Cizre’de 2016’da ilan edilen sokağa çıkma yasağından 3 gün sonra bir patlama sonucunda 4 yaşındaki Harun Dalmış ile 6 yaşındaki Ayşenur Geçit yaşamını yitirdi. 6 yıl geçmesine rağmen soruşturma yerinde sayıyor
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015 ile 2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonrası bölgeye bırakılan patlayıcı mühimmatlardan kaynaklı 16 çocuk yaşamını yitirdi. En son 18 Nisan’da İdil’in Kiwex köyünde hayvanlarını aramaya çıkan iki kuzen karakol etrafında mayın patlaması sonucu yaralandı. Söz konusu patlayıcılardan kaynaklı yaşamını yitiren çocuklardan Harun Dalmış (4) ve Ayşenur Geçit (6), 2016’da Cizre ilçesine bağlı Cudi Mahallesi’nde bulunan evlerinin önünde oynarken patlayan bir cismin kurbanı oldu. Dalmış ve Geçit’in ölümü üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen halen sorumlular hakkında dava açılmadı. Patlamanın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra ailelerin ifadeleri alındı ancak yürütülen soruşturma bir sonuca ulaşmadı.
2 gün boyunca şarapnel parçalarını çıkartılar
Çocuklardan Harun Dalmış’ın babası Abdurrahman Dalmış (40), yıllardır davanın açılmasını beklediklerini ifade ederek, bugüne kadar herhangi bir sonuç alamadıklarını söyledi. Sokağa çıkma yasağı kaldırıldıktan üç gün sonra çocukların evin önünde oynarken patlamanın yaşandığını hatırlatan Dalmış, olayı şöyle anlattı: “Yasağın kaldırılmasının üçüncü günüydü, komşumuzun kızı Ayşenur ve Harun evin birkaç metre ilerisinde oyun oynuyordu. Biz de evdeydik. Sonra bir patlama sesi geldi. Ama bu büyük bir patlamaydı. Bu sesin gelmesiyle birlikte ben hemen Harun’u aramaya başladım. Olay yerine gittim. Ayşenur’un durumu çok kötüydü. Parçalanmıştı. Ama Harun başından darbe almıştı. Harun’un durumu da ağırdı. Daha sonra İdil’e götürdüler. Orada yaşamını yitirdi ama bizi iki gün hastanede beklettiler ve bedenlerinde ki şarapnel parçalarını çıkartılar.”
Olayı kapatın yaklaşımı var
Daha sonra otopsi için Ankara’ya göndereceklerini söylediklerini belirten Dalmış, “Sonuçta bir şey çıkmadı. Cenazelerimizi defnettikten sonra kimse gelip sormadı. Sormayı bırakın, ifademiz dahi alınmadı. Devlet yetkililerden kimse olayı sormadı ve olay üzerinde durulmadı. Olayın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra yetkililer eve gelip ifadelerimizi aldılar. İfadelerimizi aldıklarında da olumsuzlardı, ‘olayı kapatın’ gibi bir yaklaşım vardı. Zaten ifadelerden sonra da dava açılmadı. Savcıyla da görüştük ancak hala dava açılmadı” dedi.
Kürt olduğu için sorulmuyor
Söz konusu Kürtler olunca yaklaşımın değiştiğini vurgulayan Dalmış, “Onlar çocuktu. 2-3 defa savcılığa gittim, davanın durumu sordum. Ama savcı bize her seferinde, ‘bilirkişi raporu yok’ dedi. Savcıya, ‘bilirkişi ölmüş mü ki gelmedi ve gelmiyor’ şeklinde tepki gösterdim. Savcı ise, ‘bilirkişi Hakkari’de ve gelemiyor’ dedi. Bu şekilde sürekli oyalayıp, olayın üstünü kapattılar. Buraları kendilerine dert etmedikleri için bu şekilde yaklaşıyorlar. Kürt olduğu için sorulmuyor ve üzerinde durulmuyor. Kürt öldürülse de, tutuklansa da, kaybettirilse de sorun olmuyor. Bu yüzden davaları kapatıyorlar. Kürt çocukları evlerinin önünde oynarken bile ölüyor. Burası dağ değildi. Her gün insanların gelip geçtiği bir yer” diye konuştu.
Sebep olanlar cezalandırılsın
Türkiye’nin batısında böyle bir şey yaşandığı zaman kıyametlerin koparıldığını dile getirilen Dalmış, “Ama buralarda olunca kimse sesini çıkartmıyor. Bizler adalet istiyoruz. Çocuklarımızın ölümüne sebep olanlar ceza almalıdır” diye belirtti.
Soruşturma sürecine bakan avukatın “uzlaştırma önerisini” reddeden ailelerin avukatsız olduğu öğrenildi.
Kaynak: MA