Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, 90’larda Kurdistan illerindeki faili meçhul cinayetlerin sorumlularından olan Cem Ersever’in HADEP’in açlık grevi yaptığı yeri bombalamayı teklif ettiğini itiraf etti
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, 1990’larda Kurdistan’daki faili meçhul cinayetlerde sorumlulardan ve JİTEM’in kurucularından olan Binbaşı Cem Ersever’in, açlık grevi yapıldığı sırada Halkın Demokrasi partisi (HADEP) binasına bomba koymak istediğini itiraf etti.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na konuşan Hanefi Avcı, bugün Emniyet içinde tarikatların egemen olduğu ve suç örgütleriyle bağlantı iddialarını değerlendirirken, 1990’lardaki Kürt katliamlarına dair de konuştu. Avcı, “Mesela siz de Diyarbakır’da JİTEM’le karşılaştınız niye engel olmaya çalışmadınız?” sorusuna yapılan katliamları itiraf ederek, şu cevabı verdi:
“Mesela bana Cem Ersever geldi dedi ki: ‘HADEP açlık grevi yapıyor, ben buraya bomba koyacağım’ dedi. Biz buna müsaade etmeyiz. O bunu deneyemez, çünkü tahkikat yapılırsa yakalanacağını bilir. Diyelim bir olay oldu, Diyarbakır’da bir avukatın aracına patlayıcı madde konuldu sonra anons edildi, kaçarken yakalandı.
Jandarma astsubayları bunları yakaladı, “Tutanak tutun, bırakın” denildi. Ne olması lazımdı; aslında savcıya gidilmesi lazım, valiye gidilmesi lazım, yukarıya haber verilmesi lazım. Ama şimdi ne yapıyor emniyet, “Ben bunlarla uğraşmak yerine tutanak tutarım varsa bir sorun savcı halletsin.” Savcı çağırıyor, kişi inkâr ediyor, dava kapanıyor.”
‘Bizim bölgemizin dışında olaylara karıştılar’
Tahincioğlu’nun “O dönem işlenen cinayetleri siz duymuyor muydunuz, araştırmıyor muydunuz, emniyetteydiniz?” sorusuna Avcı’dan şu itiraflar geldi:
“Dönemimde Diyarbakır merkezde cinayet işlenmedi. Bir tek olay vardı, o da Hizbullahvari bir grubun yaptığı eylem. Cem Ersever ve adamları bizim bölgemizin dışında olaylara karıştılar. Benim zamanımda Diyarbakır merkezde hiç eylemleri yok. Bismil’de bir olay yaptılar. Olay zaten ortaya çıktı. Sonra Mardin’de olay yapmışlar, burada bazı belgeler ortaya çıktı, sonrasında doğrulandı. Bu ölçüsüzlük 1995’ten sonra çığırından çıkmıştı. Çünkü şehir merkezinde PKK güçlü değildi. Eylem yapamıyordu, sadece öğrenci gösterileri vardı. Ama 1994-1995’te çok fazla eylem olunca artık o eylem dolayısıyla orada polis, jandarma herkesin çok canı yanınca bir şey arıyorlar. Şimdi düşünün karakollar tehlikede, lojmanlar tehlikede, devriye arabaları tehlikede. Böyle bir ortamda herkes “Bunu kim susturacak? Kim ne yapacak” arayışında. Bunu yaşayanlar birçok şeyi normal görebiliyor.”
HABER MERKEZİ