Binlerce Kürdün kimyasal ile katledildiği Halepçe Katliamı’nın 31. yıldönümünde yaşamını yitirenler birçok merkezde anıldı. Katliamda sorumluluğu olan devletler kınanırken, soykırımın bugün de sürdüğü belirtildi
Binlerce Kürdün kimyasal silahla öldürüldüğü Halepçe Katliamı’nın üzerinden 31 yıl geçti. Baas rejimi Enfal Harekatı’yla Irak Kürdistan Bölgesi’nde bulunan binlerce okul, cami, hastane ve kiliseyi ortadan kaldırılırken 16 Mart 1988 yılında dünyanın gözleri önünde Halepçe Katliamı gerçekleştirdi. 16 Mart sabahı dünyanın en acımasız katliamlarından birine uğrayan Kürtler, Halepçe Katliamı ile insanlığın ortak acısı oldu. Dünyanın geri kalanı Halepçe’yi Saddam Hüseyin’in 16 Mart 1988’de gerçekleştirdiği ve tahminlere göre beş bin insanın ölümüne sebep olan büyük kimyasal saldırıyla tanıyor.
5 bin insanın yattığı tek mezar olan Halepçe’de, üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen Halepçe Katliamı’nın izleri hala ilk günkü gibi hissediliyor. Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenler birçok kentte düzenlenen eylem ve etkinliklerle anıldı.
Dün sabah saatlerinden itibaren Halepçe halkı soykırım anıtı ve müzesinin önünde siyahlar giyinerek toplanmaya başladı. Süleymaniye, Ranya, Kaledizê, Şarbajar, Şarezor, Hewler ve Behdinan’ın birçok yerinden gelen binlerce kişi anmaya katılmak için müzenin önünde toplandı. Anma katliamın gerçekleştiği saat olan 11.00’de bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Aynı saatte Bölgesel Hükümet yetkilileri, Süleymaniye ve Halepçe valileri, YNK yöneticilerinin katıldığı resmi tören ise katlimanda yaşamını yitirenlerin gömüldüğü yerde resmi tören düzenlendi. Resmi törenden sonra anıta birçok ülkenin elçilikleri ile partiler, sivil toplum kuruluşları tarafından çelenk bırakıldı.
Şırnak, Cizre, İdil, Silopi, Beytuşebap, Malatya, Adana, Hatay, İskenderun, Mersin, Akdeniz, Erzurum, Tekman, Van, Erciş, Çatak, Yüksekova, Ankara ve İstanbul’da HDP, DTK ve DBP, il ve ilçe örgütleriyle ve üyeleriyle birlikte yaptığı basın açıklamasıyla Halepçe ve Beyazıt Katliamı’nı kınadı. HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli yaptıkları yazılı açıklama ile katliamları kınadı. TJA’da her 2 katliamda yaşamını yitirenleri andı ve katlamları kınadı. Kürtlere karşı soykırımcı politikanın devam ettiğini belirten DTK, Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak, “Zafer mutlaka direnen onurlu Kürt halkının olacaktır” dedi.
Gençler katliamı kınadı
Rojava Kürt Gençlik Koordinasyonu ise Halepçe Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle Kamişlo Parkı’nda etkinlik düzenledi. Etkinlikte mumlarla Halepçe yazıldı. Anmada Rojava Kürt Gençlik Koordinasyonu Sözcüsü Amed Memo tarafından, koordinasyon adına Halepçe’nin yıldönümü için hazırlanan açıklama da okundu ve katliam kınandı. Öte yandan Kamişlo halkı da dün saat 11.00’de Halepçe ve Afrin’de yaşamını yitirenlerin fotoğraflarıyla kentin ana caddelerinde saygı duruşunda bulunarak anma gerçekleştirdi.
‘Amaç soykırımdı’
Halepçe Katliamı’nın yıldönümü dolayısıyla, Fırat Bölgesi Şehit Aileleri Meclisi Eşbaşkanı Arif Bali de Hawar Haber Ajansı’na konuştu. Halepçe Katliamı’nın amacının, Kürt halkına yönelik soykırım olduğunu dile getiren Bali, “Özgürlük talep eden halklara karşı gerçekleşen katliamların tarihte birçok örneği var. Kürt halkı da bu tür katliamlara maruz kaldı. 12 Mart’ta Baas rejimi tarafından Kamişlo Katliamı yapıldı” dedi. Öte yandan Tevgera Azadi ve Umut Derneği, Halepçe Katliamı’nın 31. yıl dönümü vesilesiyle, yaşamını yitirenleri mezarını ziyaret etti.
WHO: 43 bin 753 kişi öldü
Kimyasal saldırılar sonucunda Halepçe’de 5 binden fazla Kürt öldü, 10 binden fazla kişi de yaralandı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayımlanan raporlarda ölenlerin sayısının daha fazla olduğu ifade edildi. WHO’nun açıklamalarına göre Halepçe’de kimyasal silahların kullanılması günümüze kadar 43 bin 753 kişinin ölümüne, 62 bin 200 kişinin de sakat kalmasına neden oldu.
Daha fazla ölüm olsun diye…
Irak ordusu önce bölgeyi konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağladı. Bununla ikinci harekatın önünü açtı. Sonra da kimyasal bombalar devreye girdi. Camlar kırıldığı için içeri kaçanlar da zehirli gazlardan kurtulmadı. İkinci bombardıman başladığında ortaya kesif bir koku yayıldı. Hayatta kalanların çoğunun ‘elma kokusu’ dediği kokuya kimse anlam veremedi. Verecek zaman da kalmadı zaten. Kokuyu genizlerinde hissedenler birer birer ölmeye başladı. Hem insanlar, hem hayvanlar… Bombardımanda hardal ve sarin gibi gazlar içeren bombalar kullanılmıştı. Gazı soluyanların derisi yanmaya başladı, solunum sistemleri çöktü. Kimisi evinin kapısının eşiğinde, kimisi bahçesinde, kimisi duvar dibinde, kimisi ise ‘kurtulurum’ umuduyla kaçtığı dağ yolunda ölüme yakalandı.
Şengal’de toplu mezarlar açılıyor
Şengal’de IŞİD’in 3 Ağustos 2014’teki saldırıları sonucunda 73. Fermanı yaşayan binlerce Êzidî katledilip, toplu mezarlara atıldı. Toplu mezarlarda binlerce Êzidî bulunuyor. Şengal’in Koço köyünde bulunan toplu mezar önceki gün Irak hükümeti ve BM’nin programı kapsamında açıldı. Toplu mezarın açılması için düzenlenen programa Irak hükümetinden yetkililer, BM, Êzidî aileler, Êzidî din alimlerinin yanı sıra çok sayıda kişi hazır bulundu. Toplu mezardan çıkarılan örnekler Adli Tıp Kurumu’na gönderilecek. Adli Tıp Kurumu, DNA eşlemeleri yapıp, katledilenlerin yakınlarını tespit edecek. Toplu mezarların açılması için başlatılan çalışmaların ne kadar süreceği belirtilmezken, köyde bulunan diğer toplu mezarların da açılması bekleniyor. Koço köyünde şimdiye kadar tespit edilebilen 9 toplu mezar bulunuyor.
HABER MERKEZİ