WHO’nun Hava Kalitesi İndeksi 0-50 aralığında iken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sitesindeki verilere göre Türkiye’nin birçok kentinde bu oran misliyle aşıldı. Dilovası ve Bursa’da hava kirliliği yaşamı tehdit ediyor.
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun Kocaeli’nin Dilovası ilçesindeki hava kirliliği raporu uzun süredir gündemde. Hamzaoğlu’nun hazırladığı raporda, hava kirliliği, havanın bileşiminde doğal olarak bulunan bazı gazların artan miktarlarının yanı sıra, bazı kimyasallar, uçucular ve tozların varlığı ile tanımlanmaktadır ve çevre kirliliğinin temel belirleyicilerindendir. Hava kirliliği kanser, solunum ve kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa neden olduğu ayrıntılı olarak yer almıştı. Dilovası’nda yaşayanların hava kirliliği olmayan kentlerde yaşayanlara oranla akciğer kanserine yakalanma riskinin 2016’da ki ölçümlerde 4,4 kat arttığının belirtildiği raporda, akciğer kanserine yakalanma riski 2009 yılında 6,5, 2010’da 7,1, 2011’de 6,4, 2013’de 8,7, 2014’de 7,3, 2015 yılında ise 7,4, kat arttığına işaret edildi. ÇMO Kocaeli Şubesi’nin açıkladığı istatistiğe göre, 2017’de kanserden ölenlerin oranı Türkiye’de yüzde 12,9’ken bu oran Dilovası’nda yüzde 33,7’ye kadar çıkıyor. Bu durumun nedeni ise Dilovası’nın yaklaşık 40 yıldır zehir soluyor olması.
Bursa’da maskeli yaşam
Özellikle yoğun şehirleşmenin olduğu bölgeler ve termik santraller ile sanayi bölgelerine sahip diğer illerde zehirli gazların artması başta akciğer kanseri ve KOAH hastalığını arttırdığı biliniyor ve bunun en önemli örneği ise Dilovası. Ancak en az Dilovası kadar riskli birçok kent ve ilçe olduğu biliniyor. Bu illerden biri olan Bursa’da hava kirliliği ciddi oranda artmış durumda. Bursa’daki değerlerin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘Hava Kalitesi İzleme Ağı’nın verilerine göre normal değerlerin 3 katının üzerinde riskli kategoride olduğu bildirildi. Bakanlığın resmi sitesinden alınan verilere göre hava kirliliği değeri Kestel’de 176,3, Yıldırım’da 157,5, Demirtaş’ta 152,1 olarak ölçüldü. Şehrin birçok noktasında görüş mesafesini ciddi oranda düşüren kirli hava nedeniyle yurttaşlar maskesiz sokağa çıkamaz hale geldi. Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün berlilediği sınırlar içinde kalan hiçbir sanayi kentinin kalmadığı belrtilirken birçok ilçe merkezi de aynı kaderi paylaşıyor.
Yerel yönetimler de sorumlu
TMMOB Makina Mühendisleri Odası(MMO) Enerji Çalışma Grubu tarafından 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel yönetim seçimleri öncesinde, adayları ve yurttaşları, yerel yönetimlerin enerji alanında yapabilecekleri ve yapmaları gereken çalışmalar hakkında bilgilendirme amacıyla hazırlanan Yerel Yönetimler ve Enerji Bildirgesi açıklandı. Kamusal öncelikler ve toplumsal çıkarların, yerel yönetimlerin çalışmalarında temel değerler olması gerektiği vurgulanan bildirgede, ısınma ve ulaşımda kullanılan fosil yakıtların ve kentlerin yakınlarındaki sanayi tesisleri ve santrallarin sebep olduğu hava ve çevre kirliliğinin insan ve toplum yaşamına olumsuz etkilerini azaltmak yerel yönetimlerin öncelikli görev ve sorumlulukları arasında olduğu kaydedildi.
Atmosferde kirlilik rekor kırdı
Kentlerde insanlar hava kirliliğinden kırılırken küresel ölçekte kirlilik ise aynı eksende büyümeye devam ediyor. Dünyada küresel ısınmaya yol açan sera etkili gazların atmosfere salınımında rekor düzeylere ulaşıldığı bildiriliyor. Yapılan bir araştırmaya göre, geçtiğimiz yıl yüzde 1,6 oranında artan karbondioksit (CO2) oranı, 2018 yılı sonuna kadar yüzde 1,8 ile 3,7’si arasında artacağı hesaplanıyor. Araştırmada, CO2 artışının petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil enerji kullanımının artmasından kaynaklı olduğu vurgulanıyor. Aynı öngörülere göre, geçtiğimiz yıl her bir milyon hava molekülünde 405,5 CO2 molekülüne ulaşılırken, bu yıl bu oran 407 düzeyine çıkacak. 2016 yılında ise atmosferdeki CO2 moleküllerinin havadaki oranı bir milyonda 403,3 idi.
EKOLOJİ SERVİSİ