AKP tarafından hesef gösterilmesinin ardından tutuklanan ve vekilliği düşürülmeye çalışılan Amed Milletvekili Semra Güzel’e dair konuşan HDP Şirnex Millevekili Nuran İmir, Güzel’in vekilliğini ancak halkın düşürebileceğini belirtti
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tutuklanan Amed Milletvekili Semra Güzel’in yasama faaliyetlerine katılmadığı gerekçesiyle vekilliğinin düşürülmesi yönünde oluşturulan Hazırlık Komisyonu, 8 Kasım’da yaptığı toplantıdan sonra “vekilliğin düşürülmesi” yönünde tavsiye kararını açıkladı. Karar, bu kez Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyonda, oy çokluğuyla Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesine karar verildi. Karma Komisyon, aldığı karara ilişkin raporunu Meclis Genel Kurulu’na gönderecek. Genel Kurul, Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili nihai kararı verecek.
Hukuk askıya alındı
Karma Komisyonda yer alan HDP Şirnex (Şırnak) Milletvekili Nuran İmir, Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesini JinNews’e değerlendirdi. Güzel’in hedef gösterilmesinin Kürt halkına karşı başlatılan savaş konseptinin bir parçası olduğunu söyleyen İmir, “Bugün ülkenin dört parçasında Kürtlere ve kadınlara karşı hukuk askıya alınmıştır. Bugün Türkiye’de var olan kanunlar ve getirilen torba yasaları da sadece kendi iktidarlarının ömrünü uzatmak için kullanıyorlar. Var olan bütün kanunları Kürt siyasetini geriletmek için kullanıyorlar, yargı zırhı ile siyaseti dizayn etmek istiyorlar” dedi.
İktidarın Kürt kadınları üzerinde ideolojik bir savaş yürüttüğüne vurgu yapan İmir, “Birkaç gün önce iktidar ortağı MHP’nin başkanı açıkça ‘Biz bir saniye bile HDP’nin bu mecliste kalmasını istemiyoruz’ dedi. Bu aslında Kürtlere karşı olan tahammülsüzlüktür. Tabi bugün Kürtlere karşı başlatılan kirli savaş çok yönlü olarak ilerlemektedir” diye belirtti.
Kirli konseptin devamı
Güzel’in hedef alınması kirli konseptin bir parçası olduğuna vurgu yapan İmir, şöyle devam etti: “Geçen yıldan beri bir fotoğraf üzerinden milletvekilimiz Semra Güzel hedef gösterildi. Bunun üzerinden ırkçılık ve milliyetçilik duyguları öne çıkarıldı. Bunun üzerinden Kürt kadın hareketini ve partimizi de hedef gösterdiler. Öne çıkardıkları milliyetçilik üzerinden de Meclis Genel Kurulu’nda aslında hiç uygulamadıkları yoklama sistemini uygulayarak milletvekilimizin vekilliğini düşürme yoluna gittiler. Bu uygulama da Meclis’te sadece Kürt vekillerine uygulanan bir uygulamadır. Burada sözde iktidara karşı olan muhalefet de destek sundu, mesele Kürt olunca her ne kadar yüzbinlerin oyu ile seçilmiş olsa fark etmiyor, muhalefeti ile iktidarı resmi ideolojinin gerekliklerini yerine getiriyorlar.”
‘O fotoğraf bizim gerçekliğimiz’
Kürtler ve Kürtlerin iradeleri söz konusu olunca muhalefetin, iktidarın değirmenine su taşıdığına dikkat çeken İmir, her seferinde Kürt halkının inkar edildiğinin açıkça ortaya çıktığını kaydetti. Semra Güzel’e dönük çıkan fotoğrafın aslında toplumun gerçekliği olduğuna vurgu yapan İmir, “HDP olarak aslında tam olarak diyoruz ki; Kürt sorunu savaş ile silah ile çözülemez bundan kaynaklı bu kadar bedel veriliyor. Fakat 2015’ten beri AKP iktidarı bizleri de kendisi gibi savaş ve milliyetçilik hattına çekmek istiyor. Fakat biz duruşumuzla siyasetimizle her defasında bu politikalarını boşa çıkarıyoruz. Bu tahammülsüzlükleri de bundandır. İdeolojik olarak kadınları kendilerine düşman görüyorlar” diye belirtti.
‘Halk karar verebilir’
Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Ayşe Gökkan, Leyla Güven, Figen Yüksekdağ, Hülya Alökmen, Rojbin Çetin ve onlarca tutsak siyasetçi kadının toplumda bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmek için mücadele ettikleri için cezaevinde bulunduğunu belirten İmir, Kürt kadınlarının hedef gösterilmesinin altındaki sebebinin Kürt kadın mücadelesi olduğuna vurgu yaptı. İmir, “Kürt kadın önderleri şahsında Kürt kadın mücadelesini geriletmek ve zayıflatmak ve kendi etkisi altına almak ve geri adım attırmak istiyorlar. Fakat bu hiçbir zaman sonuç almadı almayacaktır. Bundan kaynaklı da sonuç almadıkları için bu saldırıları arttırıyorlar. Leyla Güven de Semra Güzel de yüzbinlerce oy ile seçilmişler, yasalara ve kanunlara karşı aykırı bir iş yapmamışlar, demokratik siyasetlerini yürütmüşler, kanunlar halkların iradesini tanımak zorundadır. Çünkü bunlar seçilmiş insanlar, statülerine ilişkin ne iktidar ne de yargı karar veremez. Seçilmişler hakkında ancak halk karar verebilir” şeklinde konuştu.
ANKARA