Salgın koşulları ile birlikte ekonomik kriz derinleşirken AKP ve medyası ekonominin uçuşta olduğunu ve Türkiye’nin büyüdüğünü iddia ediyor. Ekonomistler ise bu durum karşısında şaşkın
Ekonomik krizin derinleşmesine rağmen hükümet ve havuz medyası yaşananları görmezden gelmeye devam ediyor. Neredeyse kriz olmadığını iddia edecek havuz medyası her düzenlemeyi ya da değişikliği ise “müjde” olarak sunmaya başladı. Medya ombudsmanı Faruk Bildirici 26 Haziran’da kişisel blokunda Sabah gazetesinin bir haberini mercek altına alarak yaşananları gözler önüne serdi.
Birinin müjde dediğine…
Krizin derinleşmesi ve yabancı sermayenin Türkiye’den kaçışını 22 Haziran’da “Borsada yabancı kontrolü bitiyor” başlığı ile müjdeleyen Sabah gazetesini ve Karar gazetesinin “Bu kaçışı durdurun” manşetlerini karşılaştıran Bildirici durumu ekonomistlere de sorarak gerçeği gözler önüne serdi.
Parlattıkça parlattılar
Sabah gazetesinde yer alan haberin detaylarına yer veren Bildirici şu ifadeleri kullandı: “Dilek Güngör imzalı haberin başlığını görünce merak ettim, ne olmuş da yabancıların kontrolü bitmiş diye devamını da okudum: …faizlerin düşmeye başlaması yerli yatırımcıyı borsaya yönlendirdi. Borsanın ralliye başladığı Ekim 2019’dan bu yana borsada yerli yatırımcının payı 13 puan artarak yüzde 35’ten 48’e yükseldi. Yabancıların payı da yüzde 65’ten 52’ye kadar indi. Buna göre, yerli yatırımcının borsadaki payı son 16 yılın en yüksek seviyesinde. Keza yabancının payı da 16 yılın en düşüğünde. Anladığım şuydu: Yabancılar çekilmiş, yerine yerli oyuncular gelmiş. Ekonomi uzmanı değilim ama yabancı yatırımcıların borsadan çekilmesinin iyi bir gelişmeye işaret etmediğini düşündüm.”
Kurumu da yalanladılar
Karar gazetesinde yer alan haberin detaylarına da yer veren Bildirici onunla ilgili ise şu ifadeleri yazdı: “Finans çarkının dönmesi için sürekli yabancı sermaye girişine ihtiyaç duyan Türkiye’de yılbaşından bu yana sadece finansal piyasalardan 10 milyar dolarlık sermaye çıkışı oldu. Dünyanın en büyük endeks sağlayıcısı MSCI’nin 2020 sınıflandırma raporuna dayanan haber, Sabah’ta üç gün önce çıkan haberi net biçimde yalanlıyordu.”
Sadece havuz medyası değil
Yurttaşların geçim sıkıntısından intihar ettiği, peynir, çocuk mamasına kilit takıldığı, işsizliğin milyonları aştığı ülkede havuz medyası kadar birçok kurum da açıkladıkları verilerle şaşırtmaya devam ediyor. Yakın tarihte başına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nikah şahidi olduğu Muhammed Cahit Şirin’in getirildiği TÜİK de açıkladığı “iyimser” verilerle sık sık gündem olmaya devam ediyor. Enflasyonun düşük olduğunu ve işsizliğin azaldığını iddia eden kurumun verilerinin aksine sokağa yansıyan ise çok farklı.
Ekonomistler bile şaşkın!
Bunun üzerine Sabah’ın “müjdesi mi” yoksa Karar’ın “kara tablosu mu” doğru diye merak ettiğini yazan Bildirici durumu sorduğu ekonomistlerin yorumuna da yer verdi yazısında.
Mustafa Sönmez: Yabancılar pandemi sonrası tüm çevre ülkelerdeki borsalardan çıktılar. Türkiye daha kırılgan, daha hızlı çıktılar. Önü alınamaz. Güven sorunu. Sabah’ınki züğürt tesellisi. Yabancılar satıp çıktıkça borsada payları azaldı. Yerliler TL faizi, gayrimenkul getirisi düşük olduğu için borsada kumara girdiler, o nedenle oran yerliler lehine yükseldi.
Uğur Gürses: Döviz dengesinde açık veren bir ülke için sevinilecek bir durum değil. Buna olsa olsa ‘züğürt tesellisi’ denir. Son üç ayda yaklaşık 25 milyar dolar döviz rezervi kaybı var. Bunun için başka ülkelerin merkez bankalarından swap imkanı sağlayarak döviz rezervi artışı peşinde koşan ülke, üç ayda 7 milyar dolar (yılbaşından bu yana 10 milyar dolar) yabancı yatırımcı çıkışına sevinemez.
Erdal Sağlam: Yabancıların çıkması tercih edilen bir şey değildir. Aslında mümkün olsa borsanın yüzde 100’ünü yabancılara satarlar ama olmuyor. Çünkü şu anda her zamankinden daha fazla dış kaynağa ihtiyaç var, o nedenle hazine bonolarına yabancının gelmesini istiyorlar. Şimdi yabancılar çıkınca da biz kendimize yeteriz, borsada yabancı kontrolü bitiyor diye yazıp kötüyü iyi göstermeye çalışıyorlar. Bir yandan da insanlara tasarruflarını borsada değerlendirmeye yönlendiriyorlar. Ama sonuçta bu insanlar zarar görecek. Küçük yatırımcıyı koruyacak mekanizmalar bulunmuyor
Amaç başka olunca…
Ekonomistlerin yorumlarını değerlendiren Bildirici, gazeteciliğin amacının gerçekleri aktarmak olduğunu vurgulayarak şunları yazdı: “Ekonomi uzmanları açısından bu kadar açık bir tablo varken Sabah nasıl oluyor da olumsuz bir durumu müjdeli bir haber olarak sunabiliyor? Bunu açıklayabilmek çok zor. Siyasi iktidarın yaratmak istediği tabloya destek olmaktan başka bir neden göremiyorum. Bunu yapmak yerine rakamları tersinden okuyup, bu kadar da olmaz dedirtecek biçimde gerçeküstü tablolar yaratmaya çalışmak ülkeye yarar sağlamaz. En çok da gazeteciliğe zarar verir. Siyasi iktidarın manivelası haline gelen habercilik, propaganda faaliyetine dönüşür.”
EKONOMİ SERVİSİ