Halkevleri, “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” kampanyası başlattı. Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk önümüzdeki dönem bunun için mücadele edeceklerini açıkladı.
Halkevleri, “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” kampanyasını Genel Merkez’de gerçekleştirdiği açıklama ile duyurdu. Ücretsiz izin, yoksulluk, salgın ve işsizlik sorunlarına dikkat çekilen açıklamada, “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” afişleri taşındı.
Kampanyanın detaylarını açıklayan Genel Başkan Nebiye Merttürk de, koronavirüsün (Kovid-19) “işçi sınıfı hastalığı” haline getirildiğini belirterek, “Bir yanımızda salgın hastalığın bulaşma riski diğer yanımızda salgınla birlikte saldırganlığı giderek artan neo-liberalizm ve onun uygulayıcısı bir iktidar var. Salgından kendimizi korumayı başarsak bile ya bir iş cinayetinde ya bir erkek şiddetinde ya da tahrip olan doğanın bir doğal afetinde ölmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
İşçiler açlığa mahkum edildi
Pandemiyi kendi iktidarını ayakta tutmak için fırsata çeviren bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Merttürk, “İktidarın uyguladığı politikalar sonucu pandemi bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmiştir. Salgın en çok işçilerin, yoksulların yaşadığı mahallelerde yaygın haldedir. AKP, pandemi döneminin başından beri çıkardığı yasa, yönetmelik ve KHK’larla patronların yanında olduğunu gösteriyor. İşsizliğin giderek büyümesine rağmen istihdamı artırmaya yönelik hiçbir politika uygulanmıyor. Kısa çalışma ödeneği bile fazla görülüyor, ücretsiz izin dayatması ile işçiler açlığa mahkûm ediliyor” dedi.
Eğitimdeki sorunlar
Merttürk, sağlık ve eğitimde yaşanan sorunlara ise şu şekilde değindi: “Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin yetersizliği kabul edilmiyor. Hastalar evlerde tedavi ediliyor. Sağlık çalışanları arasında ayrım yapılıyor. Sağlık çalışanlarının kendilerini koruması için yeterli tedbirler alınmıyor. Her gün bir sağlık çalışanını kaybediyoruz. Eğitimde ise eşitsizlik, adaletsizlik var. Parası olan eğitim hizmetlerinden yararlanabilirken yoksul halkın çocuklarının geleceği adeta yok ediliyor. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma koşulları her gün biraz daha zorlaştırılıyor.”
Savaş politikaları yönetim biçimi oldu
Pandemi başladığından bu yana 100’den fazla proje için ÇED onayının verildiğini kaydeden Merttürk, “Kapatılması gereken termik santraller iktidar açısından adeta görünmez oldular. Akkuyu’daki nükleer santral inşaatı ise işçilerin ölümleri göze alınarak devam ettiriliyor. Hukuken tıkanan projelere Cumhurbaşkanı bizzat müdahale ederek şirketler için acele kamulaştırma yaparak köylülerin topraklarını gasp ediyor. Diğer bir yandan ise içeride ve dışarıda savaş politikaları ara vermeden sürdürülüyor. Türkiye’de yaşayan halklar arasında düşmanlığı artırmaya yönelik politikalar izleniyor. Bu yetmiyormuş gibi Ortadoğu’da, Libya’da, Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta savaş kışkırtılıyor. Yoksul halkın çocuklarının canları ve kanları üzerinden rant peşinden koşuluyor. Katliamlar ve savaş politikaları bir yönetim biçimini almış durumda” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ