Diyarbakır’da kayıp yakınlarının eyleminde konuşan HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, belediye eşbaşkanları aleyhine ifade veren sanığın, ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılandığı davada neden tahliye edildiğini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından her hafta “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla gerçekleştirilen oturma eyleminin 559’uncusu gerçekleştirildi. Dernek binası önünde düzenlenen eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ile kayıp yakınları katıldı. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Zeytun, kayyum atanan belediye eş başkanlarının gözaltına alınıp tutuklanmasını hatırlatarak, yapılan tutuklamaların seçme seçilme hakkına yönelik bir gasp olduğunu söyledi.
‘Deliller hukuk dışı toplanmıştır’
Siyasi iktidarın yargı eliyle Kürtlere ve Türkiye’deki muhaliflere yönelik girişimlerde bulunduğu belirten Zeytun, tutuklama kararlarını “hukuk katliamı” olarak değerlendirdi. Zeytun, “Belediye eşbaşkanları soyut nedenlerle tutuklandıklarını görmekteyiz. Deliller hukuk dışı toplanmıştır. Derhal eşbaşkanlar serbest bırakılıp görevlerine iade edilmelidir. Bu insan haklarına, demokratikleşmeye ve özgürlüklere olan saygının gereğidir. Bir minnet değildir, bir yükümlülüktür. Hukukun siyasileşmesi kabul edilemez. Toplumsal barış ancak böyle mümkündür. Demokratik değerlere saygı ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
‘İstenirse bulunabilir’
HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, kayıp yakınlarının eyleminin dünyanın en uzun sivil itaatsizlik eylemi olduğunu kaydetti. Bu eylem karşısında iktidarların, annelerin verdikleri mücadeleyi engelleyemeyeceğini belirten Beştaş, “Devlet istemezse faili meçhul cinayetler olmaz. Devlet istemezse hiçbir katil yargıdan kaçamaz. Burada bir cinayet işlense 24 saat içinde yakalanıyor. Binlerce insan bir twit attığı için evleri basılarak tutuklanıyor. Ama burada gördüğünüz kayıpların failleri on yıllardır yargı önüne çıkarılmıyor. İstenirse bulunabilir. Ama bu irade yok” dedi.
‘Kayyum, suç işlendiği için atanmış değil’
Geçen hafta burada olan Selçuk Mızraklı’nın, şu an Diyarbakır D Tipi Cezaevinde olduğunu hatırlatan Beştaş, “Selçuk mızraklı ve diğer arkadaşlarımız suçlu oldukları için hapishanede değiller. Kayyum, suç işlendiği için atanmış değil. Kesinlikle kayyum kaybetmenin, tahammülsüzlüğün ve Kürtlerin verdiği oyun kabul edilmemesidir. Sayın Selçuklu Mızraklı ve Keziban Yılmaz hakkında Mart’ta ifade verdiği iddia edilen itirafçı sanık, tahliye oldu. 3 yıldır tutukluydu. İşte üç yılın sonunda ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan bir sanık, neden tahliye oldu? Hangi söz karşılığında o ifade alındı” diye sordu. Konuşmaların ardından İHD Kayıp Komisyonu üyesi Avukat Hasan Yalçın, 17 Ağustos 1995 tarihinde Adana’ya akrabalarını ziyaret etmeye giderken Kızıltepe Viranşehir yolunda Şevalet Jandarma Karakolu tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Abdurrahim Demir’in hikayesini okudu. Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
Batman
Batman’daki kayıp yakınları, kayıpların akıbetini sormak amacıyla 465’inci kez İHD Batman Şubesi öncülüğünde bir araya geldi. İHD binasında bir araya gelen kayıp yakınlarının eylemine, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, insan hakları savunucuları ile HDP il yöneticileri destek verdi. Haftanın açıklamasını yapan İHD MYK üyelerinden Mehmet Zeki Tangüner, 19 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alınan ve kendisinden haber alınamayan Halit Boran’ın hikayesini anlattı.
Görüntüsü var ama kayıp
Diyarbakır’ın Lice ilçesi Hereg Köyü’nden İstanbul’a çalışmaya giden Halit Boran’ın, Aksaray semtinde polisler tarafından gözaltına alındığını anlatan Tangüner, “Gözaltına alındıktan 8 gün sonra Show TV adlı özel bir televizyon kanalının haberlerinde İstanbul’da gözaltına alınanların görüntüleri yayınlandı. Ailesi ve yakınları Halit Boran’ı da gözaltına alınanların arasında gördü. Sonraki gün aynı haber ve görüntüler Sabah Gazetesi’nde de yayınladı ve ailesi bu görüntülerin içinde de oğulları Halit’i gözaltına alınanların arasında gördü” dedi. Boran’ın ailesinin resmi kurumlara yaptığı başvurular ile nerede olduğunu ve gözaltına alındığına dair bir kaydın olmadığının ortaya çıktığını anlatan Tangüner, ailesinin tüm girişimlere rağmen Halit Boran’dan o tarihten itibaren bir daha haber alınamadığını söyledi. Tangüner’in konuşmasının ardından oturma eylemi yapıldı.
Kaynak: MA