Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin İdlib bölgesinde stratejik bir öneme sahip olan Han Şeyhun’u bombalaması ve ardından ordunun kasabaya girmesi ile HTŞ merkezli gruplar Han Şeyhun ve Hama’nın kuzeyindeki sektörlerden çekildi. Morik’teki TSK gözlem noktası kuşatıldı.
Rusya, İran ve Türkiye arasındaki Astana ve Soçi anlaşmaları ile İdlib’de silahtan arındırılmış bölge, çatışmasızlık bölgesi kurulması kararlaştırılmıştı. HTŞ terör örgütü olarak addediliyordu. TSK’nin kentte gözlem noktaları kurması kararıyla 12 gözlem noktası kurulmuştu. Ancak HTŞ varlığını kentin büyük kısmına yaydı, TSK’nin Hatay sınırından kente sevkiyatı HTŞ gözetiminde gerçekleşti. Ancak karşılıklı çatışmalar sürdü. Kuzey Suriye, ABD ile ilişkiler, Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmaları vb krizlerin de etkisiyle Rusya ve Suriye ordusu İdlib’i bombalayınca Astana-Soçi süreci çöktü. Türkiye stratejik kaybını gizlemek için başka alanlarda Kürtlere yönelik operasyonları gündeme alırken, İdlib’de kritik Han Şeyhun rejimin kontrolüne geçti. El Kaide Suriye kolu HTŞ geri çekiliyor. Rus senatör Vladimir Cabarov, Türkiye ve Suriye askerlerinin İdlib’de karşı karşıya gelmelerine izin verilmemesi ve tarafların aklıselimle hareket etmesi gerektiğini söyledi. Suriye’deki muhaliflere yakınlığıyla bilinen İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cihadist grupların 20 Ağustos Salı sabahına karşı Han Şeyhun ve çevresinden geri çekildiklerini ve bölgenin Suriye ordusunun kontrolüne geçtiğini söyledi.
Morek kuşatıldı
Gözlemevi’nin başkanı Rami Abdülrahman, AFP haber ajansına açıklamasında, örgütlerin bölgeden çekilmesinin “Morik yerleşim yeri yakınlarındaki stratejik öneme sahip Türk gözlem noktasının tamamen Suriye hükümetine bağlı güçler tarafından kuşatıldığı anlamına geldiğini” ifade etti.
Reuters’ın haberine göre ise İdlib’de çatışan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) örgütü, Salı günü Telegram hesabından yayınladığı mesajda örgütün Han Şeyhun’un güney bölgelerinde yeniden konuşlandığını ve Hama vilayeti çevresindeki bölgelerin kontrolünü hâlâ ellerinde bulundurduklarını iddia etti. HTŞ, “Han Şeyhun’un güneyi hala mücahitlerin kontrolünde” dedi. 9 No’lu gözlem noktası Morik’e TSK takviye güç konvoyu 19 Ağustos’ta hava bombarımanına tabi tutulmuştu. Ankara’ya göre ölenlerin 3’ü de sivildi ve 12 kişi de yaralandı.
Han Seyhun’un ele geçmesiyle Halep’i Şam’a bağlayan otoyol (M4 ve M5 otoyolları) rejim kontrolüne geçmiş oldu. Rejimin kuzeye doğru ilerlemesi yeni denklemlerin kurulması anlamına geliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, bu hava saldırısına ilişkin Twitter’dan açıklamada bulundu. Ortagus “Türk konvoyuna yapılan hain hava saldırının ardından siviller, insani yardım ekipleri ve binalar acımasızca hedef alındı. Bu bitmesi gereken şiddeti kınıyoruz.” ifadesini kullandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric de bir soruyu yanıtlarken “Haberdarız. Bu haberler bizi ciddi şekilde endişelendiriyor ve İdlib’deki şiddetin sadece insani bir mesele olmadığını hatırlatıyor.”
Şam’dan ‘cephane’ açıklaması
Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017’deki Astana toplantısında Han Şeyhun’u da içeren alanı İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan etmişti. TSK’nin İdlib’de 12 gözlem noktası bulunuyor. Afrin’deki örgütlerden de takviyelerin gittiği İdlib’de HTŞ’nin (El Nusra) ağırlıkta olduğu gruplar var. Bölgede yer alan TSK askeri konvoyu 19 Ağustos’ta Suriye güçlerinin saldırısına uğramıştı. Suriye ajansı SANA, Şam yönetiminin Türkiye’yi bölgeye silah ve cephane taşımakla suçladığını bildirdi. Suriye’nin ajansı SANA şu haberi geçti: “Türkiye rejimi İdlib kırsalında Suriye Arap Ordusunun darbeleri altında çöken terörist gruplara askeri ve lojistik destek vermeyi sürdürüyor. Çeşitli medya kaynakları tarafından yayınlanan bir videoda, İdlib ve Hama kırsallarındaki Türk işgal gücünün, Türk kuvvetinin konuşlandığı bölgelerde terörist tanklarını gizleyerek “Nusra Cephesi” teröristlerini korumaya çalıştığını gösteriyor.” Haberde Türkiye’nin uluslararası kanunları ihlal ettiği vurgulandı.
‘Savaş giderek kızışacak’
Gelişmeleri yorumlayan gazeteci Halit Ermiş şöyle yazdı: “Han Şeyhun’da yaşanan şiddetli çatışmalara paralel şekilde bölgeye Türk ordusunun yaptığı sevkiyata rejim güçlerinin saldırı gerçekleştirmesi durumun giderek daha da kızışacağının işareti niteliğinde…
Bölgeden gelen bilgiler işgal altındaki Cerablus, Efrîn gibi yerlerde bulunan çete güçlerinin de İdlib’e sevk edildiği yönünde…. Etkili faktör olarak İran devreye giriyor. Bir süre önce ABD ile Rusya anlaşmasıyla güçlerini bölgeden kısmen çeken İran, Türkiye ile yapılan Kuzey Suriye pazarlıklarının tutmamasına karşı yeniden sahaya güç gönderdi. Bu, İdlib’i işgalinde bulunduran Türk devletini ve Nusra çetelerini zorlayacak önemli bir faktör. İdlib’den sonra sıra kaçınılmaz olarak Efrîn ve Cerablus-Bab hattına gelecek.”
İDLİB