İHD, Selahattin Demirtaş’ın sağlığına ilişkin yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgileri açıklayarak, cezaevi koşullarının sağlığı olumsuz etkilediğini belirtti. İHD, “Hayati risk altında olan Demirtaş tahliye edilmeli” dedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez ve İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumuna dikkati çekmek amacıyla Taksim’de bulunan şube binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamanın olduğu salona “Selahattin Demirtaş ve tüm hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı asıldı. Açıklamayı İHD avukatlarından Zeynep Ceren Boztoprak yaptı.
Cezaevi koşullarının insan hak ve özgürlükleri bakımından gün geçtikçe ağırlaştığını ve bu nedenle de tutukluların sağlık durumları hem bedenen hem ruhen giderek kötüleştiğini belirten Boztoprak, “Genel olarak cezaevi koşulları sağlıklı insanların dahi kısa sürede hastalanmasına, hastaların da durumlarının kötüleşmesine yol açmaktadır. Şu anda hapishanelerde binlerce hasta tutuklu ölüm sınırındadır” dedi.
457 ağır hasta cezaevinde
İHD’nin 2019 yılı raporlarına göre 457 ‘si ağır, bin 334 hasta tutuklunun cezaevinde olduğunu hatırlatan Boztoprak, “Adalet Bakanlığı’nın sır gibi saklaması nedeniyle, sağlık nedeniyle kaç tutuklunun yaşamını yitirdiğini bilemesek de her yıl yüzlerce tutuklunun veda hakkını bile kullanamadan vefat ettiğini tahmin edebiliyoruz. Günden güne hem hasta sayısının artması, hem de hastaların durumlarının ağırlaşması söz konusudur. En son, Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş’ın sağlık durumuna ilişkin kötü haberler medyada yer almıştır” diye belirtti.
Kamuoyu oluşunca Demirtaş hastaneye sevk edildi
Boztoprak, Demirtaş’ın sağlık durumuna ilişkin kamuoyunda çıkan haberler doğrultusunda İHD Merkez Hapishane Komisyon’unda olan avukatların Demirtaş’ı ziyaret ettiklerini söyledi. Ziyaret kapsamında Demirtaş’ın ve cezaevi idaresinin kendilerine aktarımlarının olduğunu belirten Boztoprak, görüşmelerde edindikleri bilgileri şöyle paylaştı:
“*Demirtaş 26 Kasım 2019 tarihinde tutuklu bulunduğu cezaevi hücresinde baygınlık geçirmiş, cezaevi hekimi tarafından hastaneye sevk kararı alınmıştır. Ancak, cezaevi idaresi kendisini sadece acil servise götürebileceklerini bildirdiğinde Demirtaş, detaylı tetkik yapılmak üzere bir uzman hekime muayene olması gerektiğini dile getirmiştir. Aradan 4 gün geçmesine rağmen herhangi bir sevk işlemi yapılmamıştır. 2 Aralık tarihinde kardeşi yaptığı ziyarette durumu anlatmış, kamuoyuna açıkladıktan sonra Demirtaş akşam saatlerinde Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine götürülmüştür.
Teşhislerinde hayati risk var
*Devam eden 10 gün içerisinde 3 defa muayene ve tetkik yapılmış. Muayene sonucunda yemek borusunda iltihap tespit edilmiş, spazmın bu iltihap nedeniyle olabileceği bildirilmiş. Yine karın bölgesinde yapılan MR tetkikinde damar duvarlarında yağ dokularının oluştuğu, damar duvarına yapışık yağ dokularının karın bölgesinden başka, vücudun diğer bölgelerinde de olması halinde hayati risk taşıdığım belirtmiştir. Yapışık yağ dokularının koparak kanla birlikte damarlarda dolaşabileceği, bu durumda vücudun herhangi bir bölgesinde damar tıkanıklığına neden olacağı, ayrıca kanında lipit yağ oranının 7 yüz olarak tespit edildiği, bu değerin ideal değerin çok üzerinde olduğu, bunun da hayati risk teşkil ettiği şeklinde teşhislerde bulunulmuştur.
*Sağlık raporlarının yer aldığı özlük dosyasının bir örneği derneğimiz aracılığıyla Türk Tabipler Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı hekimlerinin incelemesine sunulmuştur. Hekim heyeti inceleme yaptıktan sonra bir değerlendirme raporu hazırlayacaktır.”
Cezaevi koşulları etkiledi
“Bütün anlatımlardan ve toplanan bilgilerden açıkça anlaşıldığı şekilde, Demirtaş’ın sağlığının bozulmasının en önemli sebebi cezaevi koşullarıdır” diyen Boztoprak, şöyle devam etti: “Türkiye’deki cezaevleri sağlıklı İnsanların hızlı bir şekilde sağlıksız hale gelmesine sebep olmaktadır. Özellikle yüksek güvenlikli cezaevleri mimari yapısı nedeniyle, tutukluların güneş ışığını hiç görememekte, yeterli oksijen alamamaktadır. Yemekler besin ve kalori açısından yetersiz olduğu gibi sağlıksız koşullarda verilmektedir. Tutuklularda beslenme bozukluğu nedeniyle pek çok hastalık belirmektedir.”
‘Koşullar ölüme yol açıyor’
Cezaevlerinde acil ve kronik hastalıkların tedavisi için yeterli imkanların olmadığını vurgulayan Boztoprak, “Bu durum hastalıkların tedavi edilmesinin önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Erken teşhisle tedavi edilebilecek pek çok hastalık bu sebeplerle ilerlemekte tutukluların ölümüne yol açabilmektedir” diye konuştu.
‘Devlet yükümlüdür’
Rehabilitasyon merkezi olarak inşa edilen R Tipi cezaevleri koşuların da içler acısı olduğunu sözlerine ekleyen Boztoprak, şunları ifade etti: “Hasta tutuklulara düzenli tedavi uygulanmamakta, hastane ortamının gerektirdiği hijyen ve sterilizasyon koşulları sağlanmamakta, insan onuruna aykırı bir ortamda mahpuslar yatağa bağlı tutulmaktadır. Uluslararası mevzuat devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştin. Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler.”
‘Bakanlık sorumludur’
Boztoprak, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin tutuklulara tedavi hakkının yasalarla açıkça ifade ettiğini hatırlatarak, bu durumun cezaevlerinde tutukluların revire götürülmemesi, hastane sevklerinde yaşanan sorunlar, kelepçe ile muayene vs. örnekler vererek engellediğini söyledi.
Elde ettikleri bilgiler doğrultusunda sağlık açısından hayati risk altında olan Demirtaş’ın cezaevinde kalmaması gerektiğinin altını çizen Boztoprak, şunları söyledi: “Durumunun daha da kötüleşmemesi ve tedavisinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için tahliye edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda sağlığa erişim hakkı açıkça ihlal edilmiş olacak ve ne yazık ki yaşam hakkı ihlali gündeme gelecektir. Bizzat Adalet Bakanı başta olmak üzere hükümet yetkilileri ve hapishane idaresi söz konusu ihlal nedeniyle hukuken ve etik açısından sorumludur.”
Adalet Bakanı’na çağrı
Adalet Bakanına da çağrıda bulunan Boztoprak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır. Cezaevi koşulları iyileştirilmeli, cezaevlerinde kalanların sağlığa erimiş hakkı bütün boyutları kullandırılacak şekilde her şey yeniden organize edilmelidir. Sağlık konusundaki kararlarda idareciler değil hekimler öncelikli.”