‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ hamlesi kapsamında Avrupa’da milyonların katılımıyla 17 Şubat’ta küresel çaplı miting yapılacak. İmralı’ya gitmek üzere hukukçular ve parlamenterlerden bir heyet oluşturulacak
İşkenceyi aşan bir boyuta varmış olan İmralı tecrit sisteminde PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan bin güne aşkındır tek bir haber dahi alınamıyor. 10 Ekim’de Avrupa’da ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ kampanyası başlatıldı. Avrupa’da startı verilen hamle bölgeyi aşarak küresel çaplı bir genişleme yaşadı. Komplonun yıldönümü yaklaşırken Avrupa 17 Şubat’ta geniş çaplı bir mitinge hazırlanıyor. Bununla birlikte Türkiye’ye gelip İmralı Adası’nı ziyaret etmek üzere bir heyetin hazırlıkları ise sürüyor.
Hamleye ve önümüzdeki sürece ilişkin Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt JINNEWS’ten Melek Avcı’ya değerlendirmelerde bulundu.
‘Kürt dostaları başlattı’
Bu kampanyanın diğer kampanyalardan farkının Avupa’da Kürt dostları tarafından başlatılmaı olduğuna dikkat çeken Zümrüt, şunları ifade etti:
“Önceki kampanyalardan farkı hamle olması ve bunun Avrupa’da başlatılmasıdır. Bunun öncülüğünü yapan Önderliğin geliştirdiği Kürt dostluğudur. Bu dostların bir araya gelmesinin temel nedenini bir kez daha gördük; Önderliğin kitaplarını okumuşlar, felsefesini ve paradigmasını takip etmişler, mücadelesini ve 25 yıllık İmralı Adası’ndaki yoğunlaşmasını Orta Doğu sorununun nasıl çözüleceğini yakinen biliyorlar. 10 Ekim komplosunun yıl dönümü olması itibariyle tarihsel bir gündü. Bizler ve dostlar tarafından planlanan Önderliğin 74 yaşına vurgu ve umut hakkı süresinin dolması nedeniyle 74 noktada hamlenin start verilmesiydi ama hamle 100’den fazla ülkeye ulaştı.”
Tecritte uluslararası güçlerin rolü
İmralı’daki tecridin sadece Türkiye’nin kararı ile uygulanmadığına dikkat çeken Zümrüt, uluslararası güçlerinin rolüne dikkat çekti. Zümrüt, “Milyonların iradesinin İmralı’da rehin tutulduğunu bu güçler de artık biliyor ve bu milyonların iradesinin rehin tutulması sadece Türkiye’deki karanlık güçlerin tek başına aldığı bir karar değildir. Uluslararası güçler Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmemesi noktasında da Önderliği 25 yıldır rehin tutturuyor. Tabi sadece bir cezaevi olarak bakamayız, koşullar başlı başına bir işkencedir ve özel bir uygulama yeridir. Burada gittikçe tecrit derinleşiyor, 3’üncü yılına girecek haber alamama durumu, aile ve avukat görüşünün olmaması, orada ne oluyor ne bitiyor, Önderliğin sağlığı ve fiziki koşullarına dair hiçbir haber yok. Halihazırda Orta Doğu’da yaşanan kaosu krizi ve savaşı tek çözebilecek adres Sayın Öcalan’dır, birçok kesim buna kanaat getirdi” dedi.
‘CPT siyasettin denetimine girmiştir’
CPT’ye görevini yerine getirmesi için defalarca çağrı yapılmasına rağmen her hangi bir dönüş alamadıklarına değinen Zümrüt, CPT siyasetin denetimine girmiş bir kurumdur diyerek şöyle devam etti:
“CPT’nin bağımsız bir kurum olduğu herkesçe biliniyor ve bu bağımsız kurumun İmralı sistemini gidip incelemesi, Önderlikten haber alma ve bu raporları kamuoyuyla paylaşma gibi bir görev ve sorumluluğu var. Bu bir anlamda CPT’yi görev ve sorumluluğuna davet etmedir. Fakat CPT’den herhangi bir tepki yok. Bir ara İmralı Adası’na gidildiği basına sızdı, görüşme yapıldı mı yapılmadı mı noktasında bir açıklama gelmişti. Kamuoyuyla aleni ve açık bir şey paylaşılmadı. CPT’nin gidişatı şu anda siyasetin denetimine giren bir kurum haline gelmiş olmasıdır. Bağımsız rolünü oynaması gerekir yani, kendi asıl görev ve sorumluluğuna dönmesi gerekiyor. Karar alan kurumlar, CPT, AİHM, Avrupa Parlamentosu ve birçok kurum burada. Bizim ve dostların bu noktada başlattığı hamlenin talebi bu kurumların ve uluslararası güçlerin harekete geçip, derhal tecridin kaldırılarak önderliğin toplumla buluşmasını, yaşadığımız kaygının giderilmesi için derhal harekete geçilmesini sağlamaktır. Avrupa rolünü oynamalıdır.”
İmralı sistemini çökertmek
Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kilitlendiklerini ifade eden Zümrüt bu kapsamda birçok eylem yaptıklarına değindi. Zümrüt, “Biz 74 nokta olarak eylem alanlarını belirlemiştik fakat 100’ü aştı. Strasburg nöbeti yapıldı, birçok çadır eylemi üzerinden tanıtım ve broşürlerle Önderliği duyurduk. Tecridin kırılması için yürüyüş ve mitingler gerçekleştirildi. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi için birçok eylem, etkinlik dizileri yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bu süreçte yaptığımız tüm planlamalar hamle ve önderliğin özgürlüğü eksenlidir. Okuma günlerinde küresel çapta Önderliğin savunmaları ve kitapları okundu. 150 noktadan fazla dostla yapıldı ve büyük ilgi vardı, önderliğin düşüncelerini okurken kendileriyle sınırlı bırakmadılar, kendi kitleleri ve tabanlarıyla paylaştılar; kimi akademisyenler üniversiteye taşıdı, birçok hukukçu ve filozof üniversitelerde ve birçok yerde ders konusu yapma çalışıyor. Kartpostal gönderimi için ise Avrupa’da 100 bin hedef koyduk. Bu kartpostalları gönderme amacımız, İmralı sistemini çökertmektir; herkes bir kartpostal göndererek bu sistemi çökertmelidir. Hedef 100 binin 15 Şubat’a kadar tüketilmesi gerekiyor.
17 Şubat’ta miting
“Önümüzdeki dönem bir dizi eylem, etkinlik ve planlamalar var” diyerek kampamyalarına dair yol haritasına değinen Zümrüt, “Türkiye’ye heyet gönderme hazırlıkları sürüyor. Bu heyetin içinde hukukçular, parlamenterler yer alacak ve Avrupa’dan İmralı Adası’na gidilmesinin alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Diğer bir konu 15 Şubat geliyor, komplonun kara günü ve Kürtler bu kara günü direnişle aydınlattı ama ne yazık ki biz önderliği özgürleştiremedik o nedenle ayın 17’sinde Avrupa çapında genel bir miting yapacağız. Milyonlara ulaşacağız ve ulaşırken önderliği anlatarak bu mitinge davet edeceğiz.Avrupa’da haykırmak tüm dünyaya duyurmak bizim tarihi görevimiz ve sorumluluğumuzdur.
Öcalan’ın özgürlüğü için halklara çağrı
Avrupa’daki Kürt halkına ve dostlarına çağrı yapan Zümrüt, “Bütün herkesin kendini bu hamleden sorumlu görmesi ve halkın inisiyatif alması gerekir. Halk inisiyatif aldığı süreçte sonuç alınır. Toplum halk ve halklar da devreye girmelidir. Toplum devreye girdiğinde devlet o zaman gidip Önderlik ile masada oturur, tekrar Kürt sorunun çözümü için önderliği muhattap alma konusunda harekete geçer. Halklar bu nedenle bizim hamle kapsamında başlattığımız eylem ve etkinliklere katılmalıdır. 17 Şubat’ta da elbette Avrupa’da kitleyi taşıyacağız ama şunu hepimiz biliyoruz ki imkanı ve koşulu olan kendi komşusunu ve çevresini örgütleyerek yurtseverlik göreve kapsamında bu mitinge taşımalıdır. Örgütlü yapı bir planlama yapmış evet ama benim de bulunduğum sokağı örgütleyerek, araç temin ederek Köln’e gidip orada olmam gerekiyor, ben olmasam biz olmasak olmaz diyeceğiz. Birlikte olacağız ki hep birlikte önderliği özgürleştireceğiz” diyerek çağrısını yeniledi.
HABER MERKEZİ