Depremin ardından hasar tespit çalışmalarının da başlaması ile evlerin neye göre ‘hasarlı’ veya ‘hasarsız’ olarak belirlendiği tartışma konusu. Meletî’de Alevi-Kürt yurttaşların yaşadığı hasarsız evlere, ‘ağır’ hasarlı raporu verilirken Dîlok’ta enkaz eve ‘hasarsız’ raporu verildi
Mereş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarında olduğu gibi enkaz kaldırma hasar tespit çalışmalarında da yetersilizlikler gündemde, evlerin neye göre ‘hasarlı’ veya ‘hasarsız’ olarak belirlendiği ise tartışma konusu.
Meletî (Malatya) ve ilçelerinde binlerce bina yıkılırken, depremden sonra 350-400 bin kişinin göç ettiği tahmin ediliyor. Meletî’nin Beydağı eteklerinde bulunan merkez Yeşilyurt ilçesine bağlı ve çoğunluğu Alevi-Kürt yurttaşların yaşadığı Cemal Gürsel Mahallesi de depremden en az etkilenen yerlerden biri.
Evlerin genelde tek katlı olduğu mahallede, yıkılan ev bulunmuyor. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ekiplerince birçok eve ‘ağır hasarlı’ raporlarının verildiğini belirtildi. Mahalle sakinleri, zarar görmeyen evlerine verilen ağır hasarlı raporlarla göçe zorlandıklarını aktardı. MA’dan Dilgeş Ruvanas’a konuşan yurttaşlar, alınan bu karara karşı hukuki yollara başvuracaklarını kaydetti.
‘TOKİ istedi vermedik, depremi fırsat bildiler’
Mahalle sakinlerinden Ayhan Yıldırmaz, deprem esnasında ve sonrasında evlerinde yaşamayı sürdüklerini ifade ederek, evde tek bir çiziğin olduğunu ve bütün taşıyıcılar sağlam olmasına rağmen Çevre, Şehircilik Ve İklim Bakanlığı tarafından gelen hasar tespit heyetinin evlerine “ağır hasarlı” raporunu verdiğini söyledi
Alevi ve Kürt halkının yoğun yaşadığı bir mahalle olduğuna dikkat çeken Ayhan, depremden birkaç yıl önce de Cemal Gürsel Mahallesi için TOKİ’nin başvuru yaptığını söyledi. Ayhan, “Mahalleliyi buradan çıkartıp TOKİ yapmak istediler. Arsalar tapulu olduğu için mahalleli vermedi. Ancak adamlar böyle bir süreçte buraya gelip bir fotoğrafla karar verdiler. Eğer gerçekten ev hasarlıysa zaten bizler oturmayız” dedi.
Evlerine da ağır hasarlı raporunun verildiğini kaydeden Abuzer Sarıtaş, “Evimde tek bir çizik dahi yok ama evime ağır hasarlı raporu vermişler. Yetkililerden davacıyım. Böyle bir şey yokken nasıl karar verebiliyorlar. Evimiz hasarlı ve arızalı olsaydı içinde bir saniye duramazdık. Zaten buranın peşindelerdi. TOKİ girecek diye daha önce istediler ama bizler de davacı olup vermedik. Şimdi de depremi fırsat bilip faydalanmak istiyorlar” şeklinde konuştu.
Hasan Sarıtaş isimli yurttaş ise, evleri için verilen kararın ardından bir rant projesinin olduğunu ifade ederek, “25 yıldır toplulaştıracağız diye diye benim arazimi 340 metrekareden kese kese 130 metre kareye düşürdüler. Bunlar yine rant peşindeler. Tek bir çatlağın olmadığı eve ağır hasarlı raporunun verilmesi ya da kolunu patlamış eve de az hasarlı raporunun verilmesi şüphe uyandırıyor” dedi.
Enkaz eve ‘hasarsız’ raporu
Dîlok’un (Antep) Nurdağı ilçesinde ise tam tersi bir durum söz konusu. Depremde Nurdağı’na bağlı Sakçagözü kırsal Mahallesi’ndeki evi tamamen yıkılan 65 yaşındaki Yeter Çalışkan da, depremden 3 saat sonra çevredekilerin yardımıyla enkaz altından kurtarıldı. Eşini iki ay önce kaybeden ve çocukları şehir dışında yaşayan Çalışkan, enkazının önünde 15 gün boyunca tek başına, çadırsız ve gıda yardımı alamadan yaşama tutundu.
Çalışkan, enkaz haline dönen evine “hasarsız” raporu verildiğini öğrendi. Moloz yığınına dönüşen evine verilen rapora tepki gösteren Çalışkan’ın oğlu Abdullah Çalışkan, “Ev yıkık, annem enkaz altından çıktı ama biz e-Devlet’ten kontrol ettiğimizde ev hasarsız görünüyor. Biz de itiraz için gerekli mercilere başvurmaya çalışıyoruz ama ilgilenen yok, uğraşıyoruz” dedi.
Ayrıca aynı mahallede yan yana bulunan iki eve verilen hasar tespit raporları da dikkat çekti. Kolonları kullanılamaz halde olan bir eve “az hasarlı” raporu verildiği, hemen yanında bulunan ve herhangi bir hasar almayan müstakil eve ise “ağır hasarlı” raporu verildiği öğrenildi.
Kaynak: MA