Pasûr halkı, su kaynaklarının bulunduğu Hasandin Yaylası’nın maden çalışmalarına açılmak istenmesine karşı 10 Ağustos’ta yaylada miting düzenleyecek
Selman Çiçek / Amed
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası, maden rezervi arayan şirketlerin hedefinde. Bir maden şirketine bağlı ekipler, 24 Temmuz’da bölgede sondaj çalışması yaparak numune aldı. Bu durum bölge sakinlerinin tepkisine neden oldu. Bölge sakinleri, su kaynaklarının bulunduğu yaylanın maden çalışmalarına açılmak istenmesine tepkili. Yurttaşlar, 10 mahalle ve onlarca mezrayı etkileyecek maden projesine karşı 24 Temmuz’dan bu yana direniyor. Mahalleliler geçtiğimiz günlerde yaptıkları yürüyüşün ardından büyük bir mitinge hazırlanıyor. Mahalleliler sanal medyadan 10 Ağustos’ta yaylada miting düzenleneceğini duyurdu.
24 bin insan etkilenecek
Köy sakinlerinden Behzat Cengiz, Hasandin Yaylası’nın aynı zamanda Pasur olduğunu söyledi. 10 köyün ve 24 bin nüfusa sahip yayla olduğuna dikkat çeken Cengiz, “Pasur’un nüfusu 34 bindir. Sadece Hasandin’de 24 bin insan yaşıyor. Yani Hasandin demek Kulp demektir. Burada yaşayan 24 bin insan bu yayladan geçimini sağlıyor. Hayvancılık yapıyor. Arıcılık yapıyor. Burada eğer maden sahasına açılırsa 24 bin insanın yaşam alanı yok olacaktır” diye belirtti.
Görüşümüz alınmadı
Bugüne kadar kimsenin maden sahası ile ilgili köylülerin görüşünü almadığını söyleyen Cengiz, “Devlet burada yaşayan insanları dinlemiyor. Maden sahası ile ilgili itirazlarımızı yaptık. Kaymakam ile görüştük. Ancak henüz bir sonuç almadık. Hasandin Yaylası sahipsiz değildir. Bizler oranın sahibiyiz. Oranın madene açılmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Şimdi de Hasandin’e göz diktiler
Daha önce HES projesine de karşı geldiklerini söyleyen Cengiz, yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı: “Evim suya sıfırdı. Geçimimi balıkçılık yaparak karşılıyordum. Ancak itirazlarımıza rağmen HES projesini yaparak hepimizi mağdur ettiler. Geçim kaynaklarımızı elimizden aldılar. Şimdi ise sadece 24 bin Pasurlunun yararlandığı değil, bunun dışında farklı insanların da yararlandığı Hasandin Yaylası’na göz diktiler.”
Bütün kamuoyuna Hasandin’e sahip çıkma çağrısı yapan Cengiz, “10 Ağustos’taki mitinge bütün duyarlı halkımızı bekliyoruz. Herkes tepkisini ortaya koyarak yaylaya sahip çıkmalıdır” dedi.
Şeffaflık yok
Hasandin Yaylası’ndaki sürecin hukuki olup olmadığını bilemediklerini söyleyen Amed Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan, “Şeffaflık diye bir şey yok, halkı bilgilendirme diye bir şey yok, kamuoyunu bilgilendirme diye bir şey yok. Bu projeyi, bu ruhsatı bulabilmek için iki, üç gün tüm halkla seferber olduk. Halen birçok kör nokta var. Biz bilgi edinme başvurusu yapacağız. Tüm projenin detaylarının, ruhsat detaylarının, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) varsa ÇED. Şimdi ÇED yok. Yani sen ÇED alamadan sondaj yapamazsın, maden faaliyeti yürütemezsin ama ruhsat arama ve işletme ruhsatı alabilirsin. Bu arama ve işletme ruhsatları bilgisayar başından veriliyor. Rastgele veriliyor. Rastgele derken ruhsatı verenler gelip bölge halkıyla konuşmamıştır. Arama işletme ruhsatını her yere verebilir, öyle bir dönemdeyiz” ifadelerini kullandı.
Hukuki süreci başlattık
Maden şirketleri için halkın su kaynağının, mera alanının ve orman arazisinin hiçbir öneminin olmadığına dikkat çeken İnan, “Ruhsatın iptali için bir süreç başlatacağız. Şu anda alınan bir işletme ruhsatı var. Onun için dava sürecini başlatacağız. Hazırlıkları yaptık. Ormanlarımız anayasayla korunuyor. Mera alanları için koruma kanunu var, ama yönetmelik ve kanunların etrafından dolanarak bir şekilde usule uyduruluyor. O yüzden maalesef hukuki olarak istedikleri her yerde maden arayabiliyorlar” sözlerine yer verdi.
Halkın görüşü alınmıyor
Halk tepki gösterirse, halk istemezse düzenin değişeceğini söyleyen İnan, “Baro olarak çevre örgütleri olarak STK’liler olarak buna karşı bir süreç başlatacağız. Burada maden çıkarmanın, maden arama faaliyetlerinin doğal dengeyi bozup bozmadığına, halkın yaşam alanını yok edip etmediğine bilirkişi karar verir. Maalesef ruhsatlandırma sürecinde halkın görüşü alınmıyor fakat ÇED’de önce ruhsat alınır, sonra bu ruhsat için de maden yapılacak alan için ÇED raporu alınır” şeklinde konuştu.
Mitinge davet
İnan, Kurdistan doğasına karşı yapılan saldırılarla ilgili şunları söyledi: “Bizim coğrafyamız Şırnak, Bingöl, Diyarbakır madenlerle petrol arama kuyularıyla talan ediliyor. Yüz binlerce hektar tarım alanı, meralar, ormanlar yok edildi. Halkın yaşama alanı yok ediliyor. Bizler şehrin hak savunucusu kurumları olarak o köylerin öznesi olan vatandaşları olarak bir bilinç, bir tepki, bir örgütlenme göstermezsek maalesef bunun bedelini çok ağır ödeyeceğiz. Biz de halk ile karşı bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. 10 Ağustos’ta yapılacak mitinge katılım bu yüzden önemli.”