Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranların yargınlandığı davanın 7’inci duruşması ertelendi. Duruşma öncesi polisle diyaloğa girip ”Pimi çekilmiş bomba gibi hazırım” diyen sanıklar, kendilerini ”Bize terörist gömülüyor” diyerek savundular.
Hatun Tuğluk’un cenazesine 14 Eylül 2017 tarihinde, Ankara’nın İncek semtindeki mezarlıkta defin töreni sırasında saldırı düzenleyen sanıkların 7’nci duruşması Gölbaşı 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme salonunda saldırgan 19 sanık ve avukatları avukatlar da hazır bulundu.
Selfie, pimi çekilmiş bomba gibi…
Salondaki rahat hareketleriyle dikkat çeken sanıklar, duruşması öncesi mahkeme salonu içinde selfie çekti. Duruşmada mahkeme başkanını beklerken sanıklardan biri, “Kendimi bomba gibi hissediyorum. Her şey güzel olacak. Pimi çekilmiş bir bomba gibi hazırım” şeklinde polisle diyaloga girdi.
Kimlik tespiti ardından mahkeme başkanı duruşmaya gelen bilgi ve belgeleri okudu. TRT’den istenen videoları çözümleme talebine cevap verildiği, dosyaya CD ve fotoğrafların getirildiği; ancak karşılaştırmanın yapılmadığı belirtildi.
‘Buraya defnedemezsiniz, teröristsiniz’
Ardından saldırı anında cenaze defin işleminde bulunan tanık Arif Yıldız dinlendi. Yıldız, saldırı gecesini şöyle anlattı “Kızı milletvekili olduğu için Hatun Tuğluk’u tanıyordum. Cenaze günü baştan itibaren olay yerindeydim. Cemevinden çıktıktan sonra önceden mezarlığa geldim. Karanlık çökmek üzere cenaze geldi. Mezarlık görevlisiyle orada sohbet ettim. Biz geldiğimizde kimse yoktu mezarlık görevlisi tek vardı. Cenazenin gelmesiyle birlikte bir gürültü başladı. Cenaze ile ilgileniyorduk hakaret sarf ediyorlardı. Mezarın başına biri geldi, ‘Buraya defnedemezsiniz sizler teröristsiniz’ dedi.”
Mahkeme başkanının “Arkada oturan sanıklara yeniden bak. O gruptan kimseyi teşhis edebilir misin” sorusu üzerinde Yıldız, karanlık olduğu için yüzleri net olarak tanıyamadığını belirtti. Yıldız, “Bir kişi iki sefer geldi, gitti. ‘Toprağa veremezsiniz, Ermenisiniz’ diyordu. Emniyetten polise, 80 yaşında bir kişiyi toprağa verdiğimizi, grubu dağıtmasını istedik. Mezarlığın içine sadece bir kişi geldi. Kalabalık içeri girdi, yanımıza girmeye çalıştı. Polis engel oldu. Cenazeyi defnettik. Küfür, hakaret ediyorlardı. Sadece seslerini duydum. Ben cenazeyi toprağa veriyordum. Kalabalığın yüksekliğini cenazeden sonra gördüm. 150 kişi vardı. Kalabalık ile birlikte hakaret ve tehdidin boyutu yükseldi” ifadelerinde bulundu.
‘Topraktan çıkarmak kabul edilemez’
“Toprağa vermiştik ve bizim için zor olan onu topraktan geri çıkarmaktı” diye devam eden Yıldız, şunları anlattı: “Grubu yöneten yönlendiren kimseyi göremedim. Gruptan kimsenin yüzünü hatırlamıyorum. Cenaze sahibi olay büyüyecek diye cenazeyi mezarlıktan çıkarmamızı istedi. Cenazeyi topraktan çıkardık. Hangi inanç gereği olursa olsun insanları topraktan çıkarmak kabul edilemez. Cenazenin güvenliği yoktu. Grup çoğalmaya devam ediyordu. Aldık ve cenaze aracına koyduk ama grup hala oradaydı. Mezarlığın boşaldığını gördüler. Cenazeyle birlikte çıktım. Cenazeyi çıkarmamıza rağmen hakaret ve saldırılar devam etti. Olayın büyümesini istemiyorduk ama devam etti. Biz ayrılırken grup oradaydı. Polisler geldiğinde biraz geri geri gittiler. Ama küfür ve hakaret devam ediyordu. Mezarlıkta 2 saat kaldık.”
‘Teöristleri gömdürmeyiz’
İkinci müşteki tanığı Abdurrahman Ayhan, şu ifadeleri kullandı: “Aysel Tuğluk HDP Eş Genel Başkan Yardımcısıydı. Partili olduğum için kurumsal olarak tanıyorum. Cenaze günü Cemevindeydim. Mezarlığa geldim. Cenaze aracı ile birlikte mezarlığa geldik. Emniyet görevlileri vardı. Gittiğimizde bir grup vardı. Mezarlığın dışında bekliyorlardı. Yaşlı ve sakallı biri mezarlığın içindeydi. Bahçe duvarından 6-7 kişi atlayarak, mezarlığın içine girdiler. Bizlere ‘Ermeni mezarlığı değil, aile mezarlığı, teröristleri buraya gömdürmeyiz’ diyerek sinkaflı küfür ettiler. Emniyet görevlileri uyardı ama küfür edip, saldırıya geçmeye çalışıyorlardı.”
Sanıkları teşhis etmek için sanıklara bakan Ayhan, “Bilemiyorum ama ben mahallenin muhtarıyım diye biri geldi. Karanlıktı. Gelen kişi ‘köyün muhtarıyım burası aile mezarlığı, şehitlerimiz yatıyor. Buraya terörist gömdürmeyiz’ dedi. Emniyet araya girdi, dışarı çıkardılar. Grup gittikçe arttı biz defin işlemine devam ederken ‘Ya Allah bismillah’, ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganları atmaya başladılar. Benzerlikler var ama net kimseyi göremedim” dedi.
‘İçişleri Bakanı geldi’
“Cenaze defnedildikten sonra olay büyümeye başladı” diye anlatmaya devam eden Ayhan, “Aile endişe duymaya başladı. Cenaze çıkartıldı. Grup dağılmıyordu. Emniyet mensuplarının sayısı arttı. Cenaze araca konuldu, koridor açıldı. İki koridordan birinden cenaze diğerinden gelen yurttaşlar çıkarıldı. İkinci koridorda çıkarken ‘İçişleri Bakanı geliyor’ diye araçlarımızı durdurdular. İçişleri Bakanı geldi. Osman Baydemir ve Fatma Kurtulan ile görüşme yaptı. ‘Bu cenazeyi geri istiyoruz, buraya geri gömülecek’ dedi. Ama aile istemediği ve aynı şeylerin yaşanmaması için götürüldü” dedi.
Susma hakkını kullandı
Ardından söz alan sanıklar savunma yaptı. Sanık Murat Alp, “Bize ‘terörist gömülüyor’ denince tepkimiz ona oldu. Sadece ‘terör deyince’ ona tepki gösterdik” dedi. Müşteki avukatları sanığa “Terörist gömüleceğini sana kim söyledi” sorularını yöneltti. Sanık Alp, susma hakkını kullanarak, cevaplamak istemediğini belirtti.
‘Topyekun bir saldırıydı’
Ardından söz alan müşteki avukatı Alişan Şahin, “Bu saldırı topyekun bir saldırıydı. Bizler de oradaydık. Bizler bu olayın tanığıyız. Bizlerin de tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. İlk duruşmada tanıklık yapan bir kişi vardı. Onlar beyaz bir jeep ile 5-6 kişi geldiler. Aysel Tuğluk’u koruyan Jandarma Komutanı’na da hakaret etti. Beyanlarımın tutanaklara geçmesini istiyorum. Bu kişi hakkında mahkemeniz tarafından suç duyurusunda bulunulmasını ve sanık olarak yargılanmasını istiyoruz” dedi.
Duruşma ertelendi
Mahkeme başkanı, bilirkişilere dosyanın yeniden tevdii ile celse arasında gelen fotoğraflarla karşılaştırmalı olarak inceleme yapılarak, yeniden ek rapor talep edilmesine, köy muhtarı olduğu söylenen ve dosyada tanık sıfatı ile yer alan şahıs ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebin diğer delillere göre değerlendirilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 27 Kasım tarihine erteledi.
Kaynak: MA