Geçen hafta Türk Milli Savunma Bakanı Akar ve yanındaki kurmayları bir karargahta toplanmış olarak gördük. Adeta bir futbol maçını hem izliyor hem de tüm ülkeye anlatıyorlardı. AKP-MHP iktidarının satın aldığı neredeyse tüm ulusal TV’ler de canlı yayına başlamış, bu ‘müthiş olayı’ tüm ülkeye yaymaya başlamışlardı. Çağın en gelişkin araçlarıyla donanmış ordu, F-16, İHA, SİHA ve çeşitli helikopter ve toplarla bombalamayı sürdürdüğü Haftanin kampına ‘Komandolarla bir kara harekatı’ başlatmıştı. TV’ler, komandoların alana indiğini anlatıyor, ‘uzmanlar’ da sonrasında muhtemel olasılıklar üzerine yorumlar yapıyorlardı. Sabah sekize kadar oturup yapılan yayınları izledim. Bir iki kanal hariç hem tüm kanallar sabaha kadar ‘canlı’ yayın yapmayı sürdürdüler. Tamamdı.‘Haftanin ele geçirilmiş, teröristlerin önemli bir bölümü öldürülmüş, toplam yedi yüz hedef vurulmuştu.’
Ertesi sabah, ilk bomba Rus basınından geldi. Görüntülerin tamamının sahte, geçmişte dünyanın değişik yerlerinde yapılmış operasyonların montajlanıp yeniymiş gibi sunulduğunu anlatılıyordu Rus basını… Bizler de, o gece dört kez indirme girişimi yapıldığını, dördünün de başarısız olduğunu ve püskürtüldüğünü öğrendik yerel kaynaklardan. Önce yirmi, daha sonra yirmi iki askerin daha öldüğü, çatışmaların devam ettiği bilgilerini aldık. Ertesi gün aynı koroya gazeteler de katıldı.
Geceden hazırlanmış, aynı manşetlerle, aynı şeyleri anlatan köşe yazılarıyla doluydu hepsi. İlerleyen saatlerde haberler azalmaya, önce ikinci, sonra üçüncü sıraya düşmeye başladı büyük operasyon, canlı yayınlar bitti.
Bu gece (yazının yazıldığı 22. 06 akşamı) Galatasaray’ın Antep’le, Sivasspor’un Konyaspor’la berabere kalmaları daha fazla yer tuttu. Haftanin’de bu gelişmeler sürerken Türk savaş uçakları Güney’deki sivil yerleşim alanlarında da bombardımanı ihmal etmedi ve ne yazık ki genç yaştaki beş sivil Kürt yaşamını yitirdi.
**
Şeladizê… Her fırsatta hem Türk devleti hem de KDP tarafından vurulan, yurtsever bir kasabadan bahsediyoruz. Gene vurulan siviller o kasabanın çocuklarıydı. Ellerinde taşlarla sokağa çıkıp kalkıştılar. Bu kalkışma, Türk işgaline, bombardımanlarla ve sivil ölümlerine karşıydı. Kasabadaki Türk askeri üssüne doğru yürüdüler. ‘Sizi burada istemiyoruz, işgalci ve katilsiniz’ sloganları atıldı. Binlerce insan Şeladizê’deki Türk üssüne doğru yürümeye başlayınca KDP güçleri üsle halk arasına tampon oluşturup üssü koruma altına aldı. Bir yanda çocukları öldürülmüş halk, ortada tampon oluşturmuş KDP, arka tarafta da Türk güçleri vardı. Trajikomik bir fotograftı görünen.
Tabii ki Türk basını bunu görmedi, yazmadı yayınlamadı. Ama biz sabahtan akşama kadar da Şeladizê halkının halen devam eden yurtsever direnişini izledik. Süleymaniye’deki, birçok kasabadaki mitingleri ve halkın işgale karşı tepkisini izledik. Bölge halkı çok rahatsız ve ayakta, ne olup bittiğini çok iyi biliyor, kimlerin ne yapmaya çalıştığını görüyor ve işbirlikçiliği teşhir edip sokaklara dökülüyor. Bölgede olup bitenin yanı sıra Irak’ın ve bazı Arap ülkelerinin de sesi yükselmeye başladı. Türk askeri varlığının Irak’tan çekilmesi isteniyor.
**
Bu haftaki son başlığımız Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu. Beklenen oyununu sahneye koydu bakan. ‘Süleymaniye’nin terör yuvası’ haline geldiğini söyledi.
Bölgedeki herkesin kendilerine biat etmelerini, yeniden Osmanlı tebaası olmalarını istiyor. Yurtsever alanları bombalayıp köyleri boşaltmaya, işgal etmeye, topraklarına katmaya çalışırken bir yandan da Kürtleri kendi içlerinde bir savaşa sürüklemeye, tahrik etmeye çalışıyor. Güneydeki birçok bölgenin nasıl oluyor da hala emirlerine girmediğini anlayamıyor. Bölgenin esas karakterinden, yüzbinlerce şehitle bu günlere geldiğinden ‘haberi yok.’ Enfal katliamını ‘bilmiyor.’ Yüzlerce insanın buradan Bağdat’a götürülerek asıldığını, ama direnişin kırılamadığını bilmiyor. Köylerin (çoluk çocuk-kadın erkek) komple askeri kamyonlara bindirilerek Arap çöllerine götürüldüklerini, oralarda kurşuna dizilip toplu mezarlara gömüldüklerini, buna rağmen direnişin yükseldiğini ‘bilmiyor.’
Tehdit ediyor. Korkutmaya çalışıyor. Ancak kendisine YNK Eşbaşkanı Lahor Şeyh Cengi’den bir yanıt geldi. Yazımızı bu yanıtla bitirelim: ‘Süleymaniye Kürt yurtseverlerinin ve Qurbanların (şehitlerin) yuvasıdır.’