‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attığı gerekçesiyle 2 yıl 3 ay hapis cezası verilen Gençay Gürsoy yargılamanın başından beri hedef alındığını söyleyerek, “Hukuk tedavülden kalktı. Sıkı yönetim dönemlerindekinden çok daha farklı bir dönem yaşıyoruz” dedi.
Türk Tabipler Birliği ve İstanbul Tabip Odası, ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı ‘barış bildirisi’ne imza attıkları için ‘Terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla yargılanan ve ertelemesiz hapis cezası verilen eski İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği Başkanlarından Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Prof Dr. Özdemir Aktan ile cezaları ertelenen Prof. Dr. Şahika Yüksel ve Prof. Dr. Rezan Tunçay için basın toplantısı düzenledi.
İstanbul Tabip Odasında düzenlenen basın toplantısına, TTB Merkez Konsey Başkanı Dr. Raşit Yüksel, Dr. Rezan Tuncay, İstanbul Tabip Odası eski başkanı ve TTB Merkez Yürütme Konseyi eski başkanı Dr. Gencay Gürsoy, İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, İstanbul Tabip Odası eski başkanı ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Barış Akademisyeni Dr. Özdemir Aktan, Barış Akademisyeni Dr. Şahika Yüksel, TTB Merkez Konseyi eski başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve insan hakları örgütü temsilcisi katıldı.
‘Barışı talebimiz hep sürecek’
Verilen cezaları eleştiren Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sinan Adıyaman, “İçlerinde Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabip Odası’nın başkanlığını, Yüksek Onur Kurulu ve Onur Kurulu üyeliklerini de yapmış olan 4 hekime hapis cezası verildi. Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof Dr. Özdemir Aktan, Prof. Dr. Şahika Yüksel ve Prof. Dr. Rezan Tunçay’ın mahkemeye göre suçları, binlerce akademisyenin imza attığı bir bildiriye imza atmak, bildiri içeriğiyle uyumlu görüşlere sahip olmak ve bu görüşlerde ısrar etmek. Her biri ayrı ayrı çok değerli meslektaşlarımızın ısrar ettiği görüş, Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 5’inci maddesine göre, ‘Hekimin öncelikli görevi, insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır.’ 4 meslektaşımız, Dünya Tabipler Birliği’nin 1947’deki kuruluşundan bu yana çaba harcadığı ‘hekimlerin Nazi Almanyası’ndaki ve başka yerlerdeki uygulamalarının tekrarlanmaması, iktidarların, güç odaklarının her türden silahlı gücün savaş politikalarına alet olmama, karşı durma duyarlılığıyla, çatışmasızlığı ve barışı talep etmişlerdir. Şiddeti reddeden düşüncelerini ifade etme haklarını kullanmışlardır. Bir başka ifadeyle bir insanın ve bir hekim olarak insan hakları zemininde hekimlik etiğine sadık kalarak özgür iradeleriyle bir tutum almışlardır. Dolayısıyla yaptıklarında insanlık yasalarının ve hukuklun üstünlüğünün geçerli olduğu koşullarda bir suç yoktur. Çatışmasızlık ve barış talebi, dün olduğu gibi bugün de, yarın da ısrarla ve barışçıl yol ve yöntemlerle sürdürülecek, bu gerekçelerle suçlananların yanında her zaman dayanışma içerisinde yer alan büyük insanlık olacaktır” diye konuştu.
‘Baştan hedef alındım’
Ardından söz alan Prof. Dr. Gençay Gürsoy, yargılamanın başından bu yana hedef alındığını söyledi. Gürsoy, ”Hukukun tedavülden kalktığı bir ortamda, bir yargı skandalı üzerine konuşuyoruz. Böylesi bir dönemin geçmişte yaşamadığımızı defalarca söyledim. Bu sadece ihlaller açısından değil, toplumun değer yargıları, reaksiyonları ve kabullenmeleri bakımından da öyle. Özel bir durum yaşıyoruz. Sıkı yönetim dönemleri geçirdik. Darbeler gelir, dağıtır ve sonrasında gider. Sıkı yönetim dönemlerindekinden çok daha farklı bir dönem yaşıyoruz. Akademisyenlerin üniversitelerden uzaklaştırıldığı, iyi yetişmiş genç öğretim üyelerinin de ülkeyi terkettiği bir dönemdeyiz ve bunun bedelinin ağır olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu tablo içinde benim özel muamele gördüğüm doğru. Erteleme ve ceza arttırımındaki katı tavır, zannedersem baştan kararlaştırılmıştı. Neredeyse oğlum yaşındaki bir hakim beni yargılıyordu. Savunmamı yaparken, avukatım oturup oturamayacağımı sordu. Hakim, oturmama izin vermedi. Oğlum yaşındaki hakim bizi yargılarken ayakta bekletti. Baştan hedef alındığım belli oluyor. Mahkemede, ‘Savaş bir halk sağlığıdır’ görüşüne katılıyor musunuz diye sordular. Katılıyorum dedim. Bunun bedelini ödüyorum” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ