İstanbul ve Hatay merkezli Suriye Geçici Hükümeti’nin Başbakanı Abdurrahman Mustafa’nın açıklamaları kurmay aklın Türkiye olduğunun itirafıydı. Stratejik akla göre Türkiye, Halep için yardım edecekse, onlar da Til Rifat’a, Minbic’e, Kobanê’ye girmeliydi. Eşrefiye, Şex Meqsud gibi Kürt mahallelerindeki otonomi de yok edilmeliydi
Mehmet Ali Çelebi
Ortadoğu halkları, küresel aktörler, bölgesel güçler, farklılıkları kabul etmeyip tek din, tek mezhepli teo-faşizmi hakim kılmak isteyen HTŞ ile SMO’nun koordinasyon kurup tsunami gibi Halep’i işgaliyle yeni bir kaos aralığına girdi. II. Halep Savaşı başladı. Halep’te yaşananlar, Suriye’de etkili olan Rusya, İran, ABD’nin ve Beşar Esad yönetiminin hatalar zincirinin sonucudur. Ki bumerang gibi dönüp ya kendilerini ya müttefiklerini vuracak.
Suriye’de Temmuz 2000’den beri cumhurbaşkanlığı koltuğunda olan Beşar Esad; 14 yıllık iç savaştan, tek mezhepli bir Suriye planından, dünyadaki değişimden ders çıkarmamış, hala Kürtleri diliyle, kültürüyle anayasal eşit statüde kabullenmemişti. Rejim, Kürt ve Araplar arasında demokratik birlik ve özyönetim çağrılarına yanıt verse cihadistler Halep’e girmeye cesaret edemeyecekti. Efrîn-Şehba-Halep hattında Kürt yerleşimlere ambargo dahi uyguluyordu. Yakıtsız, elektriksiz, gıdasız bırakıp yıldırmaya çalışıyordu. Aileler, hasta çocukların oksijen tüpünü çalıştırmak için atölyeye götürülüp jeneratöre bağlamak zorunda kalıyordu. Buna rağmen Halep’te Kürtler, Êzidîler, Ermeniler güvenli alanlar yaratmıştı ve korumaya çalışıyorlardı.
Şam ve İran çaresizce Rusya’nın eline baktı. Kürtlerden destek isteyecekler, bazı noktaları Kürtlerin kontrol etmesini isteyeceklerdir. Rusya ile Esad ya da yerini bırakabileceği isim, Kürtlere karşı paradigmalarını gözden geçirecek, yeni yollar açacaktır. Yani bir Suriye-Kürt açılımının kapısı aralanabilir
BM Güvenlik Konseyi, 2012 Cenevre-1 Bildirisini zemin alarak 18 Aralık 2015’te 2254 sayılı kararı kabul etmişti. Suriye için ilk kez takvim ortaya konmuş, geçiş sürecinin, seçimlerin nasıl olacağı vurgulanmıştı. IŞİD ve El Nusra Cephesi’nin “terörist” olarak adlandırılıp müzakere dışı bırakılacağı kaydedilmişti. Türkiye’deki 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası Rusya, İran, Türkiye yeni ittifak modeli geliştirip 23-24 Ocak 2017’de yaptıkları Astana-1’den beri Astana ve Soçi toplantılarında İŞİD, El Nusta-HTŞ ortak bildirgelere “terör” olarak kaydediliyor, Türkiye’nin İdlib’den çıkaracağı vurgulanıyordu. 3-4 Mayıs 2017’de Astana-4’te Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’nin İdlib vilayetinin tamamı, Lazkiye, Halep ve Hama vilayetlerinin belli bölümleri, Homs (Humus) vilayetinin belli bölümleri, Şam/Doğu Guta bölgesi ve Deraa ve Kuneytra vilayetlerinin belli bölümlerini kapsayan çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasına ilişkin muhtıra imzalanmıştı. Sonrası Soçi liderler zirvelerinde perçinlenmişti, İdlib’deki örgütler ile Suriye ordusu arasında 20 kilometreyi bulan alanda silahtan arındırılmış bölge kurulacaktı. Gruplar adına toplantılara katılan Türkiye ve desteklediği vekil yapılar imzaladıkları muhtıralara uymamıştı. ABD, cihadistleri kollayarak eğit-donat ile mayalanmada rol üstlenmişti. Rusya, bazı İran, Suriye ve Türkiye hesapları için İdlib’de kalmalarına göz yummuştu. İdlib’de kurulan sistemin şah damarı Cilvegözü Sınır Kapısı karşısındaki Bab El Hava Kapısı’nın HTŞ kontrolünde bırakılması hatalar zincirinin bir halkasıydı.
Cihadistlerin taşınması
Rusya ve İran’ın en büyük hatalarından biri Ceyş-ül İslam gibi yapıların silahlı unsurlarını Şam kırsalı / Doğu Guta’dan İdlib gibi kentlere taşımasıydı. HTŞ, ÖSO-Seraya Ehli’ş-Şam gibi yapıların silahlı unsurlarının Lübnan sınırında Kalamun, Filita bölgelerinden, Lübnan’ın Arsal, Bekaa Vadisi, Baalbek, El-Kaa bölgesini almaya çalışanların yeşil otobüslerle İdlib gibi yerlere taşınmasıydı. (Şam’a ilerlemeyi önleyen Lübnan Hizbullah’ı idi. Lübnan sınırındaki kentleri, Lübnan’ın Şii kentlerini HTŞ gibi yapılardan kurtaran Lübnan Hizbullah’ı idi. Halep’i cihadistlerden alan Rusya hava saldırıları, Hizbullah ve İran milisleriydi.)
Yine 2016 Halep Savaşı sırasında aralık ayında anlaşmayla Tahrir El Şam/El Nusra, Nureddin Zengi Tugayı, Ahrar el-Şam, İslami Cephe, Şam Cephesi, Ceyş-ul İslam, Fastakim Birliği, Ensarüddin Cephesi vb yapıların silahlı kafilelerin yeşil otobüslerle İdlib’e taşınmalarıydı. İdlib’de IŞİD kurucu Lideri Ebu Bekir Bağdadi ve IŞİD kadroları saklanıyordu. Bağdadi de sonraki liderleri de İdlib’de hava saldırılarında öldürülmüştü. HTŞ Lidreri Muhammed Colani (Ahmed eş-Şara) de Bağdadi ile Irak El Kaide’sinden çıkmıştı. İdlib’e yığılan silahlı unsurlar üzerinden iyice güçlenen HTŞ, Ceyş el-İzze, Ceyş en-Nasır, Nureddin Zengi Tugayı, Ulusal Kurtuluş Cephesi, Türkiye’nin vekil gücü SMO’yu da yanına alarak 27 Kasım 2024’te Halep’e Halep’te “Saldırganlığı Caydırma-Halep’in Fethi” adı altında operasyon başlatacaktı. Doğu Guta’nın Arsal’ın 2016 Halep Savaşı’nın intikamı için 8 yıldır fırsat kolluyorlardı.
Halep düşerken
Halep’e saldırı öncesi İdlib sınırındaki Halep’in kuzey bölgelerinde çatışmalar vardı. Gruplar bazı yerleşimleri almaya çalışıyor, Rusya ve Suriye uçakları ise bombalıyordu. İsrail de Suriye’deki İran destekli grupları bombalıyordu. Ki bu Suriye güçlerini oldukça zayıflatmıştı. Türkiye’ye bağlı gruplar da zaten yıllardır yıpratmıştı Suriye ordusunu. İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Kiyumers Purhaşimi, 28 Kasım’da Halep batı kırsalında öldürüldü. Diri güç Hizbullah, İsrail’le savaşmak için Lübnan’a geçince alan adeta çıplak kalmıştı. HTŞ, Ahrar-u Şam gibi El Kaide çıkışlı Selefi grupları ve SMO grupları cılız rejim direnciyle karşılaşınca şaşkınlığa düşmüştü. Suriye birlikleri, 4. Tümen merkeze kaçmıştı çünkü. İdlib, Efrîn ve El Bab’dan ilerleyen HTŞ-SMO üç günde onlarca köy ele geçirdi. Üçüncü gün M4 ve M5 gibi otoyollarının kavşak noktası olan İdlib’deki Serakib kasabası düşünce, Şam ve Lazkiye’ye giden ticaret ve lojistik ikmal hattı kesildi. Dördüncü gün Halep merkezine ulaştılar ve Halep Kalesi ve çevresi, askeri havaalanı, Halep Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, Halep Üniversitesi, belediye, batıdaki çok sayıda mahalle cihadistlerin kontrolüne geçti. Çünkü Suriye birlikleri merkezdeki karakollardan, istihbarat kurumlarından, kamu binalarından da kaçmıştı.
Rejim güçleri 4. gün 30 Kasım’da Halep merkezinin doğusundaki Kuveyris Askeri Havaalanı’nı, Şeyh Najjar, Şeyh Hadid, sanayi fabrikaları bölgesi, Bustan el-Başa’dan çekilip DSG/YPG’ye bıraktı. Kuveyris Havaalanı 1 Aralık 2024 günü HTŞ-SMO’ya geçti. Aynı gün HTŞ-SMO, Halep’teki Harp Okulu’nu, Halep merkezinin güneydoğusundaki Nayrab semtinin kuzeyinde bulunan Abu Duhur Askeri Havaalanı’nı ve Halep merkezinin güneydoğusunda Halep Uluslararası Havalimanı’nı aldı. İdlib’in güneyinde de ilerleyen HTŞ, Han Şeyhun, Meret el-Numan gibi yerleri 4. günde aldı.
Suriye ordusu 30 Kasım’da “Sivillerin ve askerlerin hayatını korumak ve karşı saldırıya hazırlanmak amacıyla savunma hatlarını güçlendirmeyi amaçlayan bir yeniden konuşlanma operasyonu” içinde oldukları açıklaması (The Independent Türkçe/30.11.2024) yapsa da ordu kaçmıştı.
Çünkü askeri uçakları, Pantsyr-S1 hava savunma sistemi gibi önemli silahları, cephane kasalarını dahi bırakıp gitmişlerdi. Taktik çekilme olsa sistemli olur, silahları-cephaneleriyle yeni savunma hattına geçerlerdi. Dördüncü gün İran’ın Halep Konsolosluğu’na silahlı grupların baskını da kaçışı gösteriyordu. Konsolosluk ordu birliklerinin kaçacağını ve cihadistlerin kente gireceğini düşünmemiş, boşaltılmamıştı. Cihadistler, 5. gün Halep’in güneyindeki Hama’nın kırsal yerleşimlerini alıp, kenti zorlamaya başladı.
Rusya bir süre izledi, dördüncü gün 30 Kasım’da Halep içinde ve Fırat Kalkanı bölgesinde Minbiç ile Til Rifat arasındaki El-Bab’a hava bombardımanı yaptı. Ukrayna Savaşı nedeniyle mühimmatı bol kullanmak istemeyen Rusya kırsalda dağınık güçleri vurmak yerine Halep’e toplanınca vurmuştu. Böylece 8 yıl aradan sonra yani 2016’daki bombardımandan sonra ilk kez Halep mahalleleri havadan bombalanmış oldu. Deniz ve hava bağlantısı olmayan HTŞ-SMO’nun kanatlı roketler, tanklar, Kamikaze İHA’lar edinmiş olması dikkat çekti. Türkiye’nin silah gönderdiği Ukrayna da tabloya dahil. İhale üste kalmasın diye kritik olanların takası gibi.
Kurmay akıl itirafı
Durum analizinden şu yansıyor: İstanbul ve Hatay merkezli Suriye Geçici Hükümeti’nin Başbakanı Abdurrahman Mustafa’nın açıklamaları Halep hamlesinde kurmay aklın Türkiye olduğunun itirafıydı. Halep’in yanında Kürtlerin statüleri hedef alınacaktı. Strateji, asırlık tarihsel beklenti gerçekleşmeli Halep alınmalıydı. Suriye bölünüyorsa Sünni eksenin ekonomisinin başkenti Halep olmalıydı. Zaten Halep’i Misak-ı Milli sloganıyla 81. il yapmak isteyen Ankara’nın politika yapıcıları, cihadistlerin Halep’i hayat-memat meselesi yapmalarından, intikam almak istemelerinden yararlanmıştı. Perde arkası stratejik akla göre Türkiye, Halep için yardım edecekse, onlar da Til Rifat, Minbiç, Kobanê’ye girmeliydi. Eşrefiye, Şex Meqsud gibi Kürt mahallelerindeki otonomi de yok edilmeliydi.
Verilen rolü ifşa eden Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nu (SMDK) ve SMO güçlerini yöneten Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa “Tel Rıfat’ı hem güneyden hem doğudan hem de bizim şuandaki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatı bölgesinden 3-4 operasyon yaparak en kısa zamanda Tel Rıfat’ı özgürlüğüne kavuşturacağız” diyordu. (A Haber/ 30.11.2024) Yani hedef sadece rejim değil, aynı zamanda AKP-MHP’nin hedefiyle uyumlu olarak Kürtler diyordu.
Bu açıklamadan sonra Kuzey ve Özerk Yönetimi toplandı ve 1 Aralık 2024 öğleden sonra kararını açıklayıp seferberlik ilan etti.
Türkiye Dışişleri’nin köprü çökmeleri konusunda dahi yazılı açıklama yaparken, Halep’e saldırı konusunda resmi açıklama yapmaması dikkat çekiciydi. Ancak bir soru üzerine üçüncü gün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, HTŞ ve Halep’i bir kez bile vurgulamadan klişeleşmiş “Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz” cümlesi kuruyordu. (SC-15, 29.11.2024 /mfa.gov.tr)
Til Rifat, Şex Meqsud, Til Aran
El Nusra, Halep’te kadim Zerdüşlük geleneğini sürdüren Êzidî Kürtlerin olduğu Til Hasıl ve Til Aran’da en az 50 sivili katletmişti. İştebrak’ta Alevileri katletmişti. Ermenileri Keseb’de tehcir etmişti. Til Rifat’a da 1 Aralık gecesi girdiler. Til Rifat’ın yanısıra çetin bir savaş Minbic, Eşrefiye, Şex Meqsud, Til Hasıl ve Til Aran’ın kapısında
2013-2016 I. Halep Savaşı sırasında cihadistlerin ele geçirmeye çalıştığı Kürt mahalleler olan Halep merkezinin kuzeybatısındaki Eşrefiye ve Şex Meqsud yine tehdit altına girdi. Askeri havaalanlarına yakın oldukları için önemi artan Til Aran ve Til Hasil’de cihadistlerin vahşeti hafızalarda canlıydı. Cephet El Nusra (HTŞ), 27-29 Temmuz 2013’te Halep merkezinin güneydoğusundaki Kürtlerin kadim inancı Zerdüşlük geleneğini sürdüren Êzidî Kürtlerin yoğun olduğu Til Hasıl ve Til Aran (Tıl Eran) beldesine saldırıp en az 50 sivili katletmişti. El Nusra ve hempaları 25-19 Nisan 2015’te İdlib’e bağlı Cisr eş Şuğur’da Alevilerin yaşadığı İştebrak’ta kadın ve çocukların içinde olduğu en az 68 kişiyi katletmişti. 21 Mart 2014’te El Nusra, Bayırbucak Cephesi, Ensar el Şam’ın öncülük ettiği gruplar Yayladağı karşısındaki Ermeni kasabası Keseb’i “Enfal” adlı operasyonla ele geçirip Ermenileri ve Arap Alevileri tehcir etmişti. Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı operasyonuna “Enfal” adını vermesi gibi. Bu kara zihniyetin yeniden Til Aran, Til Hasil’de, Eşrefiye, Şex Meqsud’da ve diğer mahallelerde Kürtlere, Ermenilere, Nusayrilere ne yapabileceğini düşünün. 1-2 Aralık 2024’te Til Rifat’ı da işgal ettiler. Türkiye Suriye içindeki obüslerini ve SİHA’ları kullanıp destek sundu. Şubat 2016’da cihadistlerden kurtarılmış Til Rifat’ın kantonlarla bağlantısı 2018’de kesilmiş, Türkiye ambargosu altındaydı. Til Rifat’ın yanısıra çetin bir savaş Minbiç, Eşrefiye, Şex Meqsud, Tıl Hasıl ve Tıl Aran’ın kapısında. Bazı yerleri alsalar da köleleştirme zihniyeti reaksiyon yaratacak ve zamana yayılacak karşı koyuşla kaybeden olacaklardır. Uzun vadede El Bab hattındaki cihadistler dahi pozisyonlarını kaybedebilir, Minbiç, Til Rifat ve Efrîn koridorundaki cihadistler çıkmak zorunda kalabilir.
Rusya, ABD ve açılım
Halep’te kalıcı olabilir mi? Suriye ve İran’ın gözleri Rusya’ya çevrildi. HTŞ, Halep’e girene kadar az sorti yaptı Rusya.
- İran’la nüfuz alanı genişletme çekişmesi içindeydi Rusya. Burnu sürtsün istiyordu.
- Şam birinci dayanak olarak İran yerine Rusya’yı görsün, istediklerini sektirmeden yapsın istiyordu.
- İsrail’in İran güçlerini vurması da işine geliyordu nüfuz savaşında. İran, ne kadar büzüşürse Rusya’ya o kadar alan açılacak, Şam üzerinde tek hakim güç olacaktı.
- Gruplar kırsalda dağınıkken mühimmat harcamak istemedi. Halep’e toplandıklarında vurmaya başladı.
- Rusya, bir süre seyredip “bakın ben olmasam ne duruma düşülüyor. İran güçleri de Suriye güçleri de Halep’i koruyamıyor” imajı vermek istiyordu. Diğer müttefiklerine de güven vermiş olacaktı “Ben Rusya olarak müdahil olunca nasıl oyun değiştiriyorum, bir iktidarı kurtarıyorum” mesajı vermek istedi. Rejimin düşmemesi için bundan sonra daha agresif olacak, Akdeniz’deki çıkarlarını riske etmemek için hava bombardımanını artıracaktır.
- Halep’te SMO ve HTŞ içindeki yapılar ganimet, alan kontrolü, “kim yönetecek” çatışmasına da girebilirler.
- Türkiye’ye güvensizlik Rusya’da da, İran’da da sıçrama yapacaktır.
- Rusya, çok mesafe açmamak, makasta tutmak için açıktan Türkiye’ye karşı sert çıkışlar yapmayabilir. Ancak sahada TSK’nin olduğu alanları da 27 Şubat 2020’de İdlib’de onlarca askeri vurduğu gibi vurabilir, ve üstlenmeyebilir.
- Kürtlerden destek isteyecekler, bazı noktaları Kürtlerin kontrol etmesini isteyeceklerdir. Rusya ile Esad ya da yerini bırakabileceği isim, Kürtlere karşı paradigmalarını gözden geçirecek, yeni yollar açacaktır. Yani bir Suriye-Kürt açılımının kapısı aralanabilir.
- Hizbullah da İsrail’le ateşkeste kalıp güçlerini sevk edecektir, çünkü koridorun kesilmesini istemiyor. Şam’daki Ehlibeyt ailesinden Zeynep Türbesi ve Rukiye Türbesi’ni korumak için de çok hassaslar.
- Rejim ve İran zayıflasın, Rusya-Türkiye kapışsın diye ABD, İngiltere ve İsrail de pozitif yaklaşıp yol vermişti. Ancak geniş alan ve Şam’ın; Selefi, İhvan-Türkiye boyunduruğuna girip kendisiyle sınırdaş olmasını İsrail istemeyecektir.
- Hem iç çatışma hem Rusya hava saldırıları destekli karada savunma saldırılarıyla Halep’ten 2016 I. Halep Savaşı’ndaki gibi çıkarılabilirler. Ve HTŞ, Hamas’ın durumuna düşürülebilir.
Hülasa, her ulus kendisi için ne istiyorsa diğer ulus ve inançlar için de aynısını kabullense, adil, demokratik, özgürlükçü anayasalar hazırlanabilse durum bu noktaya gelmezdi. Savaş yerine barışın ekolojik, sosyolojik, bilim ve sanattaki meyvelerini konuşuyor olurduk.