Biz çay üreticilerinin önünde iki tercih var: Ya toprağımıza geleceğimize sahip çıkacağız ya da tüccarların insafında bir gelecek süreceğiz. Tercihimiz de kaderimiz de ortaktır: Sadaka değil alın terimizi istiyoruz
Abdullah Aysu
Çaylıklar Türkiye’de kolay kurulmadı. Osmanlı’nın son döneminden itibaren çay için çabalar başladı. Cumhuriyet ile birlikte çalışmalar iyice yoğunlaştı ve en nihayet 1930’ların sonunda çaylıklar kuruldu ve ilk ürün hasadı yapıldı. Çaylıklar kurulduktan sonra Doğu Karadenizli erkekler için gurbetçilik, aileler için hasretlik bitti. Doğdukları topraklarda aileleriyle birlikte yaşamaya başlayan şanslı nesiller dönemi başladı. 1970’lerde bu mutluluk ufak tefek yaralar aldı. 1970’lerde sarıl(a)mayan bu yaralar 1980’lerde artmaya başladı. Günümüzde ise kangrene dönüşmek üzere, ivedi tedavi (çözüm) gerektiriyor, ama yönetenler bu duruma pek aldırmıyor.
Çay keyfi
İçicisine keyif veren, dinlendiren, sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay, üreticisi çiftçileri endişeye gark etmiş durumda. Yani çayın yetiştiricisini mutlu ettiği zamanlar gerilerde artık. Yaş çay yaprağı yetiştiriciliği şimdilerde üreticiler için bir tür eziyete dönüştü. Demem o ki; sosyal yaşamımızın vazgeçilmezi, içecek kültürümüzün mihenk taşı çayın üretimden pazarlamaya olan zincirin her halkası sorunlu şimdilerde.
Çay politikaları hatalı
Çayla ilgili hükümet politikalarının hatalı olduğunu herkes biliyor, ancak hatada ısrarını sürdüren hükümet, şirketlerin çıkarına, çiftçilerin aleyhine bir yasa çıkarmak için erketede bekliyor. Başka bir deyişle, hükümetin yaş çay yaprağı yetiştirme ve pazarlama yumağını daha karmaşıklaştırma amaçlı politikalar üretme gayret(keşliği) devam ediyor.
200 binin ekmeği
Rize, Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu illerinde 822 bin dekarda 200 binden fazla çay üreticisi, yıllık 1,5 milyon ton yaş çay üretimi yapmakta ve geçimini çay yetiştiriciliğinden sağlamaktadır. İşte bu kesim dertli.
Talepler
Evet, çay üreticileri dertli. Ancak çiftçiler, yalnızca dert yanmıyor, sorunlarını başkalarına havale de etmiyor, çözüm için çabalıyor. Bir araya geldi, sorunlarını çözmek için meclis kurdu. Kurdukları meclisleri aracılığıyla sorunlarını belirledi, çözüm üretmek için çabaladı. Ürettikleri çözümleri kamuoyu ile paylaşma amaçlı açıklamalar yaptı. Çay Üreticileri Meclisi, yaptıkları son açıklamalarıyla “Biz çay üreticilerinin önünde iki tercih var: Ya toprağımıza geleceğimize sahip çıkacağız ya da tüccarların insafında bir gelecek süreceğiz. Tercihimiz de kaderimiz de ortaktır: Sadaka değil, alın terimizi istiyoruz” diyerek ortak mücadele çağrısında bulundular. Ardından çalışmalarına başlayan meclis, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Çaykur Genel Müdürlüğü’ne iletilmek üzere imza kampanyası başlattı. Taleplerini içeren kampanya metni şöyle:
ÇAYKUR Genel Müdürlüğü ve Tarım Bakanlığı’na
- Yaş çayda taban fiyatı uygulanmalıdır. Yaş çay taban fiyatı 9.00 TL olmalıdır. Organik yaş çay fiyatı konvansiyonel çayın iki katı olmalıdır.
- Çay gübre fiyatlarının yüksekliğinden kaynaklı üretici enflasyon oranında sübvanse edilmelidir.
- Çay üreticisi özel sektör karşısında korunarak taban fiyatın altında yaş çay alımı yasaklanmalıdır.
- Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne hazırlatılan, özel sektörü koruyan ve üreticiden saklanan yaş çay yasa tasarısı geri çekilerek üreticilerle yeniden hazırlanmalıdır.
- Çayda kota ve kontenjan uygulamaları kaldırılmalıdır.
- Mevsimlik işçiler kadroya alınmalıdır.
Görüldüğü üzere, üreticilerin talepleri net, karmaşıklığı ve mağduriyeti ortadan kaldırabilecek gerçeklikte. Umuyor ve bekliyoruz; hükümet, meclisin bu taleplerini yerine getirerek hak teslimi yapar.