Geçen hafta okumak için şansıma düşen kitaplardan biri de aşk romanıydı. Halil Cibran’ın 1912 yılında yayımlanan romanı “Kırık Kanatlar”, Arap dilinde yazılmış ilk romanlardan biridir. Selma Karami ile Cibran olduğu tahmin edilen genç adamın imkânsız aşkının öyküsü, pastoral bir şiir tadında bir aşk itirafıdır.
Cibran bu içe işleyen metinde, Arap edebiyatında ilk kez din adamlarının yozlaşması ve kadın hakları gibi toplumsal meselelere de el atmıştır. Doğulu kadının yüzyıllar boyu gelenek karşısındaki acizliğine, eşya gibi oradan oraya sürüklenmesine yönelik eleştirel bir tavır ortaya koymuştur.
Ülkemizde daha çok “Ermiş” isimli eseriyle tanınan Halil Cibran’ın tüm eserleri gibi, “Kırık Kanatlar” romanı da birçok yayınevi tarafından defalarca basılıp, okurun beğenisine sunulmuştur. Dünya çapında bir filozof olarak tanınan Ortadoğulu yazar ve şairi biraz daha yakından tanımakta yarar var.
Kimdir?
Halil Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı’nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895’te ABD’ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran’ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran’ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day’le tanıştırdı. Cibran, Beyrut’taki Collège de la Sagesse’e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.
1904’te, Cibran’ın çizimleri ilk kez Boston’daki Day’s stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905’te New York’ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell’in mali yardımıyla 1908’den 1910’a kadar Paris’te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi’nden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Cibran’ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD’de geçiren yazar, 1931 yılındaki ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce de yazmıştır.