Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlatmış olduğu süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 14. gününde devam ediyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 19 Ekim 2009 tarihinde Kandil ve Mahmur’dan Türkiye’ye gelen 34 kişilik Barış ve Demokratik Çözüm Grubu’nda yer alan Nurettin Turgut, Güven’e destek olmak amacıyla Diyarbakır’da yapılan 2 günlük açlık grevi eylemine katıldı. Türkiye’ye geldikten 8 ay sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve cezaevinde 7 yıl kaldıktan sonra tahliye edilen Turgut, şu an HDP Parti Meclisi Üyesi. Turgut, Güven’in açlık grevine dair değerlendirmelerde bulundu. Öcalan üzerinde son 3 yıldır uygulanan tecridi, “mutlak tecrit” sözleriyle yorumlayan Turgut, tecridin kaldırılması için başta Kürt özgürlük hareketi olmak üzere kendilerinin de eksik kaldığı eleştirisinde bulundu. Tecridin kırılmasına yönelik yeterli eylemlerin yapılmadığını dile getiren Turgut, bundan kaynaklı da ağırlaştırılarak devam ettirildiğini belirtti. 1999’da Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesini hatırlatan Turgut, “O zaman, 4 parçadaki Kürtler ayaklandı. Eğer bugün, bu ayaklanmalar olmuyorsa, şu soruyu sormamız lazım” diye konuştu.
‘Yegane çizgi ve proje’
Kapitalist modernite temsilcilerinin Öcalan’ın paradigmasından korktuğuna vurgu yapan Turgut, şöyle devam etti: “Tecrit, 1999’daki uluslararası komplonun devamıdır. Uluslararası güçler, var olan tecridi sürdürmek istiyor. Sayın Öcalan’ın paradigması, kapitalist modernitenin tam zıttıdır. Ortadoğu’daki tüm çelişkilere, haksızlıklara karşı bir çözüm üretme projesidir. Ortadoğu’da demokrasinin gelişmesi için yegane çizgi ve projedir.”
‘Eylemler sürmeli’
Tecride karşı toplumdaki sessizliğe dikkat çeken Turgut, var olan sessizliğe ilişkin özeleştiri vermek zorunda olduklarını belirtti. Turgut, eylemlerin değişik yol ve yöntemlerle geliştirilmesi ve toplumsal bir tepkiye dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Eylemlerin, sadece tecrit ile sınırlı kalınmaması, aksine bunu Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşana dek sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Turgut, “Bu uzun ve zorlu mücadeledir” diye konuştu. Kürt sorunun çözümü noktasında Öcalan’ın rolüne dikkat çeken Turgut, “Bu sistemi değiştirmenin yegane yolu, Sayın Öcalan’ın paradigmasını sahiplenmekten, tecridi kırmaktan, giderek sağlık, güvenlik koşullarını oluşturmaktan ve özgürlüğüne kavuşmasını sağlamaktan geçiyor. Her şeyin yolu İmralı’dan geçiyor” ifadelerini kullandı.
‘Vicdanen sorumluyum’
Güven için yapılan eyleme destek amacıyla 2 günlük açlık grevine girdiğini kaydeden Turgut, Öcalan’ın “Neden dışarıdakilerin yapması gerekenleri cezaevindekilerine yaptırıyorlar? Onlar zaten 24 saat direnişteler. Peki dışarıdakiler ne yapıyor?” sözünü hatırlatarak, şunları aktardı: “Bugün 2 günlük de olsa açlık grevindeyim. Kendimi vicdanen sorumlu gördüğüm için giriyorum. Bu borcu yerine getiriyorum.” Turgut tecridin kırılması için mücadele çağrısı yaptı.
Önceki gün tahliye edilen DBP Eşbaşkanı Mehmet Arslan, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven için yapılan 2 günlük açlık grevi eylemini ziyaret etti. Arslan, “Zorlu bir mücadele sürecinden geçiyoruz. Halkımızın canıyla, kanıyla ve emeğiyle yarattığı değerler ve kazanımlar, bir bir ayaklar altına alınmaya çalışılıyor. Halkımızın demokratik siyasetle yürütmek istediği mücadele, AKP’nin siyasallaşmış yargısı tarafından engelleniyor. Kürtlerin ne kadar öncüsü varsa tutuklanarak cezaevine konuluyor” diye konuştu. Kürt siyasetinin demokratik olmayan koşullar altında yıllardır Türkiye’de siyaset yürütmeye çalıştığını ifade eden Arslan : “Tüm iyi niyet çabamız, Kürt siyasetinin demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi çabamız AKP’nin soykırım ve baskı politikalarıyla karşılaştı. Bugün onlarca eşbaşkanımız, yüzlerce seçilmişimiz, binlerce yöneticimiz cezaevlerinde bunun bedelini vermeye çalışıyor. Baskı uygulamaları bizi haklı mücadelemizden, toplumsal taleplerimizden vazgeçmemizi sağlamıyor. Tam da bu baskı ve zulüm bizim mücadele gerekçelerimizden birisidir” dedi.
DİYARBAKIR