Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla Ankara ve İstanbul’da yapılan eylemlerde Dede Anıl ve Melek Akgün’ün tahliyesi talep edildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, “F Oturması” eyleminin 659’uncusunu Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Çok sayıda hak savunucusunun katıldığı eylemde hasta tutsakların fotoğrafları tutularak “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Dede Anıl serbest bırakılsın” pankartları açıldı. Bu haftaki eylemde Marmara 1 No’lu L Tipi Hapishanesi’nde tutulan, yüzde 98 engelli ağır hasta tutsak Dede Anıl’ın sağlık durumu paylaşılarak serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Eylemde basın metnini okuyan 12 Eylül dönemi tutsaklarından Nevzat Açan, Dede Anıl’ın Kalp yetmezliği, KOAH ve Fibromiyalji hastası olduğunu vurgulayarak, “Beynine pıhtı atmasına bağlı tek taraflı felç ve ağır beyin hasarı yanında nerede tutulduğunu, kim olduğunu ve temel ihtiyaçlarını bilemeyecek, ailesini tanımayacak derecede ciddi hafıza sorunları ve unutkanlık yaşamakta, psikolojik tedavi görmektedir” dedi.
R tipinden Marmara Cezaevi’ne
Açan, Anıl ailesinin verdiği bilgilere göre Anıl’ın Mayıs 2023’te Metris R Tipi Cezaevine konulduğunu belirterek, “Metris cezaevi idaresi, Dede Anılın mevcut sağlık durumu nedeniyle hapiste kalamayacağına kanaat getirerek, infaz ertelemesi için Adli Tıp’a re’sen başvurdu. Ancak Adli Tıp Kurumu ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi. Sonrasında sevk edildiği Bahçelievler Devlet Hastanesi heyeti tarafından 13 Temmuz 2023 tarihinde verilen sağlık raporunun karar kısmında, ‘Akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olmadığına, kendi işlerini görebilecek güce sahip olmadığına, sürekli yardıma muhtaç olduğuna, başkalarının emniyetini tehdit etmeyip bu anlamda muhafaza altında tutulmasına gerek olmadığına, hastalığının sürekli olduğuna, uyuşturucu ve alkol bağımlısı olmadığına… Hakimlikçe dinlenmesine yarar olmadığına, Türk Medeni Kanunu 405 maddesine göre vasi tayini gerektiği’ belirtildi” diye ifade etti.
Engelli raporu
Açan, 24 Ocak 2024’te Bahçelievler Devlet Hastanesi tarafından Anıl’a engellilik raporu verildiğini, Ancak bu raporlara rağmen Adli Tıp Kurumu, 22.07.2024 tarihinde “Cezaevinde yaşamını sürdürebileceği’ yönünde rapor düzenlediğini belirterek, “Dede Anıl, yaklaşık 2 ay önce, Metris R Tipi Kapalı Cezaevinden alınıp Marmara 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevine konuldu” diye aktardı.
Açan, Anıl’ı ziyaret eden eski eşinin aktarımlarını şu şekilde dile getirdi: “ ‘Hafızasını kaybetmiş bir insan. Bazen bizleri bile tanımıyor. Şu an neden cezaevinde kalıyor. Çocuk gibi sürekli ağlıyor. Şu anda kendine bakamayacak durumda ve öz bakımı yanında kalan mahpuslar tarafından sağlanıyor. Eşim 20 yıllık evliliğimize dair hiçbir şey hatırlamıyor, yarı ölü gibi yaşıyor. Kendisine ‘Paran var mı, elbisen var mı?’ diye soruyorum, hepsine ‘bilmiyorum’ diyor. Metris’te iken SEGBİS ile mahkemeye katıldığında hâkim tarafından sorulan sorulara bile cevap verememiş. Beyni yüzde 75 hasarlı olduğu için sorulan soruları anlamıyor. Araştırdığımızda ne yazık ki bu durumda olan hastaların fazla yaşamadığını öğrendik. Bizim için en önemli şey, onun dışarıya çıkması ve sevdiklerinin yanında olması, tedavilerinin daha iyi koşullarda yapılmasıdır. Ağır engelli olmasından dolayı kendine bakamadığı için şu anda cezaevinde kalabilecek durumda değil. Eşimin ev hapsi ve elektronik kelepçe ile de olsa serbest bırakılmasını istiyoruz’ demektedir.”
Açan, son olarak ağır hasta tutsak Dede Anıl ve bütün hasta tutsakların serbest bırakılması için yetkilileri göreve davet ederek kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.
Eylem, “Dede Anıl serbest bırakılsın”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganlarıyla son buldu.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi’nin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için düzenledikleri eylem 531’inci haftasında devam etti. Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen inisiyatif üyeleri Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Melek Akgün’ün durumuna dikkat çekti.
Açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen okudu.
Çevirmen, İHD verilerine göre bin 517 hasta tutsağın olduğunu, hasta tutsaklardan 651 tutsağın ağır hasta tutsak olduğu bilgisini paylaştı. Çevirmen, “Bu hastaların içerisinde kronik ve çoklu rahatsızlıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek durumda olanlar var. Ve bu hasta tutsaklar ısrarla cezaevlerinde tutulmaya devam edilmektedir” dedi.
Yaşam hakkı
Çevirmen, cezaevlerinde sürekli ölüm haberlerinin geldiğine de dikkat çekti. Çevirmen, “Oysa gerek iç hukukta gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yaşam hakkının korunması devletin sorumluluğundadır. Hapishanelerde mahpusların tüm yaşamları ve sağlığa erişimleri de devletin kontrolü altındadır. Bu nedenle gerek yaşam hakkının korunması gerekse sağlık hakkının kesintisiz olarak sağlanması zorunludur” diye ifade etti.
Çevirmen, Akgün hakkında şu bilgileri paylaştı: “58 yaşındaki Melek Akgün, 6 Şubat 2024 tarihinde tutuklanmış ve ilk tutuklandığında önce Silivri Hapishanesi’ne götürülmüştür. Bir süre orada tutulan Akgün, daha sonra kendi talebi dışında ailesine çok uzak olan Kayseri/Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesine sevk edilmiştir. Melek Akgün’ün pek çok hastalığı bulunmaktadır. Kalp hastasıdır, mitral kapak yetmezliği mevcut ve kalbine stent takılmıştır, tekrardan anjiyo olması gerekiyor. Hipertansiyon hastasıdır ve hapishanede yapılan ölçümlerinde sürekli olarak yüksek çıkıyor ve aynı zamanda koroner arter hastasıdır. Kalp hastalıkları için bir an önce tedavisinin yapılması gerekiyor. KOAH hastasıdır ve yapılan tetkiklerde akut alevlenmeler teşhis edilmiştir. Osteoporoz yani ileri derecede kemik erimesi rahatsızlığı mevcuttur ve sendelese dahi kemikleri kırılacak düzeye gelmiştir. Romatoid artrit hastalığı bulunmakta ve bu hastalık için 20 yıldır kortizon kullanıyor. Bel kayması mevcuttur. Eklemi çevreleyen kas ve diğer yumuşak dokuların çeşitli sebeplerden esnekliğini yitirmesinden dolayı hareket kabiliyeti kısıtlıdır ve eklem ağrıları çekmektedir.”
Çevirmen, Akgün’ün kronik böbrek yetmezliği hastası olduğuna ve böbreklerinin sadece yüzde 37 oranında çalıştığına işaret ederek şunları söyledi: “Tedavileri yapılmadığı ve diyetle beslenemediğinde diyaliz hastası olma riski meydana gelecektir ve böbrek rahatsızlığından dolayı yüzde 50 engellidir. Yine kulaklarda işitme kaybı mevcut ve gözlerde katarakt gibi rahatsızlıkları da bulunmaktadır.
Tüm bu hastalıklarından kaynaklı olarak 21.12.2023 tarihinde yüzde 82 engelli olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. Hastalıklarından kaynaklı olarak sürekli olarak hastaneye götürülüp getirilmektedir. Ailesi ile yapmış olduğu telefon görüşmesine dahi yürüyerek gelemeyen Melek Akgün, gardiyanların koluna girmesi ile getirilmiş ve dengede durması sağlanmıştır. Halihazırda tutuklu olarak yargılaması devam eden Melek Akgün’ün tutuksuz olarak yargılamasına devam edilmesi mümkündür. Bir an önce tahliye edilmesini ve ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavilerine devam edilmesini talep ediyoruz.”