Hüseyin Aykol İÇERİDEN
İçerideki yazarlarımızdan Ergin Atabey, bulunduğu Bolu F Tipi Cezaevi’nden 30 Ocak 2022 günü gönderdiği faks mesajında şöyle diyor: “Şu an önümdeki fotoğraf karesine bakıp yazıyorum. Fotoğrafın arka yüzünde soldan başlayarak arkadaşların adları yazılmış. Üçüncü arkadaşa takılıyor gözlerim. Uzun boylu, esmer, hafif sakallı. Saçları kırlaşmış. Ama yaşlı göstermiyor. Gözleri gülüyor. Hafif bir tebessüm konmuş yüzüne. ‘Ne de genç kalmış’ diye mırıldanıyorum. Sonra iç sesim ‘genç başlayanlar yaşlanmaz’ diyor. Gülen gözler hep söylediği sözü tekrarlıyor: Yol insanı genç kılıyor. Evet, ya yolu seyredip yaşlananlardan olunur ya da yol yürüyüp genç kalınır, genç bitirilir.
Hep genç kalan ve kalacak olan, fotoğraf karesinde odaklandığım gülen gözler Deza hevalin, Hanifi Bilgin hevalin gözleridir. O gözlerin yumulduğunu söylediler. Gece kapı sesleri geldi. Kalktım ama hapishanede ne olan-biteni duyabiliyorsun ne de sesini duyurabiliyorsun. Oysa seslerin geldiği yer yan tarafımdı. İçime bir kurt düştü ama dillendiremedim. İşte o dillendiremediğim ses çok sonra ötelerden geldi. Hanifi-Deza heval yıldızlaşmış. Ama biz bu erkenden ‘gidişine’ hiç de hazırlıklı değiliz. Şu an hapishane sessiz. Hevalleri olarak kendi usulümüzce uğurluyoruz Dezamızı. Evet o yolu seyredenlerden olmadı, yürüdü, yürüyor yolu…”
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Bahattin Salhan da, bu konuya değinmiş: “Son dönemde habire zindanlarda cezası bitip de bırakılmayanlar oldu. Son ay ve yıllarına girmişken hastalıktan ya da farklı nedenlerden dolayı birçok arkadaşımız yaşamını yitirdi. Canımız acısa da bunun altından kalkmaya çalışıyoruz. Dün burada da bir arkadaşımız merdivenlerden düşerek yaşamını yitirdi. Tam 30 yıldır içerideydi. 6-7 ay sonra çıkması gerekirken şehadete ulaşması bizleri derinden yaraladı. Hanefi Bilgin arkadaş Bingöllüydü. Birçok zindan gezdi. Bu soğukta-karda haberini bile zar-zor aldık. Maalesef işte zindanların hali böyle…”
* * *
Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde bulunan Nedim Öztürk, 15 Ocak 2022 günü gönderilen mektubunda şöyle diyor: “Sincan Kadın Hapishanesi’nde bulunan öğretmen Sibel Balaç ölüm orucuna ve Tekirdağ 1 nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Gökhan Yıldırım Süresiz Açlık Grevi’ne başladılar. Ayrıca Sibel Bakaç’ın annesi de dışarıda kızına destek olmak için o da ölüm orucuna başlamış. Bizler de buradan 10 Ocak 2022 tarihi itibariyle bir aylık destek açlık grevi eylemine başladık. Direnişin talepleri bizim de taleplerimizdir. Biz ekim ayı başlarında bir iç sürgün-sevk yaşamıştık. Bunu fırsat bilerek kitaplarımızı ve dergilerimizi aldılar. Bize 15 kitap sınırı kondu. El konulan kitaplarımızı geri alamadık. Sohbet hakkımız Pandemi gerekçesiyle kullandırılmıyor. Oysa dışarıda her şey normale dönmüş bulunuyor.”
* * *
Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan gazeteci arkadaşlarımızdan Cengiz Doğan 10 Ocak 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Daha önce de dediğim gibi özgür basının gazetelerini yıllardır içeriye vermiyorlar. Bir de radyolarımız toplatılmıştı. Anlayacağın Kürtçe kanalları çeken radyolarımızı da geçen sene topladılar ve yanımdaki radyoyu da Temmuz 2021’deki oda aramasında aldılar. Bu radyoyu bulundurduğum için bana 15 gün hücre cezası verdiler. Buna İnfaz Hakimliği’ne itiraz edince, cezayı 15 günden 8 güne indirdiler. Ceza bu haliyle Ağır Ceza Mahkemesi’nde onaylandı. Anadilimizi, Kürtçemizi dinlemenin bedelini hep ödedik, bugün de aynı anlayış sürüyor. Özellikle son bir ay içerisinde zindanlarda yaşanan şehadet haberleri bizleri derinden yaraladı. Bu cezaevinde kansere yakalanıp, şehit düşen A. Rezzak Şuyur arkadaş ile iki yıl kadar önce aynı odayı paylaşmıştım. Dile kolay 28-29 yılını zindanda geçirmişti.
Aldığım üç hücre cezası gerekçe gösterilerek benim de infazım yakıldı. Normal şartlarda 2023 olan tahliye tarihim 2028 yılına ertelenmiş bulunuyor. Bu şekilde düzenlenen yeni müddetnamem bana tebliğ edildi. Bu arada, adlilerin odalarına görüntülü telefon kabinleri yerleştirdiler. Adli mahkumlar bir aydır, görüntülü telefon ile konuşuyorlar. Bizim odalara henüz kabinler getirilmedi. Ne zaman getirileceği de belli değil. Daha önce 20 dakika olarak uygulanan ankesörlü telefon ile görüşmeler ise 10 dakikaya indirilmiş bulunuyor. 1 Ocak 2022 itibariyle ayda 40’ar dakika iki kapalı görüş, 30 dakikalık bir açık görüş hakkımız var ve görüşlere sadece iki kişi gelebiliyor. Bir de, haftada 45 dakika futbol sahasına çıkıp, futbol oynayabiliyoruz. Hastane, sevk, revir-ilaç sorunları ise sürüyor. Ailemizin bulunduğu yere yakın şehirlere sevk taleplerimiz reddediliyor. Tüm bu baskılara rağmen, umut ve coşkumuz devam ediyor.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 26 Ocak 2022 günü gönderilen mektubunda şöyle diyor: “Hapishanelerde durum farklı değil. Öyle ki son 6 yılda hapishanelerde en az 103 hasta tutsak hayatını kaybetmiştir. Daha doğrusu tedavileri engellenmiş ve serbest bırakılmayarak hayatlarını kaybetmeleri sağlanmıştır. Son olarak 2021 yılının aralık ayında en az 7 tutsağın hayatını kaybettiği basına yansıdı. Bu durumda olan hasta tutsaklardan Ali Osman Köse, 65 yaşındadır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsüdür. 38 yıldır tutsaktır. Yüksek tansiyondan prostata pek çok kronik hastalığı vardır. Bunlara 2021 yılında bir de kanser eklenmiştir. Sürekli tekrarlanan ‘hapishanede kalabilir’ raporlarıyla kanser hastalığının metastaz yapması beklenerek katledilmek isteniyor.”
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Bahattin Salhan – Bolu F Tipi Cezaevi
Ergin Atabey – Bolu F Tipi Cezaevi
Nedim Öztürk – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Halis Tekin – Diyarbakır 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Cengiz Doğan – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Yusuf K. Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi
Ziya Ataman – Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi