Ülkemizde bölünmüş solun birlikte mücadele etme istediği çok eskilere dayanıyor. Solun birlik arayışlarının çoğu hüsranla sonuçlansa, HDP’de bir araya gelen sol örgütler, sadece solun değil, aynı zamanda halkların mücadele birliğini sağladı
Hüseyin Aykol
Pek çok sol, sosyalist ve yurtsever örgüt, parti ve kimi aydınların bir araya gelerek oluşturduğu Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 2011 genel seçimlerinde yüzde 10 seçim barajına takılmamak için “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adı altında 61 bağımsız milletvekili adayını destekleme kararı aldı. Adaylardan 36’sı seçimi kazanarak meclise girdi. Ancak Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından düşürülmesiyle bu sayı 35’e indi.
HDK, siyasi parti oluşumu için İçişleri Bakanlığı’na 15 Ekim 2012’de resmen başvurdu. Böylece kurulan Halkların Demokratik Partisi’nin kurucu eşbaşkanlarından Yavuz Önen, yeni oluşumun HDK’nin bir alternatifi olmaktan ziyade kongreyi besleyecek siyasi kanadı olacağını belirtti. Ekim 2013’te Barış ve Demokrasi Partisi’nin milletvekillerinden Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder partiden ayrılarak HDP’ye katıldı.
Halkların Demokratik Kongresi’nin bir üyesi olan ve 2012’de HDP’nin kuruluş sürecinde de bir bileşen olarak yer alan EMEP, 17 Haziran 2014’te HDP’den ayrıldı. Ancak EMEP, HDK’nin bir üyesi olmaya devam etti. Bu arada, milletvekili seçilen EMEP yöneticilerinden Abdullah Levent Tüzel, mecliste HDP milletvekili olarak kaldı. Dahası 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde EMEP, HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’ı destekledi.
Çözüm süreci
Cumhurbaşkanını meclisin değil, halkın seçtiği 2014 seçimlerinde, Selahattin Demirtaş’ın yaklaşık 4 milyon oyla, yüzde 10 barajına yaklaşması üzerine HDP, Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerine parti olarak katılmaya karar verdi. Bu durum tartışmalara neden olsa da, parti yüzde 13.2’lik bir oy oranıyla meclise 80 milletvekili yolladı.
Seçimler öncesinde AKP hükümetinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’la başlattığı çözüm sürecine HDP, tüm samimiyetiyle yardımcı olmak istedi. Hem PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da hem de diğer PKK yetkilileriyle Kandil’de sürdürülen görüşmelere HDP adına Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken, 7 Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri süreci başlayana kadar katıldı.
Milletvekilleri tutuklandı
Halkların Demokratik Partisi eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da dahil olmak üzere çok sayıda HDP’li milletvekili, siyasetçi ve yönetici; genellikle mecliste yaptığı konuşmalarda “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “terör örgütü propagandası yapmak”, “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddialarıyla tutuklandılar.
HDP Eşbaşkanları ve Eşbaşkan yardımcısı Alp Altınörs ile birlikte milletvekilleri Nursel Aydoğan, Sırrı Süreyya Önder, Selma Irmak, Ziya Pir, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, İdris Baluken, Leyla Birlik ve İmam Taşçıer, 4 Kasım 2016 günü gözaltına alındı. HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ile birçok milletvekili tutuklandı. Daha sonraki süreçte de milletvekili ve belediye başkanları tutuklanarak cezaevlerine gönderildi.
Eşbaşkanlık sistemi
İlgili yasanın değiştirmesiyle partide eşbaşkanlık sistemi resmen işlemekte. Partinin ilk eşbaşkanları 15 Ekim 2012 günü seçilen Fatma Gök ile Yavuz Önen’di. Daha sonra yerlerine Sebahat Tuncel ile Ertuğrul Kürkçü seçildi. Ardından Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş eşbaşkan oldu. Figen Yüksekdağ’ın tutuklanması üzerine Serpil Kemalbay seçildi. Selahattin Demirtaş ve Serpil Kemalbay’ın tutuklanması ardından ise, HDP’nin eşbaşkanlıklarına Pervin Buldan ile Sezai Temelli, 11 Şubat 2018 günü seçildiler.
7 Haziran zaferi
HDP, 7 Haziran 2015 günü yapılan genel seçimlerde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ eşbaşkanlığında 6 milyondan fazla oy alarak yüzde 13.2’lik bir yüzdeye ulaştı ve meclise 80 milletvekili gönderdi. 1 Kasım 2015 günü tekrarlanan seçimlerde ise milletvekili sayısı 59’a düştü. Ancak yine de, meclisteki üçüncü büyük parti durumundaydı.
Halkların Demokratik Partisi, Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri sonrasında kurulan geçici hükümette iki bakanlıkla temsil edildi. Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca Avrupa Birliği Bakanı ve İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ise Kalkınma Bakanı olarak görev yaptı. Bu bakanlar, işlevsel olamadıkları için 23 Eylül 2015 günü bakanlıktan istifa ettiler. Levent Tüzel ise kendisine teklif edilen bakanlık görevini en başından kabul etmedi.
Halkların Demokrasi Partisi, 24 Haziran 2018 seçimlerinde, olağanüstü ağır koşullarda ve engellemelere rağmen (yüzde 11.70 ile) yüzde 10 barajını aştı ve 600 kişilik yeni meclise 67 milletvekili göndermeyi başardı. HDP’nin meclise gönderdiği vekiller arasında Erkan Baş, Barış Atay gibi TİP üyesi Komünistler ile Ahmet Şık ve Tayip Temel gibi ünlü gazeteciler de bulunuyor.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ve TİP yöneticisi Barış Akay, İstanbul ve Hatay milletvekili seçildikleri HDP’den 11 Ekim 2018 günü istifa ederek Türkiye İşçi Partisi’ne geri döndüler ve siyasi yaşamlarını TİP’te devam ettiriyorlar. Gazeteci Ahmet Şık da HDP’den 4 Mayıs 2020 günü istifa etti ve bir süre bağımsız kaldıktan sonra Türkiye İşçi Partisi’ne katıldı.
Yerel seçimlerin gösterdiği
Büyük baskı ve gözaltı-tutuklama furyası altında girilen 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP, 3 büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 belde olmak üzere toplamda 65 belediye başkanlığı kazandı. Dahası aday çıkarmadığı Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Adana gibi büyükşehirlerde AKP’nin seçimleri kaybetmesini sağladı. Söz konusu büyükşehirler neredeyse çeyrek yüzyıl sonra AKP’nin elinden muhalefet partilerinin eline geçti. İktidar bunun intikamını 2019 yılında gözaltına alınan 4567 HDP’linin 979’unu tutuklayarak almaya çalıştı.
Ancak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerel seçim öncesinden ilan ettiği gibi seçilmiş HDP’li belediye başkanlarının yerine kayyum atama siyaseti sonuçlar belli olur olmaz başladı. HDP’de belediye başkanı seçilenlerden 6 kişiye mazbatası KHK’li oldukları gerekçesiyle verilmediği gibi, ikinci gelen AKP’liler belediye başkanı ilan edildi. Daha sonra HDP’li belediye başkanlarının hemen hemen hepsinin yerine kayyum atanırken, başkanların çoğu tutuklanıp, cezaevlerine atıldı.
HDP’nin 23 Şubat 2020 günü yapılan 4. Olağan Kongresi’nde eşbaşkanlardan Pervin Buldan yerini korurken, Sezai Temelli’nin yerine Mithat Sancar eşbaşkan olarak seçildi. Hakkındaki kapatma davası devam ederken -3 Temmuz 2022 günü- gerçekleştirilen partinin 5. Olağan Kongresi’nde ise eşbaşkanlıklara yeniden Pervin Buldan ve Mithat Sancar getirildi.
Kapatma davası
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası, 26 Nisan 2021 tarihinde başlarken; Yargıtay Başsavcılığı’nın hazırladığı ilk iddianame 31 Mart 2021 günü iade edilse de; ikinci iddianamenin kabul edilmesi üzerine HDP hakkında açılan kapatma davası da 21 Haziran 2021 günü başlatıldı.
Üstünden kapatma kılıcı sallansa da, 2023 seçimlerine giderken, HDP (ve elbette seçimlere birlikte girme kararı verilen “Emek ve Özgürlük İttifakı”nı oluşturan sosyalist partiler) kilit ya da anahtar durumunda. Cumhur İttifakı HDP’yi sadece düşman olarak görmekle yetinmiyor; aynı zamanda Millet İttifakı’nın HDP ile bir biçimde seçim işbirliğine girmesini önlemek için elinden geleni yapıyor. Aslında HDP ile herhangi bir fotoğrafa girmekten çekinen ve hatta gerçekten istemeyen Millet İttifakı ise seçimi kazanmanın Kürtlerden ciddi bir düzeyde oy almaktan geçtiğinin bilincinde.
Türkiye Cumhuriyeti, 2023 yılında ikinci yüzyılına girerken, tepetaklak yuvarlanmakta olduğu tek adamın sultanlık rejiminden son anda kurtulup, demokratik bir cumhuriyete dönüşebilecekse, bu ülkemizdeki tüm halkların kardeşçe birlikte mücadele ettiği HDP öncülüğündeki sol, sosyalist güçler sayesinde olacaktır! HDP yönetimi de bu misyona layık olmasını bilmelidir…