Ağır hasta tutuklu kızı Şivekar Ataş’ın kalp kapağının çürüdüğünü belirten Rabia Ataş, hasta tutukluların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı
Amed’te üniversite öğrencisi olduğu dönemde bir arkadaşını ziyaret etmek amacıyla 2016 yılında gittiği Muş’ta gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Şivekar Ataş, hakkında açılan dava sonucunda “örgüt üyeliği” iddiasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutukluluk süreci boyunca birçok cezaevinde kalan Ataş, şu anda ise Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde. Cezaevi süreci boyunca kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, fıtık hastalıklarına yakalanan ve bu nedenle ağır hasta tutuklu listesinde yer alan Ataş, ailesiyle yaptığı son görüşmede ise rahminde kist oluştuğunu aktardı.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Ataş’ın annesi Rabia Ataş, kızı ve diğer tüm hasta tutukluların bir an evvel serbest bırakılıp, tedavi edilmesini istedi.
‘Kızım bir çok hak ihlaline maruz kaldı’
Kızı Şivekar Ataş’ın üniversite öğrencisi olduğu dönemde “Kürt kimliğine sahip olduğu için” tutuklandığını söyleyen anne Ataş, kızının tutuklandıktan sonra ilk olarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildiğini aktardı. Kızının Sincan’da tutulduğu dönemde birçok hak ihlaline maruz kaldığını kaydeden Ataş, 2 yıllık sürecin ardından ise kızının Mersin Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiği bilgisini paylaştı.
‘Süngerli odaya götürüldü’
Ataş, kızının Tarsus Cezaevi’ne sevk edilmesinden sonra üzerindeki baskıların da arttığına dikkati çekerek, yaşanılanları şöyle aktardı: “Hiçbir cezaevinin diğerinden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. Tüm cezaevlerinde de hak ihlallerine maruz kalıyorlar. Ama Tarsus Cezaevi tam bir vahşetti. Bir görüşünde işkence sonucu gözlerinin morardığını gördüm. Aynı şekilde çıplak aramaya da maruz kalıyorlardı sürekli. Bir görüşte kızım bana ‘Anne 12 Eylül’de cezaevleri müdürleri ve gardiyanları nasılsa burada da aynısı oluyor’ dedi. Kızım bu uygulamaları kabul etmediği için ‘süngerli oda’ya götürüyorlarmış. Orada kalmasıyla beraber vücudunda yaralar oluştu. Durumu daha kötü oldu.”
Kızının daha sonra şu an tutulduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiğini söyleyen Ataş, bu sevk işlemini başka tutuklu yakınından öğrendiklerini belirtti.
‘Hasta tutukluların ölmesini bekliyorlar’
Kızının cezaevine girmeden önceki süreçte sağlığı yönünde herhangi bir rahatsızlığının olmadığını belirten Ataş, kızında şu anda var olan hastalıkların cezaevlerinin kötü koşullarından kaynaklandığını söyledi. Cezaevi yönetiminin siyasi tutuklulara karşı “düşmanca bir yaklaşım” sergilediğini kaydeden Ataş, “Şu an onu gördüğümde tanımakta güçlük çekiyorum. Ani hızlı kilo kaybı yaşıyor. Kalp rahatsızlığı var. 20 günde bir hastaneye götürülüp iğnesini yapması gerekiyor ama cezaevi yönetimi, pandemi döneminde hastaneye giden tutukluların karantinaya alınması gerektiği bahanesiyle tek kişilik hücre koymasından dolayı kızım bunu kabul etmedi. Bu nedenle de 2 yıllık pandemi sürecinde tedavisi yapılmadı ve bunun yanı sıra son görüşmemizde rahminde 2 kist çıktığını öğrendik. Zaten cezaevi yönetimi ve reviri, tutukluların ağır hastalığı da olsa onlara kulak verip ilgilenmiyor. Resmen ölmelerini bekleyip onlardan kurtulmak istiyorlar” diye belirtti.
‘Adaletin karşılığı tek devlet’
Çocuklarının cezaevinde diri diri ölüme terk edildiğini vurgulayan Ataş, tüm girişimlerine rağmen devletin bu duruma kayıtsız kaldığını ifade etti. Ataş, “Biz hasta yakınlarımızın bırakılıp tedavi edilmesi için Adalet Nöbeti de başlattık ama bu ülkede adalet yok. Eğer adalet olsaydı, bu hasta tutukluları cezaevinde tutabilirler miydi? Kalp kapakçığı çürüyen birisi nasıl cezaevinde tutulabilir? Dünyanın hiçbir yerinde bunun bir örneği yoktur. Bu ülkedeki adaletin karşılığı tek devlet, tek rejim, tek adam, tek dil, tek millet. Ne bizim çektiğimiz acıları görüyorlar ne de bu acılarımızı kabul ediyorlar. Çünkü bunlarda ne adalet ne insanlık ne de merhamet yok” ifadelerini kullandı.
İktidarın tutuklulara yönelik düzenlemelerinde ayrıma giderek çifte standart uyguladığına işaret eden Ataş, “Ergenekoncuları, Hizbullahçıları, hırsızları, uyuşturucu satıcılarını serbest bırakıyorlar ama kendi dilini savunan siyasileri cezalandırıyorlar” dedi.
‘Hasta tutuklular serbest bırakılmalı’
Ataş, kızı Şivekar Ataş ve diğer tüm hasta tutuklular serbest bırakılana kadar hak arayışlarından vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, bu durum devam ettiği sürece gerekirse çeşitli eylem ve etkinliklere başvuracağını söyledi. Ataş, Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ile tüm yetkili kurum ve partilere çağrıda bulunarak, hasta tutukların serbest bırakılmasını talep etti.
İSTANBUL