İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, binlerce göçmenin Avrupa’ya geçmeye çalışırken yaşamını tehlikeye attığı Orta Akdeniz sularında 26 Ağustos’tan bu yana hiç kurtarma gemisi bulunmadığını aktardı. Kuzey Afrika’dan Avrupa’nın güneyine uzanan Orta Akdeniz, en tehlikeli göç rotalarından biri. Haberde, buna rağmen sivil toplum örgütlerinin bu göç rotasına gönderdiği gemilerin sayısının hızla azaldığı belirtiliyor.
Ölümler artıyor
Malta ve İtalya hükümetlerinin göç karşıtı politikaları sonucu limanlarını teknelere kapamış, kurtarma operasyonlarında da sert düşüş yaşanmıştı. Sığınmacılar ise Avrupa’ya ulaşmak hayaliyle hayatlarını tehlikeye atmayı sürdürüyor. Salı günü Libya açıklarında İtalya’ya geçmen isteyen göçmenleri taşıyan iki lastik botun batması sonucu 100’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Akdeniz’in en son boş kaldığı dönem, 28 Haziran ve 8 Temmuz tarihleri arasıydı. Bu 10 günlük süreçte 300’den fazla göçmen öldü. AB göçmen anlaşması sonucu 2017’de ölümler azalmıştı ama boğularak hayatını kaybedenlerin İtalya kıyına ulaşanlara oranında, geçtiğimiz aylarda keskin bir artış gözlemlendi. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, 2017 yılı boyunca 100,308 göçmen İtalya’ya ulaştırken, 2 bin 383 göçmense Akdeniz sularında hayatını kaybetti. 2018 yılında 20,319 kişiİtalya’ya ulaşmışken 1,130 kişi göçmense öldü.
Gemiler bölgeden ayrıldı
Guardian’ın haberinde, Akdeniz’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına ait 10 gemiden üçü, bayrak gerilimleri sonucu Malta’nın Valetta limanında mahsur kaldığı vurgulanıyor. Alman kuruluş Jugend Rendett’a ait Juventa isimli gemi, Sicilya’nın Trapani limanında 1 yıldan uzun süredir tutuluyor. Palermo mürettebatın insan kaçakçılığı yaptığını iddia etmişti ancak savcılar daha sonra bu suçlamayı düşürmüştü. Open Arms isimli yardım kuruluşunun tekneleriİtalya’nın limanlarını kapatması sonucu geçen ay Akdeniz’i terk etmek zorunda kaldı. Ne zaman dönecekleri de bilinmiyor. Sivil toplum kuruluşu SOS Mediterranee’nin Akdeniz’de arama kurtarma faaliyeti yürüten gemisi Aquarius da, geçtiğimiz yaz İtalya ve Malta’nın limanlarını kapaması sonucu denizden kurtarılan 600’den fazla göçmenle beraber bekletilmişti. Aquarius’taki onlarca göçmen daha sonra Fransa’ya getirildi. Gemi, önümüzdeki günlerde Fransa’dan ayrılacak ancak ne SOS Méditerranée ne de Sınır Tanımayan Doktorlar (MSf), bu teknenin denizlerde uzun süre kalabileceği garantisi verebiliyor. Haziran ayında İtalya’ya ait iki geminin de desteğiyle İspanya’ya götürülmesi için anlaşmaya varıldı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Temmuz ayında yayınladığı raporda, 2018’nin ilk 6 ayında Orta Akdeniz’i aşarak Avrupa’ya ulaşmaya çalışan her 19 kişiden birinin öldüğünü açıklamıştı. Maltalı insani yardım kuruluşu Migrant Offshore Aid Station’ın (MAOS) Direktörü Regina Catrambone, “Bu gibi trajedilerin sayısı bilinenden çok daha fazla. Göçmenler önlenebilir nedenlerle, yani sağlam bir arama kurtarma programının eksikliği sonucu ölüyorlar” dedi.
Mülteci kampları alarm veriyor
Yunanistan Göç Bakanlığı, doğu Ege adalarında bulunan mülteci kamplarının kapasitesinin üzerinde dolu olduğunu açıkladı. Bakanlık tarafından Pazartesi günü yapılan açıklamada toplamda 6 bin 338 mülteci ağırlama kapasitesine sahip kamplarda 20 binden fazla mültecinin yaşadığı belirtildi. Türkiye ile AB arasındaki mülteci mutabakatının yürürlüğe girdiği Mart 2016’da merkezlerde barınan mültecilerin sayısı 5 bin 800 olarak tespit edilmişti. Doğu Ege’de bulunan Midilli, Sakız, Samos (Sisam), Leros (İleryoz), Kos (İstanköy) adasındaki kamplardaki koşullar sığınmacılar arasında gerginliğe neden olurken ada sakinleri arasında da huzursuzluk yarattığı belirtiliyor. Doluluk açısından en kötü durumda olan Midilli adasında bulunan 3 bin kapasiteli kampta, 8 bin 780 mülteci yaşıyor. Kamp koşulları hem mültecileri hem de kamp yakınında yaşayanları tehdit ediyor. Kampın kirli sularının çevrede bulunan tarlalara aktığının altını çizen Midilli adası valisi Christiana Kalogirou, devlete 30 gün süre verdiklerini ve gerekenler yapılmazsa bu sürenin sonunda kampı kapatacaklarını söyledi. Bölgede faaliyet gösteren insani yardım kuruluşu çalışanı da bu durum nedeniyle cevreye dayanılmaz kokular yayıldığını aktardı. Midilli Belediye Başkanı Spyros Galinos da geçen hafta kamplardaki duruma ilişkin olarak Göç Bakanı’na bir mektup yazarak “Ada sakinlerinin sabrının sınırına ulaşıldı, sosyal bir patlama riski var” demişti. Adalardaki yoğunluk nedeniyle mültecilerin bir kısmı ana karaya gönderiliyor. Ancak adalara yeni mülteciler gelmeye devam ettiği için yoğunluk azalmıyor. Göç Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre Mayıs-Ağustos ayları arasında 3 bin 950 mülteci ana karaya gönderilirken Türkiye üzerinden 5 bin 450 kişi geldi.
DIŞ HABERLER