Hababam Sınıfı’nda hademe Hafize Ana karakterini oynayan Adile Naşit’ten biliriz onları. O hademeler artık taşeron. Eğitim basamağının en altında olan, pek konuşulmayan hademelerle konuştuk
Gülcan Dereli
Eğitim denince akla ilk öğrenciler ve öğretmenler gelir. Kürt çocuğun aklına ise ‘bilinmeyen dil’de bir okul! Yapboz tahtasına dönen eğitimin matematiği çok konuşulur, atanamayan öğretmenlerin sorunları kısmen de olsa yazılır çizilir, Kürt çocukların ‘bilinmeyen dil’de eğitime başlaması ise pek konuşulmaz; bir de onlar konuşulmaz, kimsenin aklına pek gelmez. En çok filmlerden, Hababam Sınıfı’nda hademe Hafize Ana karakterini oynayan Adile Naşit’ten biliriz onları. Hademeler… Biraz nostalji olarak hatırlanır. Onlar eğitim basamağının en altında olanlar, aslında ülke gerçeğinin gizlendiği yerdeler… Artık o filmlere çok aldanmamak gerek, eskinin o manevi bağları çözüldü, o sıcak hademe karakteri bir taşerona dönüştürüldü. İşte o artık görünmeyen hademelerle konuşmaya çalıştık. Çalıştık diyorum çünkü konuşturmak çok zor. Bu ekonomik krizde hangi taşeronlaştırılmış hademe sorunlarını anlatabilir ki. Yine de bazılarına ulaştık, isimleri bizde gizli; çünkü o beton binaları temizleyen hademeler, isim vermekten çekiniyorlar.
Hademe oldu taşeron
30 Mart 2006 tarihinde okullardaki hademe dönemi kaldırılıp yerine hizmetli dönemi başlatıldı. Konuyu dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, hademe döneminin bitirişini müjde gibi duyurmuş, bu emekçilerin maaşlarını da velilerin boynuna yıktığını keyifle aktarmıştı. Bakanlık, okullardaki kadrolu “hademe” veya “hizmetli” dönemine son vererek, bu kişilerin yürüttüğü hizmetin satın alma yoluyla karşılanmasını kararlaştırmış, buna ilişkin genelge yayınlamıştı. Okullarda öncelikli olarak temizlik ve güvenlik işlerinde çalıştırılacak olanların kadrolu olmayacağına dikkat çekilen genelgenin 20. maddesinde, “Personel istihdam etmek yerine, ihtiyaç hizmet satın alma yoluyla karşılanacak” denilmişti. Genelgede, satın alma yoluyla hizmetin karşılanması maliyetinin ise bakanlıktan değil, Okul-Aile Birlikleri tarafından karşılanmasına karar verilmişti. Böylece hademe taşeronlaştırıldı. Temizlik malzemeleri dahil tüm ekonomik yük ailelerin boynuna yıkıldı ve hademeler de müdürün inisiyatifine bırakıldı.
İki okula bir hademe
Devlet temizliğe para vermeyi kesti, velilere de “Para topla, maaşını öde, malzemeni al” diyor. Bütçeler ise savaşa ve Diyanet’e ayrılıyor. Küresel salgın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında okullardaki hijyen ve temizlik için iki okula bir hademe, pardon ‘taşeron’ düşüyor. Bu 2-3 kişi binlerce öğrencinin bulunduğu koca okulların temizliğini tek başlarına yapıyor. Üstelik de kadrosuz, güvencesiz ve düşük maaşla.
‘Köle gibi çalışıyoruz’
Biz de konunun muhataplarından olup biteni duymak için okul okul gezdik. Ancak bir ay boyunca gezdiğim okulların bir tanesinden bile hademeleri röportaj vermeye ikna edemedim. Çünkü işlerinden olmaktan korkuyorlardı. Pes etmedim, bir kırtasiyecinin dayanışmasıyla bir okulda üç kadın hademe ile kısa da olsa isimlerini değiştirerek vermek şartıyla röportaj yaptım. Bir dokundum bin ah işittim desem abartmış olmam.
Hademeler anlatıyor
Fatma, başlıyor anlatmaya: “Köle gibi çalışıyoruz. Okulun tüm yükünü taşıyoruz. 3 kişi iki okulu, iki binayı temizliyoruz.”
Fatma çalışırken yalnız değil. Biri 2, diğeri 5 yaşında iki çocuğuyla çalışıyor. Oysa 2 küçük çocukla nasıl çalışır, değil mi? Ama çocuklarına bakabilecek kimsesi yok. Yaşadığı zorlukları merak ediyorum. Fatma, şöyle anlatıyor: “2 çocuğum bende, onlarla beraber çalışıyorum. Sağ olsunlar burası bana böyle bir imkan verdi. Çok zorluk çekiyoruz. Mecburuz. Sabah 8 buçukta geliyorum. Sabahtan akşama kadar çocuklarımla çalışıyorum. Siz düşünün 2 yaşındaki bir çocukla çöpü atıyorsunuz, tuvaletleri temizliyorsunuz. Sence zor değil mi? Mesela uyku saati gelince ağlıyor. Çalışmam da lazım. Ne yapacağım?”
‘Bari güvencemiz olsun’
Fatma, bin 500 lira kira veriyor, aldığı maaş ise 2 bin 800 lira. Memleketinde iş olmadığı için İstanbul’a göç ettiklerini söyleyen Fatma, “Burada çalışıyoruz ama çok zorluk çekiyoruz. Masraflarımızı düşün. Bizim evde başka çalışanımız yok. Kiradayız, aldığımız maaş neye yeter ki. Kadro değiliz. Yetkililere sesleniyoruz. Kadro istiyoruz. Çektiğimiz zorluklar ortada. Bari güvencemiz olsun. Mesela canları istese bizi hemen işten çıkarabilirler ama kadro olsa çıkaramazlar” diyor.
‘İnsanca haklarımız olsun’
Aynı okulda çalışan Zehra ise 12 yıldır okulda hademe olarak görev yapıyor. 12 yıldır kadro bekliyor. Çok gelen giden olmuş ama kendisinin katlandığını çünkü çocukları, işini sevdiğini söylüyor. Zehra, şöyle anlatıyor: “12 yıldır çalışıyorum, kadro vermediler. Temizlik dahil her işi yapıyorum. Bir sürü zorluk yaşıyorum. Bu kadar zorluğa rağmen yine de pes etmedim, çalışıyorum. Mecbur olmasam çalışmam. Bekle kadro gelecek dediler ama yok gelmedi. Evde 2 çocuğun yükünü çekemezlerken biz burada bütün okulun yükünü çekiyoruz. Tek isteğimiz güvencemiz olsun. İnsanca haklarımız olsun.”
Sabah 8’den uyuyana kadar
Sabah 8 buçuktan akşam 6’ya kadar çalıştıklarını söyleyen Berivan ise “5 dakika durmuyoruz” diyor ve ekliyor: “Okuldan eve gelince, bu sefer uyuyana kadar evde çalışıyorum. 8’de de eşim işten geliyor. Çocuklarıma yemek yapıyorum, bulaşık, ev işi onu yapıyorum, saat 11 buçuk, 12 oluyor işim bitiyor, yatıyorum. Bu her gün böyle.”
‘Keşke bizi görseler’
6 çocuk annesi olan Berivan, “Evde ben çalışıyorum, eşim çalışıyor, çocuğum çalışıyor ancak böyle geçinebiliyoruz. Birimiz çalışmazsak geçinemeyiz. Yani ben çalışmazsam geçinemeyeceğiz. Memleketimizde iş yoktu, yaklaşık 2 yıl önce buraya göç ettik. Buraya geldik ama burası da çok zor. Okul yükü üçümüzün üstünde. Bu da yetmiyor, evimizde de yük bizim üstümüzde. Keşke bizi görseler, bize çare bulsunlar istiyoruz. Kadrolu olsak daha mutlu oluruz” diyerek sözlerini bitiriyor. Sahi, hademeler sendikalı olacak, hakkını arayacak bir ‘mertebe’ de değil mi? .
Her okula ‘yarım’ hademe
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre örgün eğitimdeki toplam 53 bin 620 okulda yalnızca 27 bin 180 hademe görev yapıyor. Yani her iki okula bir hademe, diğer bir değişle her okula “yarım” hademe düşüyor.