Oğlunun cenazesini kargoyla teslim alarak hafızalara kazınan ve 28 Nisan’da tutuklanan Halise Aksoy’un evi yakıldı, defalarca gözaltına alındı, oğlu Agit İpek işkence gördü ama o mücadelesinden vazgeçmedi. Aksoy, ‘Cezaevinde kitap okuyup başlarına daha çok bela olacağım’ diyor
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Amed merkezli 21 kentte yürütülen soruşturma kapsamında, gazeteci, avukat, sanatçı ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınarak, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.
25 Nisan’da yapılan operasyonlarda tutuklanan isimlerden biri de oğlu HPG’li Agit İpek’in kemiklerinin kendisine bir kutu içinde kargoyla gönderilen Halise Aksoy.
Halise Aksoy’un dizlerinin üzerine koyduğu ve içinde oğlunun kemiklerinin olduğu kutuyu tuttuğu fotoğraf gündemde uzun süre tartışılmış ve cenazeyi kargo içinde gönderen iktidar tepki çekmişti.
Halise Aksoy, 25 Nisan’da kızı Mizgin Karataş, 4 yaşındaki torunu Çiya ve damadı Harun Karataş ile birlikte gözaltına alınmıştı. Bir gün sonra Çiya bir akrabasına teslim edilirken, 3 günlük gözaltının ardından Aksoy, kızı Mizgin ve damadı Diyarbakır Adliyesi’ne getirildi. Harun Karataş adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Aksoy ve kızı Mizgin tutuklandı.
Halise Aksoy’un da her Kürt kadının olduğu gibi, onu cezaevi kapılarının ardına gönderen bir direniş hikayesi var.
Zorunlu göç
Mêrdîn’in Artuklu ilçesi Tizyan (Elmabahçe) köyünde 9 nüfuslu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Halise Aksoy, 11 yaşına geldiğinde kendisinden 15 yaş büyük dayısının oğlu ile evlendirilir ve dördü kız, dördü erkek olmak üzere 8 çocuğu olur. Devlet baskısıyla erken tanışan Aksoy’un ailesine koruculuk dayatılır, baskılar sonucu çocuklarını da yanına alarak 1993 yılında Amed’e taşınır, köydeki evi ise askerlerce yakılır.
Agit İpek defalarca işkence görmüş
1996’da İstanbul’a göç etmek zorunda kalan Aksoy’un çocukları, burada kimliklerinden kaynaklı sık sık polislerce baskılara maruz kalır. Bunun üzerine İstanbul’un başka bir semtine taşınan aile, devlet baskılarından kurtulamaz.
Oğlu Agit, çocuk yaşına rağmen defalarca gözaltına alınır, işkence görür. 2010 yılında henüz 15 yaşındayken evden çıkar, bir daha da geri dönmez. En küçük kızı olan Şinda da çocuk yaşına rağmen Kürtlere yapılan zulme tanıklık eder ve ağabeyi gibi bir süre sonra yüzünü dağlara döner.
Oğlunun kemiklerini bir kutuda verdiler
Tekrar Amed’e yerleşen Aksoy’a yönelik baskılar son bulmaz. Aksoy’un oğlu Agit, 2017 yılında yaşamını yitirir. Aksoy, oğlunun cenazesini alabilmek için önce Dersim’e, sonra Meletî’ye, oradan da İstanbul’a ve tekrar Dersim’e gider, ancak tüm girişimleri sonuçsuz kalır. Yıllarca oğlunun cenazesini arayan Aksoy’a, 10 Nisan 2020’de Agit’in kemikleri bir kutuda kargoyla gönderilir.
Ev baskınları son bulmadı
Kamuoyunda büyük tepkilere neden olan kucağında oğlunun kemiklerinin olduğu o fotoğraf hafızalara kazınırken, Halise Aksoy’un evi 24 Aralık 2020’de basılır, dağıtılan evde çocuklarına ait fotoğraflara el konulur. Daha sonra 4 Mart 2022’de ve hemen ardından 18 Mayıs 2022’de Aksoy darp edilerek gözaltına alınır ve daha sonra serbest bırakılır.
Halise Aksoy en son 25 Nisan’da yapılan basın sonrası kızı Mizgin ile tutuklanarak Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilir.
4 yaşındaki oğlu Çiya ile yalnız kalan Harun Karataş (37), Halise Aksoy’un cezaevinden “Bunlara boyun eğmeyin” mesajını iletti ve neden hedef alındıklarını söyledi.
‘Devletin hukuksuzluğuna yabancı değiliz’ diyen Harun Karataş, oğlu Çiya’nın sürekli annesini sorduğunu belirtti ve “Ben de 3,5 yaşındayken babam Kürt özgürlük mücadelesine katıldı. Oğlumun psikolojini kendimden biliyorum. Çiya’da kendimi görüyorum. Babam giderken, Çiya’dan küçüktüm. O zaman dayandım bu yaşlara kadar, fakat Çiya annesizliğe dayanamaz. Çiya, Halise ana gözaltı aracına bindirilirken gördü. Kendine araştırmacı, yazar, devrimci diyen herkese söylüyorum. Bu çocukların psikolojisini anlayın artık” diye konuştu.
Çiya da cezaevine girecek
Halise anaya, eşi Mizgin’e ve oğlu Çiya’ya bakmak için çalışması gerektiğini belirten Karataş, “Çiya annesiz durmuyor. Üstelik ben çalışıyorum. Oğlumu annesinin yanına göndermek zorunda kalacağım. Dilekçe verdikten sonra Çiya’yı göndereceğim” ifadelerini kullandı.
Karataş, son olarak “Halise ana tutuklanınca kızına verdiği mesajında ‘Bunlara boyun eğmeyin’ diyor. Cezaevinde bu şekilde direneceğini söylüyor. Bu dışarıda kalan bizler için de mesajdır. Biz bu mücadele içerisinde gelebileceğimiz en üst noktalara kadar geldik. Her şeyi gördük, biliyoruz, boyun eğmiyoruz, eğmeyeceğiz” dedi.
Halise Aksoy’un avukatı Necat Çiçek de müvekkilinin açık tanık Ümit Akbıyık beyanları kapsamında tutuklandığını söyledi. Çiçek, Halise Aksoy’un mahkemedeki duruşunu da şöyle anlattı: “Halise Aksoy’a yöneltilen suçlama Ümit Akbıyık’ın beyanları ve evini ‘güvenli ev’ olarak kullanması yönünde. Halise anaya gazeteciler ile telefon görüşmeleri de suç olarak gösterildi. Sulh Ceza Hakimliği’nde anneye Agit ile ilgili soru soruldu, Halise Ana, ‘Oğlum şehit oldu’ dedi. Sulh Ceza Hakimliği ‘şehitlik’ kavramını açıklamasını istedi. O ise şöyle söyledi: ‘Oğlum benim için şehittir’ dedi. Halise ana tutuklama kararından sonra ‘Bijî Kurdistan’ sloganı attı. Kızı Mizgin’e ise ‘Bunlara boyun eğme’ dedi.”
‘Başına daha çok bela olacağım’
Av. Çiçek, Aksoy’un “Bilinç olarak yetersizdim, içeride kitap okuyup bunların başına daha çok bela olacağım” dediğini belirtti.
Mizgin Karataş’ın avukatı Hasan Yalçın ise, tutuklama için itirazda bulunduklarını söyledi. Yalçın, “Yer gösterme işlemleri ve telefon görüşmeleri dışında dosyada herhangi bir şey yok. Tutuklamaya dair itiraz ise 1 haftaya kadar sonuçlanacak” dedi.
Haber: Zerrin Sargut / MA