Kürtlerin en çok konuştukları konu ne diye sorulsa kuşkusuz “ulusal demokratik birlik”leri denilebilir. Tarih boyunca Kürt halkı ve demokratik örgütleri hep bu konuyu konuştu, tartıştı. Elbette ulusal birlik, tüm halklar için can alıcı bir konu. Eşit, özgür ve sömürüsüz bir dünyanın yaratılmasında “birlik” hem emekçi sınıflar, hem de uluslar için “olmazsa olmaz” bir gereksinimdir. Bir toplum; kendisi için gerekli olan birliği yaratmak için, bağrındaki sosyo-ekonomik yapıyı ve toplumsal ortalama psikolojiyi bilmesi ve kavraması gerekir. Bu nedenle okura sıkıcı gelse de kimi teorik “tespitler”i kısaca belirtelim.
Öncelikle şunu söyleyeyim: demokratik bir arzu için en önemli unsurlardan biri “kültürel yeniden öğretimdir”. Bunun için de toplumsal bilincin demokratik bir öz kazanması gerektiği söylenebilir. Bu yüzden bir toplumda yaratılması zorunlu olan temel değerlerin neler olduğunu ve hangi yollarla geliştiğini bilmek, yani toplumda var olan üretiminin karakterini öğrenmek gerekir. Eğer toplumu bir ağaca benzetir ve ağacın kökünü de üretim olarak alırsak; üretim ne kadar “modern-gelişmiş” aletlerle yapılırsa ve elde edilen “artı ürün” ne kadar adil dağıtılırsa toplumdaki “ortalama bilinç” o kadar yüksek olacaktır. Dolayısıyla toplum o denli derin ve demokratik bir bilince sahip olur. Verdiğimiz ağaç örneği üzerinde konuşmaya devam edersek; ağacın kökü üretimin kendisi ise ağacın gövdesi de “toplumsal ortalama bilinçtir.” Gövdeyi belirleyen kökse -ki öyledir- ortalama bilinci belirleyen üretimin (kökün) karakteridir. Bu tespit tek başına belirleyici olmasa da en önemli belirleyici faktördür.
Ağacın dalları, yani üst kısmı toplumun üst yapı kurumlarını oluşturur. Hukuk, din, gelenek, ahlak vb. “değerler” gibi. Bunlar üst yapı kurumlarıdır ve alt yapıya (üretime) hizmet etmek zorundadır.
Örneğin Kürt paradigması “demokratik modernite” üretim tarzı üzerinde yükseldiği için kendisi bizatihi devrimci bir karakter taşır. Formüle edilen “demokratik ulus” düşüncesi hem “devrim içinde devrim” niteliği taşır, hem de bünyesinde “hümanist” değerleri barındırır. İşte ulusal birliğin niteliğinden bunu anlamamız gerekir.
Şimdi daha somut konuşmaya başlarsak: birlik, yaşam içinde örülür. Halkların birlik düzeyini gurupların ve bireylerin birbiriyle olan ilişkilerinin niteliği ve psikolojik halleri belirler. Bu da “sosyal sınıfların” ve ulusun “birlikte” yaşamla buluşmasından başka bir şey değildir. Bunu aydınlar, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, meslek kuruluşları, demokratik karakter taşıyan partiler vb. kişi ve kuruluşlar sağlar. Ancak böylesi toplumlar yüksek bir kültüre, adaletli bir sosyal ilişkiye, üretken bir psikolojik duruma ve “ahlaki” bir konuma sahip olabilir.
Bu kısa genellemelerin ışığında Kürtlerin günümüzdeki “ulusal birliğine” bakalım. Tarih boyunca “içerden” ve “dışardan” Kürtlerin birliğini bozmaya çalışanların olduğunu biliyorum. Bu uğraş bugün de geometrik olarak artmış durumdadır. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gözler Rojava’ya çevrilmiş durumda. Özelikle ENKS ile “Özerk Yönetimin” “anlaşmasında sonra Kuzey-Doğu Suriye’ye olan ilgi bir hayli fazla. Özerk Yönetim ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) “aktif bir ortaklık” kurduklarını açıklamalarından sonra Rojava’nın konumu daha da önem kazanmıştır. Söylediğimiz gibi Kürtlerin ulusal birliğine içerden ve dışardan yönelen şiddetli müdahaleler hep olmuştur. Dışardan öncelikle emperyalist güçlerin Kürtlerin birliğine yönelen saldırıları Kürdistan’ı parçalamıştır. Bu somut durum Bölge devletlerinin desteğiyle fiili durum almıştır. ikincisi ve arz ettiği önem itibariyle birinci parçalanmışlık nedeninden de daha çok önem taşıyan “iç nedenlere” dayanan bölünmedir. Yazının amacı bu nedenleri geniş olarak anlatmak yerine bugün Kürtlerin ulusal demokratik birliğinin oluşmasına objektif katkı yapacak kimi konulara kısaca değinmektir. Günümüzün somut görevlerini içeren de budur. Kısa başlıklarla birliği kolaylaştıran konuları sıralarsak: a-) Kürt paradigması tüm halklara olduğu gibi Kürtlere de olumlu psikolojik güven aşılamıştır. b-) “Kürt olan” değerlerin temel alınması tüm Kürt yapılarının üzerinde anlaşacakları konsensüs doğmuştur. c-) Kürtleri değerlendirmede değişik global devletler arasında farklı ve birbiriyle çelişen düşüncelerin doğması Kürtlerin ulusal birlik oluşturma işini kolaylaştırmıştır. d-) Kürt halkının ve politik yapılarının terörün hiçbir biçimiyle bir alakasının olmadığının anlaşılması, dahası IŞİD gibi bir terör belasının yenilmesinde Kürtlerin büyük katkı yapmış olması ve bunun dünya kamuoyunca bilinir hale gelmesi Kürtlerin ulusal birliğinin oluşumuna katkı yapmıştır.