Halepçe Katliamı’nın 32’nci yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan DTK ve Kürdistani İttifak Çalışması, yeni Halepçelerin yaşanmaması için Kürt ulusal birliğinin sağlanması gerektiğini kaydetti
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halepçe katliamının 32’nci yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, son yüzyıllık tarihin, sömürgeci devletlerin, Kürt halkının varlığına kasteden sayısız katliam ve jenosoid uygulamalarıyla dolu bir tarih olduğuna dikkati çekilerek, “Yüzyıllık tarih, aynı zamanda, halkımızın varlığını yaşatmak ve özgürlüğünü sağlamak için gerçekleştirdiği kahramanlıklarla dolu bir direniş tarihidir. İnsanlığın tarihine kara bir leke olarak geçen ve belleklerden asla silinmeyecek olan Halepçe katliamının üzerinden 32 yıl geçti. Kürt halkı şahsında insanlığa ve insanlığın tüm değerlerine karşı gerçekleştirilen Halepçe katliamı bir insanlık suçu olarak tarihteki yerini almıştır” denildi.
Ne ilk, ne de sonuncudur’
Katliamda 5 binin üzerinde sivil ve savunmasız insanın yaşamını yitirdiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Aradan otuz yıl geçmiş olmasına rağmen Halepçe katliamının insanlığın yaşamındaki ve vicdanındaki yara ve tahribatlar kapanmadığı gibi, Afrin’deki yeni soykırım uygulamalarıyla daha da derinleşmiştir. Halepçe katliamı, sömürgeci devletlerin halkımıza karşı gerçekleştirdikleri ne ilki, ne de sonuncusudur. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve sonrasında da derinleştirilerek stratejik bir yok etme ve tarihten silme politika ve uygulamaları ile sürekli güncellenerek sürdürülmüştür. Koçgiri, Ağrı, Zilan, Genç, Dersim, Maraş, Qamışlo, Gazi, Roboski, Şengal, Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi, Şırnak ve daha bir çok Kürt ili ve ilçesinde bu yıkım ve yok etme stratejisi büyük katliamlarla sürdürülmüştür.” Kürt halkının tüm tarih boyunca bu soykırım uygulamaları karşısında asla geri adım atmadığı ve teslimiyeti kabul etmediği belirtilen açıklamada, “Bu bilinç ve inançla, Halepçe katliamını 32’nci yılında bir kez daha lanetliyoruz. Halepçe’ye benzer katliamların bir kez daha yaşanmaması için, halkımız başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerini Kürt ulusal birliğinin geliştirilmesi noktasında çalışmalarına hız vermeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
‘Kürt ulusal birliğini tarihsel sorumluluk olarak görmeli’
Kürdistani İttifak Çalışması da katliamın yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Halepçe’nin yaraları, Kürt birliğinden geçer” mesajı verdi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Kürt halkı bu jenosit ve insanlık düşmanlığına karşı endişe içerisinde yaşıyor. Tarihe baktığımızda Kürt halkı benzer felaketlere uğramıştır. Kürtler temel haklarını elde etmek için büyük bedeller ödedi. Bu nedenle elde ettiği kazanımları korumak ve büyütmek için Kürt ulusal birliğini tarihsel sorumluluk olarak görmeli. Böyle bir dönemde Kürdistani parti ve oluşumlar Kürt ulusu gerçekliğini görmeli ve Kürt birliğinin sağlanması için çaba göstermeli. Kürtler ancak bu şekilde Halepçe benzeri jenositlerin önünde durabilir. Halepçe jenosidini kınıyoruz.”
HDP: Halepçe Katliamını görmezden gelenleri unutmayacağız
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) da16 Mart 1988 yılında Saddam rejimi tarafından gerçekleştirilen Halepçe Katliamı ve İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleşen Beyazıt Katliamına dair yazılı açıklama yayınladı. Katliam üzerinden 32 yıl geçtiğinin hatırlatıldığı açıklamada, insanlık ailesinin “soykırım” olarak hatırlayacağı, 5 bin Kürdün katledildiği ve hafızalara annelerin evlatları üzerine cansız bedenleriyle kapaklandığı fotoğraflarla kazınan Halepçe Katliamı’nın unutulmayacağı vurgulandı. Açıklamada, “ Halepçe Katliamının müsebbibi Saddam Rejimi olsa da rejime Kürtler üzerinde denemesi için kimyasal silah verenleri unutmayacağız. Halepçe Katliamını görmezden gelenleri unutmayacağız. Hiçbir katliam haklı olanı, meşru olanı yok edemedi. Halepçe Katliamı da Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesini bitiremedi” ifadelerine yer verildi. Tarihten ders almayanların bugün benzer politikaları Efrin’de, Girê Spî’de, Serêkaniyê’de sivil halka dayattığının vurgulandığı açıklamanın devamı şöyle: “Aynı yanlışı yapanları bu hakikat üzerinden uyarıyoruz; siz de tarihin akışını değiştiremeyecek, halkların özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceksiniz.
Beyazıt Katliamı
Bugün 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde kontrgerilla tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 7 öğrencinin hayatını kaybettiği Beyazıt Katliamı’nın da yıl dönümü. Tarih katledenleri değil bu onurlu mücadeleyi yazdı. Katledenlerse halkların hafızasında kara, silik birer leke olarak kaldı. Bütün bu katliamlara rağmen hak ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla sürdüren halkları ve toplumsal kesimleri selamlıyoruz. Halepçe’de ve Beyazıt’ta kaybettiklerimizin anısına sadakatin gereği olarak özgür bir gelecek ve dünya yaratma borcumuz var. Bunu gerçekleştirinceye kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”
HABER MERKEZİ