İÇERİDEN/ Hüseyin Aykol
Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan gazeteci arkadaşlarımızdan Özlem Seyhan, 2 Ekim 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bugünlerdeki sorunlarımızın başında posta zamları var. Kadın tutsaklar olarak geçen ay boyunca protesto mahiyetinde kimseye mektup göndermedik. Bu konuyu geçersek, aslında en temel sorunumuz kelepçeli muayene ve zorunlu kan verme dayatması. Başvurmadığımız, yazmadığımız makam-mevki, kurum, kuruluş, şahıs kalmadı. Elde var sıfır! Hepsi tek bir ağız. Uygulama haklı görülüyor. Üzücü olan sağlık kurumlarının tutumu. Kısaca pek çok arkadaş tedavi olamıyor. Dışarısı korkunç ise, içerisini siz düşünün. Ölüme terk edilmek bunun adı. Hasta tutsakların sayısı her gün biraz daha artıyor.
Tutsaklar ekonomik açıdan da zorlanıyor. Aileler ekmek parasından kısarak, cezaevlerine para gönderiyor; fakat her şey ateş pahası. İaşe bedeli çok düşük, yeterli gıda alınamıyor. İletişim pahalı. Memba suyu alınması gerekiyor. Aileler görüşe gelmekte zorlanıyorlar. Bir görüşün maliyeti 6-7 bin lirayı buluyor. Benim ailem Avrupa’da yaşıyor. Arada gelmek istiyorlar ama annemin bel fıtığı var. Karayolunda seyahat edemiyor. Havaalanı olan şehirlere (mesela Ankara ya da İstanbul) sevk istiyorum. Hatta parasını ben vereceğim diyorum ama sevkim yıllardır kabul edilmiyor. Ben de vertigo hastasıyım. Buranın havası bana yaramıyor. Buna rağmen, -mesela adlilerinki kabul edilirken- sevk isteğime karşılık verilmiyor. Diyarbakır’da tutuklanan gazeteci arkadaşlarımıza selamlar…”
* * *
İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’ne yeni sürgün edilen Mehmet Aytunç Altay’ın 3 Ekim 2022 tarihli faks mesajı şöyle “Edirne F Tipi Cezaevi’nin yeni idaresi her nedense bizden gıcık kapmış olmalı. Sürgün sevk için bahane yaratmak için üst üste iki defa hücre değişikliği yapıldı. İkincisinde bizi (dört kişiydik) yeni hücreye koyarken, eşyalarımızın hepsini koridorda alıkoydular. X-ray ve ince aramadan geçirdikçe peyderpey içeri verdiler. Bu arama, o kadar uzun sürdü ki, eşyaların, özellikle yazı-çizi, defter, dosya vs. tamamının içeri verilmesi 40 günü buldu. Aramadan daha önce idarenin kendi sattığı, daha sonra toplatılmaya karar verip de bulamadığı bir kısa dalga radyo nedeniyle Suat İncedere’ye 12 gün hücre cezası, el çizimi bir Edirne haritasından dolayı da “kurumda korku-panik yaratmak”tan bana 1 ay ziyaret cezası verildi. Bu cezaların İnfaz Hakimliği’nce onaylanmasını beklemeden 20 Eylül gecesi ‘haydi sevkiniz var’ diye geldiler. Sabahın köründe yola çıktık. Ben buraya (Kırıklar 2 nolu F Tipi’ne), Hasan Yıldız Kırıklar 1 nolu F Tipi’ne; Eren Yıldız ve Suat İncedere ise yeni açılan Antalya S Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne dağıtıldık.
Sonuçta memleketin her tarafı bizim. Sürgün sevkleri bizi yıldıracak değil ya! 1 Şubat 2022’de benim 30 yılım doldu ama 10 aylık bir kamera kırma cezasından dolayı tahliyem 22 Ağustos 2023’e uzadı. Bu durumda, 22 Ağustos 2022’den itibaren son yılım kaldığı için ilçe cezaevine çıkma hakkım doğmuştu. Edirne’de iken başvurdum. İlçe cezaevlerinin dolu olduğu gerekçesiyle, talebim reddedildi. Burada da ilçeye gönderilmiyormuş; yine aynı gerekçeyle. İşin aslı şu: 1993 ila 1996 arasında binlerce insana müebbet hapis cezası verdiler. Şimdi bunların bugünlerde dışarıya çıkmasını engellemek için böyle bir bahane yarattılar. Çünkü 29 yılı bitirince ilçe cezaevine çıkabiliyorsun. Oradan da denetimli serbestlikle tahliye olunuyor. Neyse, burada 1983 yılında Bayrampaşa Cezaevi’nden tanıdığım TKEP-L davasından Hüseyin Durmaz ile birlikte 4 kişi kalıyoruz. Hüseyin Durmaz, bir aydır lösemi teşhisiyle kemoterapi alıyor. Hepimizin burada hijyene dikkat etmemiz gerekiyor. Geçen hafta buradan 30 yılını tamamlayan Gökhan Yetkin (Vartolu) tahliye edildi. Tüm dostlara selamlar…”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 10 Ekim 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Talat Şanlı, Taner Korkmaz, Akil Nergüz, Mecit Şahinkaya, Yusuf Kenar Dinçer, Murat Kaymaz ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü değil, tek kişilik hücrede kalma talepleri de yok ama 70 aydır tek kişilik hücrelerde tutuluyor. Adı sayılan kişilerde epilepsi, wernicke korsakof, yüksek tansiyon, kalpte ritim bozukluğu olduğu halde bu uygulamada ısrar ediliyor. Önceleri bu durumun geçici olduğunu söylüyorlardı. Şimdi de sizi istediğimiz yerde tutarız, diyorlar. Bizlere gönderilen kitaplar, giyim eşyası değil, denilerek bizlere verilmiyor. Pandemi sonrası birçok cezaevinde şu ya da bu kadar saat olarak uygulanmaya başlanan sohbet hakkı, personel yetersiz iddiasıyla burada uygulanmıyor.
Tele 1 ve Halk TV gibi haber kanallarını izleyemiyoruz. (Okurumuz, bunu reddeden İdare ve Gözlem Kurulu’nun kararını da gönderdi bana) Tekli ring dayatması yüzünden hastaneye gidemiyoruz. Aylarca önce verilen diş randevularına götürülmüyoruz. Ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın taleplerinin kabul edilmesi için yaptıkları destek açlık grevinden dolayı Taner Korkmaz, Akil Nergüz, Talat Şanlı, Murat Kaymaz, Yusuf Kenan Dinçer ve Rabbena Hanedar’a verilen bir ay ücretli çalışma işinden mahrum bırakma ve bazı etkinliklerden men cezası İnfaz Hakimliği’nin ardından Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da onaylandı. Kantinde satışı yapılan ürünlerin çeşitleri az ve çok pahalı.”
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Emrah Doğan, 13 Ekim 2022 tarihli faks mesajında şöyle diyor: “Bolu F Tipi Cezaevi idaresi, bundan sonra her tutuklu-hükümlü 3 kitap bulundurabilecek, diyen bir kararla kitap düşmanlığını tescillemiştir. Ülkemiz ve dünya tarihinde de kitap yasaklamaları olmuştur. Engizisyon mahkemeleri, Naziler, faşist cuntalar kitap düşmanıydılar. Kitapları yaktılar; kitap yazanları yaktılar. Bugün kitaplarımızın yasaklanmasının tarihteki örneklerle özde bir farkı yoktur. İdare kitaplarımızı bir eşya gibi görmektedir. Kitap bizim için ekmek kadar, su kadar temeldir. Kitapsız bir yaşam bizim için tecridin ağırlaştırılmasıdır. İnancımızın yok sayılmasıdır. Bu nedenle, kitaplarımız için sonuna kadar direneceğiz.”
MEKTUBU GELENLER:
Şadiye Manap – Gebze Kadın Kapalı Cezaevi
Özlem Seyhan – Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi
Emrah Doğan – Bolu F Tipi Cezaevi
Aytunç Altay – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Hüseyin Durmaz – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK