İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 5 yıl sonra görüşebildiği hasta tutuklu Fatma Tokmak’ın tek talebinin tedavisinin yapılması olduğunu söyledi
Sağlık durumları kaldıkları cezaevi koşullarında günden güne kötüleşen hasta tutukluların, tedaviye ulaşma konusunda yaşadığı sorun ve sıkıntılar her geçen artıyor. Bu hasta tutuklulardan biri de Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Fatma Tokmak. 1996 yılında 2,5 yaşındaki oğlu Azad ile birlikte Kocaeli’de gözaltına alınan Tokmak’a, “örgüt üyeliği” gerekçesiyle müebbet hapis cezası verildi. Cezaevine girmeden önce herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan Tokmak, gördüğü işkence ve cezaevi şartları nedeniyle ileri derecede kalp kapakçığı hastalığı, bronşit ve astıma yakalandı. Düzenli olarak tedavi görmesi ve ilaç alması gereken Tokmak, 2006’da hastalıkları gerekçesiyle ‘yurt dışı yasağı’ konularak tahliye edildi. Ancak cezasının Yargıtay tarafından onanması üzere 2010 yılında yeniden Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konuldu.
Tahliye edilmedi
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Tokmak’a dair 23 Temmuz 2014’de hazırladığı raporunda, astım ve romatizmal kalp hastalığına bağlı ileri derece mitral ve triküspit yetmezlik, ileri derece mitral darlık ve arteryel ve pulmoner hipertansiyon hastası olmasından ötürü yaşamının tehlikede olduğu gerekçesiyle tahliye edilmesi talebinde bulundu. Ancak Adli Tıp Kurumu (ATK), aksi yönde verdiği raporuyla Tokmak’ın tahliyesini engelledi.
5 yıl sonra avukat görüşü
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 5 yıl sonra müvekkili olan ağır hasta tutsak Fatma Tokmak ile geçtiğimiz hafta avukat görüşü gerçekleştirebildi. Tokmak’ın ilk gözaltına alındığı andan itibaren avukatlığını yaptığını ve vasisi olduğunu aktaran Keskin, “Tokmak’ın hem avukatı hem de vasisiyim ama bana avukat görüşü yaptırmamaya başladılar. O nedenle 5 yıldır avukat Jiyan Kaya ve Jiyan Tosun görüşüyor benim yerime. En son biz artık vasilik kararını değiştirdik. Tokmak’ın oğlu Azad vasisi oldu ve ben 5 yıl sonra ilk kez Tokmak ile geçtiğimiz hafta görüşme yaptım. Görüşemediğimiz 5 yıldan sonra Tokmak’ı epey hırpalanmış gördüm” sözleriyle de 5 yıl aradan sonra yaptıkları görüşmeye dikkat çekti.
Baskılar arttı
Tokmak’ın pandemiden önce doktor kararıyla haftada bir kan değişimi yapıldığını fakat pandemi ile beraber bunun da tamamen ortadan kalktığını dile getiren Keskin, son görüşmeye dair şunları aktardı: “Pandemide bu tamamen ortadan kalktı. Şu anda da bir asansör sorunu yaşıyor, çünkü Fatma merdiven inip çıkacak durumda değil. Asansör sorunu nedeniyle de uzun zamandır hastaneye gidemiyor. Yani Fatma’nın tedavisi sürekli çeşitli gerekçelerle engelleniyor. Vücudunda morarmalar oluyor. ‘Kalbim sıkışıyor çok sık, nefes alamaz gibi hissediyorum kendimi’ diyor. Ve tabii ki şu anda daha da kötü durumdalar. Çünkü Bakırköy Cezaevi’ne yeni bir müdür gelmiş. Birinci ve ikinci müdürün, son derece tehditkar, taciz içeren davranışlarıyla karşılaştıklarını anlattı. Örneğin her gün erkek ve kadın gardiyanlar gelerek eşya araması yapıyorlar, bu bir kere son derece rencide edici. Bunun dışında cezaevi idaresi tarafından satılan ve mahpusların satın aldığı temizlik ürünlerine el konuluyormuş. ‘Ertesi gün yeniden almak zorunda kalıyoruz’ diyor Fatma. Zaten cezaevindekilerin çok büyük bir bölümü maddi durumu çok kötü olan aileler. ‘Ailelerimizin yükü bu nedenle çok artıyor. Aldığımız temizlik malzemelerine hemen ertesi gün el koyuyorlar. Çok zorluk çekiyoruz’ diyor.”
Tokmak’ın talebi
Tedavi olamaması ve cezaevi idaresinin “sert tavırları”nın Tokmak’ı daha da çökerttiğini dile getiren Keskin, “Psikolojik olarak iyi değiller, bir de kendilerini çok yalnız hissediyorlar. Fatma’nın kaldığı koğuş özellikle hepsinin hükümlü olduğu ve çok uzun zamandır cezaevinde yatan kadınlar. Doğal olarak toplumdan daha çok ilgi, daha çok avukat ve aile ziyareti bekliyorlar. Kolay bir şey değil 22 yıl cezaevinde kalmak, daha da uzun süre kalanlar var içlerinde. Fatma hem psikolojik hem de fizyolojik olarak çok yıpranmış durumda. Fatma Artık yaşamını çok zorlaştıran bu hastalığı nedeniyle gerçekten tıp etiğine uygun bir Adli Tıp raporu verilerek infazının ertelenmesi ve cezaevinden çıkmak istiyor. En azından tedavisini dışarıda etkili bir şekilde devam ettirmek istiyor” dedi.
Duyarlılık çağrısı
Tokmak’ın ikinci talebinin de cezaevi idaresinin çok “sertleşen tutumları” karşısında kamuoyunun tepki göstermesi olduğunu ileten Keskin “Maalesef ki kamuoyu ve kendilerine ‘muhalefetiz’ diyen bazı televizyon kanalları ve gazeteler, sadece bazı mahpusların haklarıyla ilgileniyorlar. Maalesef Kürt mahpuslar hep yokmuş gibi davranılıyor. Haber yapmıyorlar, gazetede yer vermiyorlar. Oysa birçok insan cezaevinde ve birçok mağduriyet yaşıyor. Bu nedenle de Fatma, kamuoyu desteği beklediklerini söyledi” şeklinde konuştu.
Marta Sömek / İstanbul – JINNEWS