Tayip Temel – HDP Van Milletvekili
Seçimler kimin belediye başkanı seçileceğinin değil, hangi çizginin kazanacağının test edileceği bir seçim olacaktır. Seçim bu açıdan baskıcı, faşizan yönetim anlayışı ile özgürlük ideali arasında kıran kırana bir seçime dönüşecektir.
Başarmaya ve başarı için birbirimize kenetlenmeye mecburuz.
Özgürlük uğruna yaşayan ve mücadele eden halklar, her zaman olağanüstü ve nefes nefese koşullarda yaşamlarını sürdürür. Mücadele edenler ve devrim için yaşayanlar açısından her gün bir diğer günden daha önemlidir ve mutlaka yaşamlarını başarı ve zafer üzerine kurmak zorundadırlar. Kürt halkı da mücadeleye mecbur olduğundan, özellikle son 30-40 yıl içinde her zaman nazik ve olağanüstü koşullar yaşadı ve bu durum derinleşerek devam ediyor. Böyle bir halkın sıradan ve rutin bir yaşama ne hakkı ne de lüksü vardır.
Kürtler bu uğurda şimdiye kadar pek çok sınava tabii tutuldu ve birçok kez özgürlük idealleri ile sınandı. Her bir gelişme Kürt halkının özgürlük için iradesini, inancını,gücünü, idealini, bedel ödeme limitini test etti. Şimdiye kadar her türlü saldırıya, tarihi kırılmalara ve dünya ölçeğindeki imha konseptlerine rağmen gücünü ve iradesini gösteren Kürtler, özgürlüğüne olan bağlılığını kanıtladı. Zaten bu nedenle Suriye örneğinde olduğu gibi bugün uluslararası dengeleri değiştirecek gelişmelerin merkezinde yer alıyor. Kürtlerin yaşadığı herhangi bir coğrafyada yaşanan en küçük gelişme dünyanın öbür ucunda fırtınaya dönüşüyor. Ancak bu durum Kürtlerin özgürlük hayalini gerçekleştirdiği, amacına ulaştığı anlamına gelmez. Aksine bu kadar büyük bir güç haline gelmek, böylesine tarihi gelişmelerin merkezinde yer almak, Kürtler açısından büyük fırsatlar kadar büyük tehlike ve tehditleri içinde barındırır. Bugün Kürdistan’ın dört parçasında yaşanan gelişmeler tarihi önemdedir ve bu yüzden de her bir Kürt bireyi başarıya ve bütün bölgede etki yaratacak sonuçlar yaratmaya mahkum ve mecburdur.
Bütün bu önemli gelişmelerle birlikte aynı zamanda seçim sürecinden geçiyoruz ve bu süreci önemli sonuçlar yaratmanın gerekçesi yapmak zorundayız. Seçim süreçleri halk adına siyaset yapanlar açısından hizmet etme ve hizmet etmeye aday olma süreçleridir. Her bir yurtsever, devrimci, barışsever, toplumsal yaşamı önceleyen birey, bu tür dönemlerde ancak halk adına hizmete aday ve halk adına mücadele etmeye aday olabilirler. Bütün bunlar mücadele sürecinin sorumluluğunu yüklenmeye aday olma anlamına gelir ve partimize yapılan yoğun adaylık başvuruları bu sürekliliğin sağlanması açısından umut vaddeden gelişmelerdir. Partimizdeki adaylık yarışı mücadele için yarış anlamına gelir ve bunun da ölçüleri ve kriterleri vardır. Aday adaylığı sürecinde pek çok arkadaşımız bu tür bir hassasiyetle partimize başvuruda bulunmuştur. Ancak işin doğası gereği bu arkadaşlarımız arasından sınırlı sayıda aday belirlenecektir. HDP bu tarihi ve kritik dönemde aday belirleme yöntemi açısından zahmetli, sıkıntılı ve riskli olsa da en doğru yöntemi belirlemiş, adayların mücadelenin yükünü sırtlamış halkımız tarafından seçilmesi yöntemini benimsemiştir. Her bölge kendi adayını belirleyecektir. Halkımızın mücadele değerleri açısından en doğru kararı vereceğine, adayları belirlerken mücadelenin geleceğini esas alacağına hiç kuşku yoktur. Şüphesiz başvuran her aday adayı arkadaşımız, halkımızın her bir bireyi aday olacak kapasite, birikim ve mücadele kararlılığındadır. Bu demokratik yarışta her arkadaşımızın mücadele kararlılığını sürdürmesi ve adaylık iddiasını güçlendirmesinde herhangi bir sorun yoktur ve sonuna kadar bu çabasını sürdürmelidir.
Ancak esas önemli olan adaylar belirlendikten sonra aday adaylarının alacağı tutumdur. Demokratik mücadele tarihimiz kişisel hırsların değil, mücadeleyi büyütmenin esas alındığı tarihtir. Bu açıdan adaylarımız belirlendikten sonra bu demokratik yarışta her alan aday adayımız ve halkımızın tamamı belirlenen adaylar etrafında birleşmeli ve partimizin başarısı için çaba göstermelidir. Dolayısıyla adaylar belirlendikten sonra aday adaylarımızın göstereceği tutum, hangi kriterler ve önceliklerle aday olunduğunun da işareti olacaktır.
Bu seçimler kimin belediye başkanı seçileceğinin değil, hangi çizginin kazanacağının test edileceği bir seçim olacaktır ve bu açıdan önemlidir. Seçim bu açıdan baskıcı, faşizan yönetim anlayışı ile özgürlük ideali arasında kıran kırana bir seçime dönüşecektir. Her arkadaşımız ve aday adayımız da bu hassasiyetle hareket edecek ve önceliğini buna göre belirleyecektir. Çünkü bizde adaylık yarışına giren her arkadaşımız adaylar belirlendikten sonra kişisel hesaplarla hareket edilmeyeceğinin farkında ve bilincindedir. Her arkadaşımız bu ön kabul üzerinden partimizdeki adaylık yarışına dahil olmuştur.
Halkımız açısından da aslolan, bu seçimlerde kimin belediye başkanı olacağını değil, iradesine yönelik saldırılara, inkar politikalara, imha konseptlerine karşı iradesini ortaya koymaktır. Bu anlamda kayyum politikalarına karşı olduğu kadar,tercihlerimiz Rojava’ya yönelik işgal girişimlerine karşı da cevap olacaktır. Halkımız aynı zamanda tercihi ile uluslararası alandaki oyunlara güçlü bir mesaj verecektir. Dünyanın gözü üzerimizdedir, hiç olmadığı kadar kritik bir tarihsel dönemde ve bütün çelişkilerin, çatışmaların çözüm arifesinde olduğu bir süreçten geçiyoruz. Kendimizi ve coğrafyamızı özgürleştirmekle birlikte ezilen ulusların ve halkların umudunu da diri tutma sorumluluğumuz vardır. Bu nedenle de başarmak ve devrimi gerçekleştirmek dışında bir şansımız ve tercihimiz yoktur. Bu beklentiyi öncelikle karşılaması gerekenler halk adına hareket etmeye aday olmuş arkadaşlarımızdır. Büyük başarmanın her türlü imkan ve olanağı mevcuttur; yeter ki bunun gereğini yerine getirelim.
Bu açıdan her bir arkadaşımız değerlidir, ancak daha da değerli olan bu halkın 40 yıldır uğruna büyük bedel ödedikleri özgürlük mücadelesinin başarıya ulaştırılmasıdır.