bulunan hasta tutuklular kapsam dışı tutuldu ve bırakılmadı. Onlardan biri de Elazığ 1 Nolu Cezaevi’nde tutulan HDP Hozat Eski İlçe Eşbaşkanı Deniz Yıldırım. Deniz Yıldırım kolon kanseri tedavisi görüyor. Hatta kemoterapisi daha yeni sona ermiş ve ince bağırsağı dışarıda yaşamaya çalışıyor. Zaten kanser ile savaşan Yıldırım, şimdi de koronavirüsle mücadele ediyor.
‘Bize bilgi vermediler’
Konuya dair Deniz Yıldırım’ın eşi Birsen Doğan Yıldırım ile görüştük. Eşinin 23 Haziran’da koronavirüs şüphesiyle Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ne kaldırıldığını ancak konuyla ilgili bilgiyi bir tutuklunun yakınlarından öğrendiklerini belirtiyor. Haftalık telefon görüş hakkının 24 Haziran’da olduğunu ancak telefonun gelmediği söyleyen Doğan Yıldırım, “Ben aramasını bekliyorum. Niye aramadı diye cezaevini arıyorum. Cezaevi ‘öğleden sonra arayın’ diyor. Arıyorum açmıyorlar. Bize bilgi vermediler” diye belirtiyor.
Cezaevi kanser etti
Kansere yakalandığı zaman da kendilerine bilgi verilmediğini belirten Doğan Yıldırım, “Akşam 8’de ameliyata alınıyor. Ve yine aynı şekilde bilgi verilmiyor. 3 Şubat akşamı bana haber veriliyor. Eşiniz ameliyat oldu gidip görebilirsiniz diye. Şansa o gün de görüş günüydü. Biz yine cezaevine niye aramadı, ne oldu diye sorduğumuzda bizi oyalıyorlardı. Doktor bize kanserin 1-2 yıllık geçmişi olduğunu söyledi. Yani cezaevine girdikten 3 yıl sonra kanser olmuş” diyor.
Bağırsağı dışarıda yaşıyor
Gerekli tüm yerlere eşinin bırakılması için başvurduklarını anlatan Doğan Yıldırım, “Ama sonuç alamadık. Bir de kanser yetmiyormuş gibi bir de Kovid çıktı. Kovid kronik rahatsızlıkları olanlar için büyük riskli. Zaten bütün bağışıklık sistemi çökmüştü. Eşimin bağırsağı dışarıda. Ocak ayında ameliyat edildikten sonra bağırsağı dışarıda yaşamaya başladı. O torbanın sürekli boşatılmasına ihtiyacı var. Bakıma ihtiyacı var. Gerçekten hayatından endişe ediyorum. Benim hastaneye gidip doktorlarla falan görüşme şansım da yok. 2 küçük çocuğum var” ifadelerini kullanıyor. Kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunan Doğan Yıldırım, “Herkesin bize ses olmasını istiyoruz. Bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz. Eşim gerçekten ölümle burun buruna yaşıyor. Sadece eşim için konuşmuyorum, tüm hasta tutukluların bırakılmasını istiyoruz” diyerek başlatılan imza kampanyası için de çağrıda bulunuyor. Yıldırım için “Deniz YILDIRIM’A ses ol” başlığı ile change.org’da imza kampanyası başlatıldı.
2 buçuk yıl dosya bile yoktu
Eşinin 25 Aralık 2015’te 3-4 ay kamu davasına dönüşmüş bir durumdan dolayı açık cezaevine girdiğini dile getiren Doğan Yıldırım, “Açık cezaevinde süresinin bitmesine bir aya kala kapalı cezaevine alıyorlar. 29 Mart 2016’da kapalı cezaevine götürülüyor. Sadece bir kişinin ifadeleriyle. 2 buçuk sene dosya açılmadı. Dosya açılmadığı için duruşma olmadı. Dosya açıldıktan sonra ise sürekli erteleme oldu. Ortada bir delil veya kanıt yok. Sadece bir kişinin beyanları var. Ama o kişi ifadelerini sonra geri çekiyor. İşkence altında verdiğini ve yazılı bir kâğıdın kolluk güçleri tarafından zorla imzalattırıldığını söylüyor. Ama bu kişi ne söylüyorsa göz önüne alınmıyor” diye anlatıyor.
*Deniz Yıldırım için açılan imza kampanyasına buradan destek verebilirsiniz.