Eylemine destek olmak amacıyla 3 günlük açlık grevi eylemi gerçekleştiren TKP/ML davası tutuklularına açık mektup gönderen Güven, “Denizde bir damla olduğumun farkındayım. Ancak açıklamanızda belirttikleriniz de bu damlanın büyüyeceğinin işaretidir” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 8 Kasım’da süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlatan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) tutukluların kendisine destek amacıyla yaptıkları açlık grevi eylemine ilişkin avukatları aracılığıyla mektup kaleme aldı.
Leyla Güven’in mektubu şöyle:
“TKP/ML’li tutsaklara açık mektuptur.
Demokratik bir ülke yaratabilmek için yıllardır kesintisiz mücadele eden devrimci, demokrat, sosyalist, yurtsever direnişçilerin açtığı yolda kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Kuşkusuz bunun hiç de kolay olmadığını bizlerden önceki devrimcilerin başına gelenlerden biliyoruz. Faşizmin bütün dayatmalarına rağmen Deniz yoldaş darağacına yürürken Türk ve Kürt halkının kardeşliğine vurgu yapabilmişse; İbrahim yoldaş işkencenin her türlüsüne direnip ser verip sır vermemişse; Sakineler, Kemaller, Mazlumlar kahramanca bir direniş sergilemişse bize de onlara layık bir tutum sahibi olmak düşer. Gelinen aşamada tek adam diktatörlüğüne karşı daha örgütlü ve kolektif bir direnişin ortaya konması gerekmektedir. Bunun mümkün olduğunu Rojava Devrimi’nde görebildik. Bütün devrimci dinamikler enternasyonalist bir ruhla öz savunmasını geliştiren halkın yanında yerini aldı. DAİŞ çeteleri bu ortak ruhla bertaraf edildi. Ortadoğu’da kaos ve krizin müsebbibinin emperyalistler olduğu aşikardır. Sayın Öcalan, Ortadoğu çözümünün orada yaşayan halkların ortaya koyacağı özgür irade ile mümkün olduğunu; demokratik ulus ve demokratik konfedarilizmin de en uygun model olabileceğini ortaya koymuştur. Bu düşünceden rahatsızlık duyan AKP iktidarı Öcalan üzerindeki tecridi derinleştirerek bir nevi bu sesin duvarların içerisinde kalmasını sağlamaya çalışmaktadır.
Denizde bir dalgayım
Oysa Sayın Öcalan’ın geliştirdiği özgürlükçü paradigma, İmralı zindanının duvarlarını çoktan aştı ve toplumsallaştı diyebiliriz. Başta CPT olmak üzere; tecridin bir insanlık suçu olduğunu bilen ve kendi yasalarında da böyle tanımlayan kurum, kuruluş ve çevrelerin neden tutum geliştiremediklerini elbette biliyoruz. Ancak bu konu; menfaat, çıkar ve iktidar hırsına kurban edilmeyecek kadar önemli bir konudur. Hayatidir, ahlakidir, vicdanidir, insanidir diye düşünüyorum.
Sevgili yoldaşlar; ben insanlık suçu olarak gördüğüm bu tecrit karşısında sessizliği kırabilmek için açlık grevine başladım. Denizde bir damla olduğumun farkındayım. Ancak açıklamanızda belirttikleriniz de bu damlanın büyüyeceğinin işaretidir. Bu nedenle başladığınız 3 günlük açlık grevini çok anlamlı bulduğumu belirtmek istiyorum.
Bu eylemin başarıya ulaşacağına olan inancımla alanınızda bulunan bütün yoldaşlara, dostlara saygı ve sevgilerimi iletiyorum.
Özgür yarınlarda buluşmak dileği ile…
Selamlar
Leyla Güven”
HABER MERKEZİ