Lübnan’ın eski başbakanlarından Hariri’ye düzenlenen suikast davasında karar açıklandı. Uluslararası Mahkeme, suikastta Hizbullah ve Suriye bağlantısına dair delil olmadığına hükmetti
Lübnan’ın eski başbakanlarından Refik Hariri’ye 2005 yılında düzenlenen suikast ile ilgili altı yıl süren hukuki süreçte karar açıklandı. Hollanda’nın Lahey kenti yakınlarındaki Leidschendam’da görülen davada Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, suikastta Hizbullah bağlantısının kanıtlanamadığına hükmetti. DW Türkçe’nin haberine göre 2 bin 600 sayfalık kararın özetini okuyan Mahkeme Başkanı David Re, Hariri’nin ölümünden önceki dönemde Suriye askerlerinin Lübnan’dan çekilmesini savunduğuna işaret ederek “Hariri ve siyasi müttefiklerinin ortadan kaldırılmasının Suriye ve Hizbullah’ın çıkarına olabileceğini, ancak Hizbullah liderliğinin ya da Suriye hükümetinin suikasta dahil olduğuna dair kanıt bulunmadığını” söyledi.
Hizbullah ‘İsrail komplosu’ demişti
İddianamede, suikastla bağlantılı olarak gıyabında yargılanan dört sanığın Hizbullah üyesi olduğu iddia ediliyordu. Kanadalı Başsavcı Norman Farrell’in sunduğu deliller, cep telefonu kayıtlarına dayanması nedeniyle tartışmaya yol açmış, iddianame büyük ölçüde sanıkların suikast öncesi ve sonrasındaki konumları ve kimlerle telefonda görüştükleri üzerine dayandırılmıştı. Ancak telefon görüşmelerinin içeriği ile ilgili bilgi bulunmaması, delillerin yeterliliği konusunda soru işareti oluşturmuştu. Başsavcı, Hariri’nin Suriye askerlerinin Lübnan’dan çekilmesini istediği için Hizbullah tarafından ortadan kaldırılmak istendiğini iddia etmişti.
İran ve Suriye ile yakın ilişkileri bulunan ve Lübnan’ın en büyük siyasi hareketlerinden olan Hizbullah, suikastla bağlantısı bulunduğu iddialarını reddederek suçlamaları “İsrail komplosu” olarak nitelendirmişti. Hizbullah aynı zamanda Lübnan’da hükümetin koalisyon ortağı konumunda.
Üç ton patlayıcı kullanılmıştı
14 Şubat 2005 tarihinde Hariri’nin konvoyu başkent Beyrut’un merkezinden geçtiği sırada bir intihar saldırganı kendini havaya uçurmuş, saldırıda 60 yaşındaki Hariri’nin yanı sıra saldırgan dahil 21 kişi daha yaşamını yitirmiş, 226 kişi yaralanmıştı. Yaklaşık 3 ton patlayıcı madde kullanılarak düzenlenen saldırı, ülke tarihinin en ağır terör saldırıları arasında yerini almış ve tüm dünyayı sarsmıştı. Lübnan’da 15 yıl süren iç savaşın ardından ülkenin yeniden imarında önemli rol oynayan Hariri, ülkede hala geniş kesimlerde saygın bir konuma sahip.
Lübnan’da Hariri suikastının arkasında Suriye’nin bulunduğuna dair yaygın bir kanı var. O dönem Lübnan’da asker bulunduran Suriye, suikast sonrasında askerlerini geri çekmek zorunda kalmıştı.
Hariri davası, bir uluslararası mahkemede görülen ilk terör davası oldu. Yargılanan dört firari sanığın savunma avukatlarıyla da bağlantısı bulunmuyordu. Sanıklar Selim Cemil Ayyaş, Hasan Habib Mirhi, Esad Hasan Sabra ve Hüseyin Hasan Anisi’nin Hizbullah üyesi olduğu iddia ediliyor. Ayyaş doğrudan suikasttan, diğer sanıklar yardım ve yataklık suçlamasından yargılandı. Suikastın azmettiricisi olmakla suçlanan, Hizbullah’ın komutanlarından Mustafa Bedreddin ise 2016 yılında Suriye’de öldürülmüştü.
DIŞ HABERLER