Zeynel Kete
Türkiye’de demokratik siyasetin özneleri her dönem baskı altında oldukları için, toplum siyasetin merkezinde değil dışında bırakılmıştır. Siyaset yukarıdan aşağıya dizayn edilince toplum kendini özgürce gerçekleştiremedi.
İktidarcı zihniyet tarihin her döneminde varlığını rıza toplumu değerlerine saldırarak, bu değerleri tahrif ederek sağlamıştır. Bir avuç Nahak zihniyetin mensupları gezegenimizi ve yaşam alanlarımızı adeta yıkımın eşiğine getirmiştir. Nükleer dehşet, kimyasal atıklar, küresel ısınma, tarım arazilerinin yok edilmesi, işsizlik, demografik hareketlilik, savaşlar, açlık, katliamlar kısacası insanlığa ait tüm komünal değerlerin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz.
Rıza toplumu sürekleri her yönüyle bir zihniyet saldırısı altındadır. Toplum, milliyetçilik, dincilik, bilimcilik, cinsiyetçilik zihniyetinin saldırısı altındadır. Bu saldırılara karşı hakikat ve özgürlük arayışında ısrar eden güçlere karşı ise her türlü baskı unsuru kullanılıyor. Toplumun zihni âdeta işgal edilmiş, fetih edilmiştir.
Rıza toplumuna (demokratik toplum) ait tarihsel nitelik taşıyan tüm kavramlar, kuramlar, gelenekler değerlidir, kaimdir, daimdir ve bir hafızayı barındırır. Bu değerlerin temelinde komünalite yatmaktadır, egemenlerin temel korkusu bu değerler üzerinde hakikat ve özgürlüğün yeniden inşa ediliyor olmasıdır.
Rıza toplumu fikriyatına dört koldan saldırılması, sömürülmesi toplumu her türlü müdahaleye açık hale getirmiştir. Toplum adeta sorunlarını hangi yöntemle çözüleceğinin ölçülerini unutmuş duruma gelmiştir. Bu durum toplumun hafızasız kalması, ahlaken aşılması demektir.
Hak yol Alevi toplulukları Ahlaki politik topluluklardır. Bu toplulukların olduğu yerlerde tekçi zihniyete, iktidara, zulme rıza gösterilmez, biat edilmez. Ahlak toplumun politik hafızasıdır. Yani toplumun sorunlarını hangi yöntemle çözüleceğinin ölçülerini belirlerken, politika ise yöntemdir. Alevi sürekleri binlerce yıldır zulme rıza göstermemeyi, arsıza, hırsıza, nursuza muhtaç olmamayı, ikrarında durmayı, farklılıkları tekleştirmeden birlikte yaşamayı, el ele vererek derdine derman aramayı, nahak zihniyetten aklen, ruhen, bedenen arınmayı ahlakın temel düsturu olarak kabul etmiştir.
Alevi inancında politik olmak nedir? Ne anlama gelir? “Fam etmek” en büyük politikadır. Fam etmek, düşünceyi eyleme geçirmektir. Fam sahibi olan öngörü sahibi olur, olacakları önceden görür. Dürbin/Durbin Kürtçe: “öngörü sahibi olma, uzağı görebilme” manasına gelir. Politik olmak, dürbin sahibi olmaktır; yarın karşısına ne çıkacağını bilmek, ileride olabilecekleri tahmin etmek, kararlaşma sağlamak, sorunları çözecek pratikler geliştirmek politika geliştirmek, Xizir aklı ile gayret etmek politikanın kendisidir, dürbinliktir. Bütün bunların olması için de kom olmak gerekiyor. Kom olunurken hiçbir can iş yapma alanının dışında kalmaz. Kom meydanında her canın süzüne ve gayretine nazar edilir. Bu yöntem özünde demokratik temelde güç biriktirmektir. Türkiye’de demokratik temelde güç biriktirmek suçtur.
Alevi süreklerine yönelik inançsal ve etnik kimliklerin yok sayıldığı, ya da içinin boşaltıldığı, inancı küçük düşüren, egemen inancın alt birimi haline getiren bu uygulama için; başta okullar olmak üzere kurumların, kişilerin seferber olduğu, farklılıkların yok sayıldığı, kişinin kültürel değerleri ile bağ kurmasının engellendiği bir dönemde geçiyoruz.
İnsanlığa ait tüm toplumsal birikimlere, farklılıklara zulmün reva görüldüğü, insanların boşlukta sallandığı, geleceğe yönelik öngörülerinin olmadığı, toplulukların yığına dönüştüğü, kutuplaştırmanın bir siyaset tarzı haline geldiği, Alevilere ait kutsal değerlere saldırıldığı bir dönemde Alevi süreklerinin, kurumların, kişilerin söyleyecek sözü olmalıdır.
Pirlerin dilinde, sazın telinde, ana kadının bilgeliği ile söylenecek her doğru söz doğada hatta evrende kuantumatik etki yaratacaktır. Her Alevi süreği kültürel ve toplumsal direniş hattından feyz alarak, ele, göze nazar ederek söyleyeceği kelam enerjiye dönüşecektir. Bu enerji doğadaki enerji ile bütünleşerek toplumda karşılık bulacaktır.
Söylenecek sözün evrende madde haline gelerek toplumda karşılık bulması için bütün Alevi süreklerinin birlenerek kom olmaları, cem olmaları gerekiyor. Sistemin oluşturduğu düalizmin içinde çıkıp hakikat ile bütünleşmeleri, ikrar verip meydan açmaları Alevi süreklerini Türkiye’de demokratik siyasetin öznesi durumuna getirir.
Nahak zihniyeti aşmanın yolu onun zihniyetini aşmaktan geçtiği bilinen bir gerçekliktir. Birçok Alevi kurumu kongre süreçlerini tamamladı, yeni gayretler ortaya çıktı. Bu süreçte iç ve dış iktidar odaklarına karşı yanlış olanı görmek, ona tavır almak için “gelin canlar bir olalım” demeleri kendilerine ve demokrasi güçlerine ivme kazandıracaktır.