Halk sağlığını tehdit eden yüksek yoğunluklu şeker ithalatı devam ederken, HDP Milletvekili Kemal Peköz, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ‘ithalata sınırlama getirmeyi düşünüyor musunuz’ diye sordu
Yusuf Gürsucu/ İstanbul
HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. 2017 ve 2018 yıllarına ait Sayıştay’ın Meclis’e gönderdiği denetim raporları ile ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle ‘Yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatına sınırlama getirmeyi planlıyor musunuz?’ sorusunu sordu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, halk sağlığını ciddi oranda tehdit eden ve son yıllarda ithalat oranları önemli ölçüde artış gösteren yüksek yoğunluklu tatlandırıcılarla ilgili, “2018 yılı boyunca asparam, sakkarin, asesulfam, sukralozisimli yoğun tatlandırıcıların ithalat miktarı ne kadardır? Hangi ülkelerden ithal edilmiştir? Hangi gıdalarda kullanılmaktadır?” şeklinde Fuat Oktay’a sorular yöneltti. Fuat Oktay, Gürer’in yönelttiği yazılı soru önergesini, Ticaret Bakanlığı’na havale etti. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise soru önergelerine yanıt vermek yerine TÜİK’i işaret etti.
Pancar üretim dışına itiliyor
Her yıl gerileyen şeker pancarı üretimi Şeker Fabrikaları’nın özelleştirilmesiyle birlikte neredeyse ortadan kalkacak seviyelere geldi. Cargill vd. NBŞ üretimlerinin etkisi sonucu 1998 yılında 500 bin 951 hektar olan şeker pancarı dikim alanı, 2015 yılında 272 bin 990 hektara düştü. 1998 yılında 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2015 yılında 15.8 milyon tona geriledi. Çiftçi sayısı ise 450 binden, 120 binlere geriledi. 2015 yılında yaklaşık 170 bin ton şeker ithallatına izin veren AKP, 8 Nisan 2016 tarihinde şekerde sıfır gümrük tarifesi kararı alması ise şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle birlikte, şeker pancarından çıkışın göstergesidir. İthalin başladığı yıl, Türkiye’deki tüketime hazır stokların 498 bin 858 ton olması ise dikkat çeken bir diğer gösterge.
Gümrüksüz ithalat
Önce yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürülen NBŞ üretim kotası, 135 bin ton olarak üretilirken şimdi ise bu rakamın 67.5 bin ton olacağı iddia edildi. Oysa Türkiye’de NBŞ şurubunun ortalama 1 milyon ton işlendiği biliniyor. Daha önce 135 bin ton olduğu süreçte bu ihtiyacın ithalatla karşılandı. İthal edilen NBŞ’nin Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) olması önünde ise bir engel yok. NBŞ üreticisi sanayicilerin (Cargill, Ülker vd.) kotanın düşürülmesi ile sanayinin ihtiyaç duyduğu NBŞ’nin ithalatla karşılanacağını belirtmişlerdi. Büyük gıda şirketleri (Coca Cola vd.) nişasta bazlı şekeri ithal ettiklerini, ayrıca serbest ticaret anlaşması olan ülkelerden gümrüksüz ithalatın yapıldığını açıklamışlardı.
Şeker Kurumu dikkat çekti
Aralık 2017’de KHK ile kapatılan Şeker Kurumu Mart 2015’te yüksek yoğunluklu şeker ithalatı hakkında bir açıklama yapmıştı. Şeker Kurumu, izleme ve denetim faaliyetleri neticesinde, üreticilerin yaklaşık yüzde 25’inin, mamullerinde, Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’ne aykırı yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullandıklarının tespit edildiğini ve bu firmalar hakkında mevzuatın gerektirdiği hükümlerin uygulandığını bildirdi. İthalat miktarlarının sürekli arttığına dikkat çeken kurum, “Uygunluk belgesinin düzenlenmeye başlandığı 2006 yılındaki yüksek yoğunluklu tatlandırıcı net ithalatı 1.1 bin ton ve karşılığı 142 bin ton şeker eşdeğeri iken, 2014 yılı tamamlandığında bu miktarlar sırasıyla 2.6 bin ton ve karşılığı 373 bin ton şeker eşdeğeri olmuştur” açıklamalarında bulundu.
Halk kanser oluyor
Cargill’in ve diğer NBŞ üreticisi firmaların GDO’lu mısırdan üretim yaptıkları çokça gündeme geldi. NBŞ’nin insan sağlığı üzerinde çok ciddi etkileri var ve bu etkilerin başında ise kanser ve obezite hastalıkları yer alıyor. Mısır şurubu şerbeti, früktozdan elde edilen şekerdir. Emilmesinden başlayıp tüketimine kadar vücuda yaptığı tahribatın hesabı yok. Obezite başta olmak üzere birçok kan hastalığını ortaya çıkarmaktadır. Hazır satın alınan; bisküvi, kolalı içecekler, şekerlemeler, çikolata, gofret, hamur işi tatlılar, hazır pasta ve keklerde, meyve suları, dondurma, reçel, jöle, marmelat, helva, sütlü tatlılarda mısır şurubu şerbeti kullanılmaktadır.