Silivri Cezaevinde ağır hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik, mesane kanseri ameliyatı için gittiği hastanede “mahkum koğuşunun” olmaması gerekçesiyle ameliyatı yapılmadı
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için her hafta düzenledikleri “F Oturumu” eyleminin 529’uncusunu dernek binaları önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde tutulan 26 yıllık hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik’in durumuna dikkat çekildi. Açıklamada “ Cengiz Sinan Halis Çelik serbest bırakılsın” pankartı açılarak, hasta tutukluların fotoğraflarının olduğu dövizler taşındı. Sık sık “Hasta tutsaklara özgürlük” , “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır, “, “ İnsan Haklarıyla insandır”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” sloganlarının atıldığı eyleme, hasta tutuklu yakınları ve İHD üyeleri katıldı.
Açıklamayı okuyan İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu Üyesi Hatice Onaran, hasta tutukluların durumunun gittikçe ağırlaştığını ve bundan kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekti. Açıklamada hasta, yaşlı, engelli tutukluların sağlık ve yaşam haklarının korunabilmesi için serbest bırakılmaları çağrısında bulunan Onaran, yetkililerin bu çağrıları görmezden geldiğini kaydetti. Van’ın Edremit ilçesinde 78 yaşındaki Makbule Özer ile 80 yaşındaki eşi Hadi Özer’in tutuklanmasına dikkat çeken Onaran, cezaevi koşulları göz önünde bulundurulduğunda kararın hasta iki insanın tutuklanmasının ölümlerine davetiye çıkarmak olduğun altını çizdi.
Yürüyemiyor
Onaran, Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik’in mesane kanseri, epilepsi, kas ve kemik erimesi gibi hastalıklarının olduğunu hatırlattı. Çelik’in yaşamını arkadaşlarının yardımı ile tekerlekli sandalyeye bağlı olarak sürdürdüğünü aktaran Onaran, “Cengiz, 1996 yılında yaralı olarak yakalanmış, yakalandığında vücudunda bulunan şarapnel parçalarından kafasında ve omuriliğinde bulunanlar felç riski nedeni ile çıkarılamamıştır. Bu durum epilepsi krizlerinin giderek artmasına neden olmuştur. Bu arada mesane kanseri teşhisi konulan Cengiz, tedavi için Metris R Tipi Hapishanesine götürüldüğünde adli suçtan tutuklu bir mahpusun saldırısına uğramış ölümcül yaralar almıştır. Yapılan tıbbi müdahaleler sonucunda hayati tehlikeyi atlatmış ancak ayağına platin takılmış, yürüyemez hale gelmiş ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur” diye aktardı.
Epilepsi krizleri geçiriyor
Sürekli farklı cezaevlerine sevk edildiğinden dolayı kanser tedavisine devam ettirilmediğini anlatan Onaran, Çelik’in 2 aydır karantinada tutulduğunu kaydetti. Onaran, Çelik’in ablası ile 10 Mayıs’ta telefon ile görüştüğünü ve son durumunu aktardığını dile getirerek, ablasının aktarımlarını şöyle belirtti: “Cengiz’in mesane kanseri ameliyatını olması zorunlu, fakat epilepsi hastalığı nedeniyle sık sık kriz geçirmesi ameliyatını geciktiriyor. Tekerlekli sandalyeye bağımlı halde yaşıyor, açık görüşüne gittiğimde iki ayağının birbirine kilitlendiğini gördüm ve kendisi bana ‘abla kas çökmesi olduğu için öyle’ dedi ve çok üzüldüm, içim kan ağladı. Yazar İlhan Çomak ile birlikte kalırlarken Cengiz’in epilepsi nöbetleri azalmıştı. Cengiz şiir yazıyor uzun zamandır, o arada bir şiir kitabı dahi çıkardı ve sağlık olarak, psikolojik olarak kısmen daha iyi durumdaydı. Pandemi sonrası normalleşme aşamasında Silivri 5 nolu hapishanesinde yaşanan mahpusların intihara zorlanması ve bilinen 2 kişinin ölümü ve birçok mahpusun sevk edilmesiyle sonuçlanan olaylardan çok etkilendi ve yeniden ağır bir epilepsi krizi geçirdi. Hastaneye götürülüp getirildikten sonra karantinaya alındı ve hala karantinada tutuluyor.”
‘Sesimizi duymak zorundasınız’
Çelik’in mesane kanseri ameliyatı için 2ay önce Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde götürüldüğünü ancak burada tutuklu koğuşunun kapatıldığını söyleyen Onaran, “Onun için ameliyatını bulunduğu sandalye üzerinde lokal olarak yapabileceğini söylemiş doktor, ama kendisi bu koşullarda ameliyat olmayı reddetmiş. Tekrar Silivri hapishanesi karantina koğuşuna götürülmüş. Halen karantinada ve ameliyat olmak için bekliyor. Ama her an epilepsi krizi olacak korkumuz var. Son telefon görüşmemizde, bu defa mahpus koğuşunun olduğu hastanelerden birine sevk yapılacağını öğrendik. Başakşehir’de yeni yapılan Şakura Hastanesinde ameliyatının yapılacağı bilgisi verilmiş kendisine. Yetkililerden bir an önce sesimizi duymalarını ve kardeşimizin tedavisinin sağlanması için gerekli işlemlerin yapılmasını istiyoruz” diye belirtti
İSTANBUL