Bismil’e bağlı Şidada Mahallesi’nde 15 Haziran’da Alyamaç ve Taş aileleri arasında arazi anlaşmazlığı sonrası 9 kişi öldürüldü. Anlaşmazlıkları çözen Halk Meclisleri kapatılmasaydı Bismil’deki katliam olmayacaktı
Selman Çiçek / Amed
Amed’de halk arasındaki anlaşmazlıkları çözen Halk Meclisleri, eğer “PKK Mahkemesi” denilerek kapatılmasaydı Bismil’deki bu katliam da gerçekleşmeyecekti. İhtilaf ve arazi anlaşmazlığı gibi konuları da çözen Halk Meclisleri, suç sayıldı, bu meclislerde yer alanlar ağır cezalar aldı. Amed’in Bismil ilçesine bağlı Şidada (Serçeler) köyünde Alyamaç ve Taş ailesi arasında yaşanan arazi anlaşmazlığı 15 Mayıs sabahı silahlı kavgaya dönüştü. Buğday tarlasındaki anlaşmazlıktan meydana gelen silahlı kavgada 9 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi de yaralandı. İki aile arasındaki kavganın nedeni arazi anlaşmazlığının yeni olmadığı, 70 yıla yakındır devam ettiği öğrenildi.
Devlet hukuku çözememiş
Bismil ilçesine bağlı Şidada (Serçeler) köyünde yıllardır birlikte yaşayan Alyamaç ve Taş ailesi arasında 213 No’lu parsel 379 dönümlük arazi hep bir sorun oldu. Hazine malı olarak bilinen bu arazi için iki aile yıllardır karşı karşıya kaldı. Anlaşmazlık, yıllarca devlet mahkemelerine taşınsa da hiçbir çözüm bulunamadı. Devlet mahkemelerinin “hukuksal” olarak çözemediği anlaşmazlık “arazinin yanması” ile 9 kişinin ölümü ile sonuçlandı. 70 yıldır iki aile arasındaki anlaşmazlık, zaman zaman çeşitli şikayetlerle mahkeme koridorlarına taşındı, ancak hiçbir çözüm üretilmediği öğrendi. Kürtlerin her hukuk talebine can havli ile yeni iddianamelerle karşılık veren hukuk sistemi, halkın kendi arasında sorunları çözmesine ise engel olduğu ortaya çıktı.
Halk Meclisleri suç sayıldı
Halkın sorunlarını çözmeyen hukuk sistemi, DBP-HDP başta olmak üzere kanaat önderlerinin çözüm arayışlarını ise “PKK mahkemesi” diyerek önünü almaya çalıştı. Eğer devlet, siyasi parti ve kanaat önderlerinin bu barış girişimlerini “PKK mahkemesi” diyerek önünü almasaydı bu katliam da olmayacaktı. Amed’de 2021 yılında açılan bir davada bu tür barış girişimleri suç sayılarak sanıklara ağır cezalar verilmişti. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, halkın sorunlarını çözmek için oluşturulan Halk Meclislerini suç olarak görmüştü.
Anlaşmazlığı çözmek
Dosyaya konu Halk Meclisi’nin (bilgi evi) KCK sözleşmesi kapsamında kurulduğu iddia edilen iddianamelerde, bu “bilgi evi”nde örgütün amaçları doğrultusunda sözde yargılama faaliyeti yürütüldüğü kaydedildi. İddianamede, 4 Haziran’da düzenlenen operasyonda şüphelilerin gözaltına alındığı ve “Ajandada yapılan incelemede yer alan kayıtların tamamının taraflar arasında uyuşmazlıklara ilişkin olduğu, başvuran kişilerin beyanları, hazırlanan uyuşmazlık konusu, taraf ve tanıklar gibi ifadeler ile notlarda tam bir yargılamaya konu olabilecek kayıtların bulunduğu” belirtildi. Kurdistan’da böyle onlarca halk meclisi üyesi, ihtilafları, anlaşmazlıkları çözdüğü için tutuklandı. Yani iddianamenin özcesi Bismil’deki bu aileler, kendi aralarındaki anlaşmazlığı bu meclise taşısalardı, bu meclis bu sorunu çözerek bu ölümlerin önünü alsaydı, 70 yıldır bu iki aile arasındaki sorunu çözmeyen hukuk sistemine göre; bu bir suçtu. Devlet, bu barışın önüne geçtiği için bugün bu ölümleri konuşur olduk. Aileleri ziyaret ederek taziyede bulunan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, halkı sağduyuya davet ederek, bu tür anlaşmazlıkları ancak halkın kendi arasındaki diyalog ve sağduyusu ile çözülebileceğini söyledi. Olayın yaşandığı bölgede yaşayan halkta ise olayın şoku ilk günkü gibi yaşanmaya devam ediyor. 9 kişinin ölümü ile sonuçlanan olay tazeliğini korurken, halkta ise bir tedirginlik söz konusu. Herkes yaşananlardan dolayı oldukça üzgün, bu anlaşmazlığın barış ile sonuçlanması gerektiğine inanıyorlar.
‘Aileler barıştırılsın’
Bismil’de MA’nın konuştuğu yurttaşlar ailelerin barıştırılmasını istedi.
Tahsin Bakır: “Ne diyeceğimizi bilmiyoruz. Kan dökülmesini istemiyoruz. Sözü geçenlerin, iki ailenin arasındaki sorunu çözmelerini ve aileleri barıştırmalarını istiyoruz. Ne olursa olsun barış olacak. Herkesin ‘yeter’ demesi lazım. Hepsi bizim çocuğumuzdur”
Muhittin Alçelik: “İnsanın memleketinde böyle bir olayın olması canını acıtıyor. Akil insanlarımız öne geçmeli. Böyle olaylar yaşanmadan önlem almalıyız. Bugün iki aile savaştığı zaman, aralarına girmeliyiz. Hepimiz barış istiyoruz.”
Nimet Ayverdi: “Keşke bir daha olmasa. Çözüm yolu barış yoludur. Ne olursa olsun barış olması lazım. Üzüntülüyüz.”
Mehmet Güzel: “Çevremizdeki önderler kendilerini bu işe vermeli. Böyle durumlara önceden engel olunmalı. Büyüklerimiz dile getirmeli ve bir daha böyle olaylar yaşanmamalı.”
İsmail Yıldız: “Sistem bunu yapıyor. Bu tür durumlar kendiliğinden gelişmiyor. Bunu çok iyi biliyoruz. Mal, mülk ve para için insanlarımız birbirini öldürmemeli. Birbirimizi sevmeliyiz. Kardeşlik, birlik ve eşitliğin aramızda oluşması lazım. Bu bir vahşettir. İnsanlar bu ailelerin arasına girmeli ve bir araya getirmeli. Ölüm bu tür davalar için çözüm değildir. Partilerimiz, kurumlarımız veya kanaat önderlerimiz, bu insanları bir araya getirip barıştırmalı.”