İHD ve Ankara Tabip Odası, hasta tutuklu verilerini 2 yıl boyunca toplayarak, ilgili kurumlara gönderdi. Raporda, hastaneye sevk sırasında tutuklunun hangi ‘suç’tan yargılandığı bilgisinin hastaneye verildiğine dikkat çekildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası (ATO) İç Anadolu Bölgesi’ndeki hasta tutuklulara ilişkin rapor hazırladı. Tespit edilebilen 127 hasta tutuklu hakkında hazırlanan rapor, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na gönderilecek. Raporda Afyon Dinar, Bolu, Eskişehir, Kayseri Bünyan, Ankara Sincan, Kırıkkale ve Tokat’taki cezaevlerini kapsıyor. Çalışma hakkında bilgi veren İHD Merkez Yürütme Kurulu üyesi Nuray Çevirmen, rapor için 2 yıldır veri topladıklarını belirterek, “Biz bunun dışında İç Anadolu bölgesindeki hasta mahpusların süreçlerini, nasıl tedavi edildiklerini bilmek, kullandığı ilaçlar ve hastalıklarının raporlarını toplama üzerinden bir çalışma yaptık” dedi.
Durumları takip edilecek
Hasta tutuklularda artan çoklu hastalıklarda cezaevi koşullarının etkili olduğunu tespit ettiklerini aktaran Çevirmen, özellikle yeterince gün ışığı almama, beslenmeden ve tedavi edilmemeden kaynaklı hastalıklarda artış gözlemlendiğini dile getirdi. Raporlama öncesinde ellerinde olan hasta tutuklu listesindeki tutuklulara durumlarını anlatmaları için mektup yazdıklarını anlatan Çevirmen, raporu ilgili kurumlara gönderdikten sonra da hastaların durumunu takip edeceklerini belirtti.
Tedavide fişleniyorlar
TTB Aile Hekimliği Kolu Sekreteri ve İHD Hasta Mahpuslarla İlgili Danışma Kurulu Üyesi Dr. Filiz Ünal ise raporlamada sınıflandırmaya gittiklerini, bunu hastalıkların durumu ve yetkililerin dikkatini daha fazla çekme amaçlı olduğunu belirterek, “Raporu okuyana derdimizi daha iyi anlatırız diye düşündük. Çünkü özgürlüğü kısıtlanmış bireylerin hastaneye sevk edilmelerinde dosyalarına işledikleri suç ya da neden orda olduklarına dair not düşülüyor. Buna en vahim şey aslında. Devletin bakış açısını gösteriyor. Hekimler de bunu okuyup, etkilenebilirler. Hekim için kişinin ne yaptığı değil, sağlık hakkına erişimi nasıl sağlanır bu önemlidir” diye aktardı.
Sınıflandırma yapıldı
Ünal, kırmızı ile sınıflandırdıkları kısımda neleri ön plana çıkardıklarını şöyle anlattı: “Kronik hastalığı olanlar var mı? Örneğin Behçet hastalığı gerçekten takip edilebiliyor mu? Bu kişinin ciddi sağlık sorunu var ve acil sağlık hizmetine ulaşması gerekiyor. Kişinin içinde bulunduğu durum bunu karşılıyor mu? Bu kişinin var olan hastalığı diğer tutuklular için sorun olabilir mi? İçinde bulunduğu koşullar nedeniyle var olan hastalığı ilerleyebilir mi? İlaca erişimi sağlanıyor mu? Bu ölçütleri esas aldık. Kendimizce renkler belirledik. Yeşille belirlediğimiz hastalar uzun yıllar ceza almış insanlar ve bunların umutları azalmış, psikiyatrik bulgular bunu gösteriyor. Bunlar için oralarda bir şeyler yapılabilir. Sarı olarak belirlediğimiz hastaların raporları var, tedaviye ihtiyaçları var ve biz önlem alamazsak kırmızıya geçecekler. Bir takım uzuv kayıpları nedeniyle daha zor yaşamını geçirecek. Bu şekilde sınıflandırdık.”
Darp edilene değil darp edene rapor!
Kayseri Bünyan Cezaevi’nden Ankara Kadın Kapalı Cezaevi’ne 9 Eylül günü görülecek duruşmaya katılması için getirilen tutuklu Sinem Oğuz’un, ‘çıplak arama’ dayatmasına karşı çıkması üzerine darp edilmesi hakkında yapılan suç duyurusunda tuhaf bir karara imza atıldı. Oğuz’un İHD’ye gönderdiği mektupta, üzeri zorla çıkarılarak yerlerden sürüklendiği, daha sonra darp edildiği ve vücudunda yaralar oluştuğu bilgisi yer aldı. Darp raporu almak için cezaevi kampüsünde bulunan polikliniğe giden Oğuz, “Kollarımda, omuzlarımda, sırtımda ve bacaklarımda darp izleri vardı. Poliklinikte bulunan hemşire beni içeri almadan önce gardiyanlarla yarım saat kadar konuştu. Daha sonra beni içeri aldı. İçeri aldıklarında da küçümseyici bir tavırla karşılaştım. Doktor sadece yüzeysel olarak kollarıma baktı. Ve yüzeysel de bir darp raporu verdi. Çünkü daha önce görüşülmüştü içerde. Gardiyanlar da daha sonra gidip benim onları darp ettiğimi öne sürerek rapor aldı. Onlarda hiçbir şey yok darp edilen bendim” diye belirtti. Oğuz, maruz kaldığı işkenceyi çıktığı mahkemede de anlattığını ve olaya şahit olan jandarmaların da yaşananları doğruladığını belirterek, ayrıntılı rapor almak için darp cebire gittiğini ve aldığı raporla suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.
ANKARA