Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalacak Hasankeyf’te tarihi eserlerin taşınmasına tepki gösteren yaşam savunucuları, “Hasankeyf’te Nuh Tufanı ve Moğol İstilası bir arada yaşanıyor” dedi.
Batman’da yapımı süren Ilısu Barajı nedeniyle 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’te geçtiğimiz yıl taşınan Zeynelbey Türbesi’nin ardından Artuklu Hamamı da taşındı. Tarihi kaleye açılan kapılardan olan Roma Kapısı ve Sultan Süleyman Bin Turan Şah Eyyübi’nin hükümdarlığı döneminde yapılan Sultan Süleyman Camii ve El-Rızk Camii’sinin minaresi ise önümüzdeki süreçte taşınacak. Taşınma işlemlerine karşı olduklarını belirten Hasankeyfliler ve doğa koruyucuları, tarihin yerinde güzel olduğunu hatırlatarak, “Hasankeyf’te Nuh Tufanı ve Moğol İstilası bir arada yaşanıyor” diyor.
“Doğa ve tarih yerinde güzeldir”
Zeynelbey Türbesi’nin Caferilerin mimarisinin özelliklerini taşıdığını anlatan Doğal Yaşamı Koruma Derneği Kurucu Üyesi ve Yöneticisi Emin Bulut, tepkisini şöyle dile getiriyor: “Zeynelbey Türbesi Hasankeyf’in nazar boncuğu idi. Geçtiğimiz günlerde de Artuklu Hamamı taşınmıştı. Aslında Artuklulara ait değil, Romalılara aittir. Fakat Artuklular sadece restore etmiştir ve Türkleştirme politikaları nedeni ile buraya böyle bir isim verilmiştir. “Tüm bu tartışmalardan ayrı olarak neden taşınıyor. Neden doğa ve tarih tahrip ediliyor. Doğa ve tarih yerinde güzeldir. Daha önce ağaçları taşımışlardı ve bu ağaçlar kurumuş vaziyettedir.”
‘Katliam yapılıyor’
Taşınma işlemlerinin Şark Islahat Planı’nın bir parçası olduğunu vurgulayan Bulut ise “Burada bir tarih ve doğa soykırımı yaşanıyor. Büyük bir tepki ve üzüntü içindeyiz. Binlerce yıllık tarih buradan para ve rant için taşınarak katliam yapılıyor” diyor. Bulut, “Bir insanın iç organları nasıl ki onların özü ise bu tarihin taşınması da Hasankeyf’in iç organlarını kesmek koparmak kısacası onun yaşamsal tüm organlarını koparmak anlamına geliyor” sözleriyle tarif ediyor olan biteni. Yaşananlara ilişkin ellerinden bir şey gelmediğini dile getiren Bulut, “Biz sadece üzüntü içindeyiz tüm muhalefette susturulduğu için elimizden de bir şey maalesef gelmiyor” diye de ekliyor.
Hasankeyf’te tarihin tekerrür ettiğini belirten Bulut, şöyle devam ediyor:
“Hasankeyf’te ikinci bir Moğol İstilası yaşanıyor hatta daha da ileri gidiyorum burada baraj ile birlikte Nuh Tufanı yaşanıyor. İki yıkımı Hasankeyf yaşıyor; birincisi barajın sular altında bırakacağı tahribat, ikincisi ise, tarihi eserlerin yağmalanmasıdır. Hasankeyf’te Nuh Tufanı ve Moğol İstilası bir arada yaşanıyor. Tüm bu soykırıma ise Avrupa sus pus olmuş, muhalefet sus pus olmuş, bizler sus pus olmuş durumdayız ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
‘UNESCO rantın yolunu açıyor’
Tarihi eserlerin taşınmasına karşı olduklarını yineleyen Hasankeyf Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan da, “Tarih yerinde güzeldir” diyor. “Biz tarihi başka bir yerde değil olduğu yerde görmek istiyoruz. Dünya’da ilk defa tarih sadece Türkiye’de başka bir yere taşınıyor bunun neresi doğru” diye belirtiyor Ayhan. Taşınma işlemlerinin yapılmasına UNESCO’nun da göz yumulduğuna dikkat çeken Ayhan, “UNESCO taşınmalara göz yumarak rantın açılmasına da göz yummuş oluyor. Dünya üzerinde 12 bin yıllık bir tarih deyim yerinde ise UNESCO eliyle de yok edilmiyor mu bu durumda” diye konuşuyor.
‘Hasankeyf tarihidir’
Hasankeyf’in sadece tarihi eserden ibaret olmadığını sözlerine ekleyen Ayhan, şunları söylüyor: “Hasankeyf sadece iki minare, bir hamam veya türbeden ibarette değildir. Hasankeyf mezarlardır, kaledir, mağaralardır yani Hasankeyf koca bir alandır. Dünyanın ilk üniversitelerinden birisi buradadır. İlk yerleşim alanları buradadır. Bugüne Hasankeyf’te sadece yüzde 25’i kazıldı geriye kalan yüzde 75 ise bugün sular altında bırakılmak isteniyor. İstendiği takdirde tüm baraj da kurulur ama Hasankeyf’te sular altında kalmaz.”
Kaynak: MA – Metin Yoksu