Üçüncüsü Türkiye, ama o, bu yazının konusu olmasın. O başlıkta epeyce yazılıp çiziliyor, biz şimdilik ilk ikisi ne durumda, bu hafta onları değerlendirelim, sonrasında ona dair de yazarız…
İlki ABD. En tehlikeli ve uzun uzadıya kalmayı hesaplayan, yerleşik yaşama geçmeyi düşleyen ve şimdiki koşullarda bulduğu yerel desteklerle bölgede kalmayı düşünen, mevcut koşullar ve bölge yönetiminin yaklaşımları değerlendirildiğinde, aşısı, galiba epey sonra bulunabilecek bir virüs… Daha önce hem bu gazetedeki bir yazıda hem de tv programlarında defalarca konu ettik, o, yani Amerika, Kürdistan’ın güneyini kendisi için, ya da daha açık haliyle emperyalist emeller için yurt edindi. Irak’ta, Arap bölgesindeki üslerini tümden olmasa da önemli ölçüde boşaltarak güçlerini Kürdistan’ın Güney’ine taşıyor… En son Musul’daki güçlerini de çekti.. Bu enteresan. Çünkü Musul’daki güçler stratejik açıdan önemli ve IŞİD karşısında bir tampondu. Bu gücün çekilmesi önümüzdeki günlerde IŞİD başlığında bir kıpırtı görmemizi beraberinde getirebilir ki bu başka bir yazının konusu…
İlk etap Kürdistan’ın güneyinde üç üs düşünülüyor. Biri Hewler yakınlarında ve epeyce büyük olacak. Muhtemelen bu üs, Irak’ın Ambar vilayetindeki üssün yerini alacak. Stratejik olarak bu üs, gerek Irak gerekse de Suriye ve bölgedeki diğer ülkelerdeki ‘işlerle’ uğraşacak büyüklükte olacak. Havadan iniş kalkışlara, füze sistemlerinin yerleştirilmesine, gerektiğinde gereği kadar asker yerleştirmeye de uygun olacak. İsterseniz buna alternatif İncirlik de diyebilirsiniz… Diğer ikisi Süleymaniye ve Halepçe’de. Buralar da İran sınırı. Halepçe ile İran arasında yürüyerek geçebileceğiniz bir tepe var, tepenin ardı İran. Bu üslerin niye kurulacağı konusunda bir açıklama yapmanın da sanırım gereği yok… Son gelişmeler, Irak’taki bunalım, hükumet kurulamaması ya da kurulan hükumetlerin önemli ölçüde etkisiz kalması Kürdistan yönetimini arayışlara yöneltiyor. Böylece Amerika’nın bölgeye yerleşmesinden de hiç rahatsız olmuyorlar ne yazık ki… Had safhada ekonomik krizden çıkmanın yollarından biri gibi algılanıyor durum. Bir de belki güvenlik başlığında rahatlama. Oysa gözlükler çıkarılıp bakıldığında görünen öyle değil. Amerika egemenlik tesis ediyor, yerleşeceği ve kullanacağı bir coğrafya ve gerektiğinde kullanacağı bir güç istiyor. Yerel yönetim ise bu durumu nasıl kendime eviririm derdinde. Ancak karşısındaki yapının ABD, bulunduğu yerin de Ortadoğu olduğunu unutuyor. ‘Yeni gelip yerleşecek’ yapının bölgedeki tüm düşmanları, bundan böyle Kürdistan’ın güneyini de düşman sayacaklar ve bölge, başta İran olmak üzere bir çok yapının hedefi haline gelecek… Önümüzdeki haftalarda gelişmelere göre bu başlığa yer yer değineceğiz.
* İkinci başlığımız korona ve bölgedeki durum. Olağanüstü bir şeyler olmazsa dünyadaki en iyi yerlerden biriyiz… İran’ın burnunun dibinde yaşıyorken ölü sayımız iki, hasta sayımız (kırk yedisi taburcu olmuş) iki yüz atmış civarında… Dün burada yüz yeni vaka daha açıklandı. Malumunuz, İran’da olay patlak verip, yine İran’dan gelen bir ailede virüs tespit edilir edilmez tedbirler başladı. Daha önce de yazmıştım ama belki örnek olur diye yineliyeyim: Okullar ve camiler hemen kapatıldı. Kapılar kapatıldı, giriş çıkış yasağı kondu. Türkiye kapısından gıda maddesi girişleri kontrollü olarak devam ediyor. Burada taziyeler camilerde yapılır, o da durduruldu, halka önce işi olmayanların sokağa çıkmaması söylendi, sonrasında ise bu tedbir önce iki, sonra üç, beş, on beş gün artırılarak zorunlu hale getirildi. Bir ayı geçti evdeyiz. Son birkaç gündür daha sıkı tedbirler alınmaya başlandı. Sağlık ve basın mensupları dahi eğer mesaileri yoksa sokağa çıkamıyorlar. İllerde bazı hastaneler virüslü hastalara ayrılmış durumda, diğer hastaneler kendi alanlarında çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Muhtarlara (ki bu uygulama yoksul mahallelerde öncesinde de vardı) ihtiyaçlı ailelere dağıtılmak üzere gıda malzemeleri veriliyor, isteyen aileler bu malzemelerden edinebiliyorlar.
* Olağanüstü bir durum olmaz, ekonomik ya da farklı bir kriz yaşanmazsa, corona başlığında bölgedeki durumumuz şimdilik böyle… Haftaya görüşmek dileğiyle…