Antalya’da çalışma ücretini istediği işverenler tarafından aylarca işkenceye maruz kalan Rihalı Vedat Kurt, 16 Ekim’de görülecek duruşma için dayanışma çağrısı yaptı. Kurt, ‘Yalnız kalmak istemiyoruz’ dedi
Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinden Antalya’ya çalışmaya giden 22 yaşındaki Vedat Kurt, çalışma ücretini istediği işyeri sahipleri tarafından ağır işkenceye maruz kaldı ve günlerce alıkonuldu. Yaşananlar, Kurt’un sanal medya hesabından anlatmasıyla ortaya çıktı.
Domuz bağı ile bağlayıp böcek yedirdiler
Kurt, çalışmak için 2020 yılının Şubat ayında Antalya’ya gitti. Kurt, burada “Antepli Ahmet Usta” adlı iş yerinde çalışmaya başladı. Kurt, ödenmeyen yevmiyesini istemesi 13 Ekim 2020’de işyeri sahipleri A. T., O. T., S. T. ve A. A. tarafından ağır işkenceye maruz kaldı. İddiaya göre; iş yeri sahipleri, Kurt’un dişleri sökerek, elektrikli ve sopalı işkenceye uyguladı. Kurt, gördüğü işkence sonrası da günlerce alıkonuldu. Kurt, alıkonulduğu süre boyunca da domuz bağı ve böcek yedirme gibi işkencelere maruz kaldı.
Telefonlarında fotoğraflar bulundu
Yaraları iyileştikten sonra serbest bırakılan Kurt, olaydan 2 yıl sonra geldiği Riha’da 4 sanık hakkında şikayette bulundu. Kurt, daha sonra Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Başlatılan soruşturma kapsamında 4 sanık hakkında gözaltı kararı çıkarıldı ve elektronik eşyalarına el konulmasına karar verildi. Gözaltına alınan sanıklara ait telefonlarda, Kurt’un işkenceye maruz kaldığı anlara dair fotoğraf ve videolar bulundu.
Serbest bırakıldılar
Tutuklanan 4 kişi, 50 günlük tutukluluğun ardından “delil yetersizliği” gerekçesiyle tahliye edildi. Savcı, 4 sanık hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla yağma veya cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamalarından iddianame hazırladı. Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti.
Sanıklardan A.A.’nın “adam yaralamak” iddiasıyla başka bir dosyadan halen tutuklu olduğu öğrenildi. Olayın kamuoyuna yansıması üzerine tutuksuz yargılanan 3 isim de emniyete çağırıldı. Ancak ifadelerinin ardından serbest bırakıldılar.
4 sanık hakkında açılan davanın bugüne kadar 9 duruşması görüldü. Davanın 10. duruşması ise 16 Ekim’de görülecek.
Parasını vermediler
Pirsûs’ta yaşayan Kurt, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı. Geçimlerini sağlamak için Antalya’ya gittiğini söyleyen Kurt, Yeşil Sanayi Sitesi’nde bulunan “Antepliler Özel Bakım Servisi”nde (Antepli Ahmet Usta) çalışmaya başladığını ve ilk süreçte ücretlerinin tam verildiğini söyledi. Kurt, “1 buçuk ay sonra maaşımız düşürüldü. Sorduğumda, ‘Biz senin maaşını biriktiriyoruz. Sana öyle vereceğiz’ yanıtı verdiler. 4-5 ay sonra ‘Birikmiş ne kadar maaşım varsa verin’ dedim. Sonrasında birkaç ay daha dayandım. Yine paramı istediğimde neredeyse ‘Paran yok’ diyeceklerdi” diye konuştu.
Eylül ayında işçilerin kaldığı bir eve gittiğini aktaran Kurt, “Patronlardan biri oradaydı. Masanın üzerinde ona ait 15 bin 400 TL para buldum. O parayı kendi param karşılığında aldım. Bana vermeleri gereken para 70-80 bin TL’ydi. Parayı alıp İstanbul’a gittim. Sonra annem aradı. Sanırım tehdit edilmişti; korkuyordu beni aradığında. Bana götür paralarını geri ver dedi. Ben de dayanamadım götürüp paralarını geri verdim” dedi.
3 ay işkencede kaldım
Antalya’ya döndükten sonra işverenlerin kendisini eve bırakmak için bir araca bindirdiğini söyleyen Kurt, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Eve giden bir yol tek vardı. Ama bir anda başka bir yöne saptılar. Beni ormanlık bir alana götürdüler. Burada işkence etmeye başladılar. Biri telefonumu alıp atmak istedi, öteki alıp cebine koydu. Sonra beni alıp işçi evine götürdüler. Domuz bağıyla bağlandım. Böcek yedirmekten dövmeye kadar bir sürü işkence gördüm. 3 ay tutsak kaldım ellerinde. Sadece çorba yiyebiliyordum. Ailem beni aradığında beni silah zoruyla konuşturuyorlardı. Aileme bir şey söylemeyeyim diye yaptılar bunu. Ailem olayı 1 buçuk yıl sonra öğrendi. 3 ay sonra serbest kalmıştım. Sonra bunlarla geri çalışmak zorunda kaldım. Çünkü bana çalıştığım günlerin parasını hala vermemişlerdi ve elimde onlara karşı şikayetçi olabileceğim hiçbir şey yoktu. Yani başka çarem kalmamıştı. 8-10 ay yine onların yanında çalıştım. Tabii bu süreçte de hakaretlere maruz kalıyordum.”
Önce itiraf sonra inkar
Çalıştığı dönemde işverenlerden birisinin telefona ulaştığını ve kendisine dönük işkence anlarını belgeleyen fotoğrafları bulduğunu aktaran Kurt, “Çekilmiş bir fotoğrafımı bularak kendi telefonuma gönderdim. Sonra işi bırakıp Suruç’a geri döndüm ve o fotoğrafla buradaki savcılığa şikayette bulundum. Ancak hiçbir şey yapılmadı. Sonra Antalya Başsavcılığına mail yoluyla fotoğrafımı ve şikayetimi gönderdim. Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne çağırdılar. Şikayetim sonrası bu şahısları gözaltına aldılar. Bana işkence ettikleri fotoğraflar onların telefonlarından çıktı” diye belirtti. Davanın 9’uncu duruşmasının görüldüğünü ve halen kişilerin tutuksuz yargılandığını söyleyen Kurt, sanıklardan A.A.’nın işkenceyi ilk önce kabul ettiğini ve daha sonraki duruşmalarda ifadesini geri çektiğini söyledi.
Beni yalnız bırakmayın
Yargılama sürecinde şikayetinden vazgeçmesi için işverenler tarafından tehdit edildiğini de belirten Kurt, mahkeme heyeti değiştikten sonra söz haklarının kısıtlanmaya başlandığını dile getirdi. Kurt, “Bir duruşmada avukatımın sözünü keserek, ‘Siz böyle bir savunma yapamazsınız’ diye çıkıştı. ‘Bugün İsrail’in Filistin’e yaptığı işkenceyi kınıyoruz ama yanı başımızdaki işkenceye neredeyse göz yumuyoruz. Çünkü bu kadar delil varken bu kişilerin tutuksuz yargılanması neredeyse imkansız’ dedi diye mahkeme başkanı bayağı sinirlendi” dedi.
Kurt, 16 Ekim’de görülecek duruşmaya işaret ederek, “Yalnız kalmak istemiyoruz. Duyarlı herkesin davama ve bu zulme sessiz kalmamasını istiyorum” çağrısı yaptı.
Haber: Ceylan Şahinli / MA