DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’e verilen 11 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının gerekçeli kararında, ‘cezalandırılması acil bir toplumsal ihtiyaç’ denildi
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’e “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla verilen 11 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.
Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 46 sayfadan oluşan gerekçeli kararında, 6 eylem ve etkinlikteki konuşmasının “örgüt propagandasını” içerdiği öne sürüldü.
3 ayrı propaganda suçlamasından ayrı ayrı verilen hapis cezasının gerekçeli kararında, Güven’in yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri operasyonlara yönelik eleştirilerine yer verilerek, Türkiye’nin bu yapıları “terör örgütü” olarak gördüğü belirtildi.
Kararda Güven’e verilen hapis cezası ‘acil bir toplumsal ihtiyacı karşıladı’ ifadeleriyle savunuldu.
Barışçıl olduğu kabul edildi
Güven’in katıldığı toplantıların “barışçıl” olduğu kabul edilen ancak “Güven’in şiddeti, PKK’ye yönelik sempatiyi artırıp örgüte katılmayı teşvik ettiği” savunulan gerekçeli kararda, bundan dolayı, tespiti yapılan toplantılar/gösteri, barışçıl toplantı kavramı dışında kaldığı iddia edilerek, “Örgütsel çağrı bulunmayan toplantı/eylemlerle ilgili barışçıl bir şekilde başlamış olması değerlendirilebilecek olmakla birlikte, çeşitli provokasyon ve yönlendirmeler ile şiddete başvurulan veya terör örgütlerinin propagandasına dönüşen davaya konu toplantılara benzer toplantılara/gösterilere katılmak her zaman hassas bir mesele olmuştur. Davaya konu olayların koşulları ile beraber özellikle terörle mücadeleye bağlı zorlukları da göz önüne alınması gerekmektedir” denildi.
‘Temel değerlere meydan okudu’
Güven’in konuşmalarında KCK Sözleşmesi’ni harmanlandığı yorumu yapılan gerekçeli kararda, “Bu nedenle de sanığın topluluğa hitaben söylemleri aniden parlayıp sönme şeklinde barışçıl olmaktan çıkmamıştır. Toplantı alanında baştan beri sanığın sergilediği tavır açıkça örgütsel propaganda içermektedir. Mahkememizin kanaatine göre davaya konu toplantılar ve sanığın konuşmaları bir bütün olarak Anayasa’nın temel ilkelerine ve insan haklarına dayanan demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil ettiği temel değerlere yönelik açık bir saldırı ve meydan okuma niteliğine bürünmüştür” ifadelerine yer verildi.
‘Cezalandırılması toplumsal ihtiyaç denildi’
Güven’e hangi sözlerden ya da eylemlerden dolayı ceza verildiği tam olarak açıklanmayan gerekçeli kararda, eylem ve faaliyetlerinin PKK/KCK/YPG’nin hedef ve talimatlarıyla örtüştüğü savunuldu. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Eylemlerinin siyasi faaliyet ya da örgütlenme özgürlüğü kapsamında hukuken mütalaa edilmesi mümkün olmamıştır. Eylemlerinin şiddete ve demokratik olmayan yöntemlere başvurulmasını teşvik eden sanığın, söz konusu eylemlerin demokratik yaşam için ciddi bir tehdit oluşturduğu, silahlı çatışmaların devam ettiği koşullarda örgüte eleman kazandırmak, örgütün yandaş sayısını artırmak ve örgütün şiddet eylemlerini meşru göstermek amacıyla faaliyet gösterdiği kabul edilmiştir. Bu nedenle sanığın cezalandırılması üst norm denetiminde denetlenen acil bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı kabul edilerek cezalandırılması yönünde hüküm kurulmuştur.”
DİYARBAKIR